Ortadoðu diplomasisi hareketli.
6 Kasým’da yapýlacak ve tüm dünyanýn pek çok dosyayý bu nedenle bekletmeye aldýðý ABD seçimlerine saatler kala Amerikan diplomasisi Suriye krizine yoðunlaþmýþ durumda.
Suriye muhalefeti, büyük jüriden sýnýfta kaldý ve yeni bir arayýþa gidileceði açýklandý.
Yunanistan Baþbakaný Antonis Samaras’dan gelen “Euro’dan çýkarýz” açýklamasýna karþýn, Avrupa’nýn gündeminde de kendi krizi kadar yine Ortadoðu vardý.
Hafta içinde Ýsrail Baþbakaný Benjamin Netenyahu’yu aðýrlayan Fransa Cumhurbaþkaný François Hollande ilk Ortadoðu turuna çýktý ve Suudi Arabistan’a giderken Lübnan’da bir mola vererek, “istikrarýnýz bizim için önemli” dedi.
Fransa, Suudi Arabistan’da baþta nükleer enerji olmak üzere, savunma sanayi ve hýzlý tren projeleriyle ilgili ancak Suriye muhalefetinin Batý’da antipati yaratan bazý kesimlerine verilen destekten dolayý rahatsýzlýk da Hollande tarafýndan gündeme getirilecek.
Taþlar yerinden oynuyor. Muhalefet yeniden ameliyat masasýna yatýrýlýyor.
Binlerce insan hayatýný kaybedip, onbinlercesi evinden olurken, Suriye Batý dünyasýnýn bir yapboz tahtasýna dönmüþ durumda.
Doha’da yine Pazar günü baþlayan toplantýnýn iþaret fitili Washington’da ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton’ýn, mevcut Suriye muhalefetini eleþtiren açýklamasýyla atýldý.
Dünyada ekonomik kriz seçimlerde mevcut iktidarlarý yerinden ederek etkisini gösterdi.
ABD’de yine ayný trend devam mý eder, ya da Barack Obama’nýn rüzgarý bu trendi yener mi bilinmez.
Ancak görünen o ki, 7 Kasým günü Washington’da gülecek olan aday ister Mitt Romney olsun, ister Barack Obama, Þam’da birilerinin zamaný iyiden iyiye azalmýþ olacak.
Paris’ten bir Orhan Pamuk geçti
Dýþarýdan görünen Paris ile içinde yaþanan Paris bambaþkadýr.
Bir kitaptan alýntý mýydý emin deðilim ama görevi gereði Paris’te bulunan bir arkadaþým sýk sýk tekrarlardý: “Paris, insanda ne varsa derinleþtiren bir kenttir.”
Bakmayýn “ýþýklý kent” dendiðine. Cebinde dönüþ bileti olanýn ýþýklarýn ötesini görme zamaný kalmaz pek... Gidip de dönenler için baþka, gelip de kalanlar için bambaþkadýr Paris.
Sömürgeciliðin yaldýzlý ambalajlarda sunulduðu ve sömürgecinize aþýk olmanýzý saðlayan bir illüzyonun adýdýr Paris.
Sömürgeciliði en çok uyguladýklarý alan da kültür ve dil alanýdýr.
Türkiye’nin herhangi bir noktasýnda bir yabancý görüldüðü zaman hemen ona yardýma koþulduðunu gözünüzün önüne getirin. Fransýzlar ise, býrakýn o yabancýnýn diliyle anlaþma çabasýný, kendi dili aksanlý konuþulduðu zaman bile rahatsýz olduklarýný belli ederler.
Ýþte bu çerçevede, Orhan Pamuk’un Legion d’Honneur töreninde Fransýzca bilmediði için üzüntülerini iletmesi, “sadece bir nezaket beyaný” olarak algýlanmadý kimilerince. Pamuk’a niþaný takdim eden Fransýz Kültür Bakaný, neden Ýngilizce konuþmadý ya da neden Türkçe bilmediði için üzüntülerini ifade etmedi? Bu soru cesurca sorulsa zaten, dünya kültür sömürüsü tarihine belki bir þeyler eklenmiþ olurdu.