ABD seçime mi gidiyor iç savaþa mý?

WASHINGTON

ABD seçimlerini izlemek üzere Washington’dayýz. Kimi eyaletlerde eylül ayýnda baþlayan seçim bugün (3 Kasým) akþam 6’da sona ermiþ olacak. Seçimin neticesi kritik eyaletlere göre ve adaylar arasýndaki oy farkýna göre uzayabilir, hatta mahkemeye de taþýnabilir.

Baþkent, hem Kovid-19 tedbirleri dolayýsýyla hem de seçimlerin sonuçlarýna baðlý olarak yaþanabilecek yaðma ve vandalizm ihtimaline karþý kepenk indirmiþ durumda. Az sayýda dükkan açýk ve dükkan ve maðazalarýn tamamý vitrinlerini tahta plakalarla kaplamýþ. ABD seçime mi gidiyor iç savaþa mý dedirten bir manzara var sokaklarda.

Zaten Kovid-19 etkisiyle yaþadýðýmýz fantazma hissini bu manzara iyice pekiþtiriyor.

Francis Ricciardone’nin kulaklarý çýnlasýn! Bir imparatorluðun çöküþünü seyrediyoruz belki de.

Yakýn zamanda anlayamayacaðýz belki, ama 20-30 yýl sonra tarih kitaplarý bugünü ABD’nin emperyal güç olmaktan ulus devletleþmeye gittiði süreçteki milatlardan biri olarak yazacak. Tabii ki kimin baþkan seçileceðine baðlý olarak.

Ýki gündür büyükelçilik yetkililerimizle, düþünce kuruluþlarý ve hem de burada mukim gazetecilerle görüþmeler yapýyoruz. Kimse seçim sonucuna dair anketlerin ortaya koyduðu kesinlikte konuþamýyor. 2016’da anketçiler Trump’ýn kazanacaðýný tahmin edemediði için deðil sadece. Ayný anketçiler 2018 Temsilciler Meclisi seçimlerinde gayet makul sapmalarla Cumhuriyetçilerin çoðunluðu ele geçireceðini haber vermiþlerdi.

Baþka bir þey var, içten içe kaynayan; hissedilen ama adý konulamayan.

Amerikan toplumu bir deðiþim yaþýyor ve bunun siyasete mutlaka etkisi olacaðý tahmin ediliyor. “Ama nasýl?” sorusunun cevabýný seçim sonuçlarýný da aþan ve kazanan kim olursa olsun devam edecek dinamiklerin hareketinde aramak lazým.

Trump’ýn harekete geçirdiði bir þey var. Cumhuriyetçi Parti’yi aþacak þekilde nevi þahsýna münhasýr bir tarzda siyaset yapýyor Trump. Evet, kaba saba bulunuyor, dengesiz, kadýn düþmaný, ýrkçý falan deniliyor kendisine ama o tüm bu özellikleriyle bir kesimin kendini özdeþleþtirdiði kült bir figüre dönüþtü bile.

Öte yandan kazanmasýna daha kesin gözüyle bakýlan Biden’ýn, baþkanlýðý tamamlayýp tamamlayamayacaðý bile muamma. Gaflarýyla Trump’ý aratmayan ve 2016 seçimlerinde yaþýndan dolayý Obama’nýn desteklemediði Biden artýk dört yaþ daha ihtiyar. Üstelik sýkça unutma sorunuyla gündeme geliyor.

Yine de Trump karþýsýnda Demokrat Parti koalisyonunu bir arada tutabilecek, ayný zamanda Cumhuriyetçilerle de -özellikle Trump’la anýlmak istemeyenleriyle- kolayca çalýþabilecek bir isim gözüyle bakýlýyor Biden’a.

Anlayacaðýnýz ABD’de Trump karþýtlýðý müstakil bir siyasete dönüþmüþ.

Obama son ana kadar sahadaydý. Seçmeni sandýða götürmek için devamlý olarak “Bu tarihi bir seçim, hiç olmadýðý kadar önemli” vurgusu yaptý. Bernie Sanders, Hillary Cillinton’dan esirgediði desteðini yeter ki Trump gitsin diyerek Biden’dan esirgemedi. Ilhan Omar gibi aktivist temsilciler de çok sýký çalýþtýlar. Cumhuriyetçi kanat ise adaylarý mevcut baþkan olmasýna raðmen bu denli birlik görüntüsü veremedi.

Trump’ýn fabrikalarýný geri getirme sözü verdiði mavi yakalýlar, demografinin artýk aleyhlerine deðiþtiðini gören WASP’lara hala seçim kazandýran halkýn doðrudan baþkaný seçememesi. Delege sistemi sayesinde geçen seçimde Clinton ülke genelinde üç milyon fazla oy almasýna raðmen baþkan olamamýþ ama Trump 3 eyalette toplam 35 bin of fazla alarak delegelerin tamamýný toplayabilmiþti.

Bu ta tartýþma konularýndan biri kuþkusuz. Ama hangi tartýþmanýn derinleþeceðine de seçim savaþýný kimin kazandýðý belirleyecek.