Aðustos 2012’de Suudi Arabistan istihbaratýnýn baþýna getirildiðinde Ortadoðu’da yeni bir dönemin habercisi olduðunu fark etmiþtim. Prens Bandar bin Sultan için þöyle yazmýþým:
“O, her zaman, “perde arkasý pazarlýklarýn” ve “zorlu stratejik adýmlarýn” adamý olarak dikkat çekti. Bu nedenle Amerikan Merkezi Haberalma Teþkilatý CIA ile yakýn çalýþtý. 1984 yýlýnda Nikaragua’daki solcu yönetime karþý CIA tarafýndan örgütlenmiþ kontra gerillalarýna (Suudi ödeneðinden) hatýrý sayýlýr mali yardým yaptýðý biliniyor. Afganistan’daki Sovyet iþgaline karþý örgütlenen “mücahit direniþinin” bir numaralý kurucularýndan biri olduðu, hatta Usame bin Ladin’i görevle o coðrafyaya gönderdiði de...”Baba” Bush, Saddam Hüseyin’i Kuveyt’ten kovalarken yaný baþýnda o duruyordu... “Oðul”Bush Irak’ý iþgal ederken de bütün hazýrlýklarý onunla yapmýþ hatta iþgalin baþlayacaðý haberini kendi savunma bakanýndan önce ona bildirmiþti!.. Dick Cheney’in, Suriye ve Ýran’daki rejim deðiþikliklerine dayanan “yeni Ortadoðu planý”nýn en güçlü destekçisiydi... Suudi rejiminin “þahin kanadýnýn” en önemli isminin birden istihbarat teþkilatýnýn baþýna getirilmesi, tabii ki, çok önemli bir iþaret. Prens Bandar bin Sultan, özellikle Suriye’deki Beþar el-Esed rejiminin devrilmesi için yürütülen “örtülü operasyonu” CIA ile en iyi þekilde örgütleyebilecek tek isim... “ (Köylü Prens’in 007 Görevi, STAR, 8 Aðustos 2012)
Ýþi çorbaya çevirdi
Prens Bandar, bildiðini yaptý ve Ortadoðu’yu bugünkü haline taþýdý.
1. Irak’taki Þii siyasi varlýðýný Ýran’ýn uzantýsý olarak gördü, Sünni bölgede radikal unsurlarýn güçlenmesini bir denge unsuru olarak deðerlendirdi.
2. Mýsýr’da Müslüman Kardeþler’in yükseliþini tehdit olarak algýladý, güçlü baðlarýyla Amerika’yý hareketsiz hale getirdi, darbenin arkasýndaki gizli güç oldu.
3. Suriye’de örtülü operasyonu giderek Afganlaþmaya dönüþtürdü, Amerika ve Batýlý müttefiklerinin doðrudan askeri müdahalesini önledi, ülkeye Irak üzerinden soktuðu radikal örgütlerle Suriye’nin bir Ýran-Suudi savaþ alanýna dönüþmesine yol açtý.
Öyle ki, atanmasýndan tam bir yýl sonra þunlarý yazmýþým:
“Rus lider Putin’in geçtiðimiz çarþamba günü ilginç bir konuðu vardý: Suudi Prensi Bandar bin Sultan. Suudi Arabistan istihbaratýnýn ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin baþýndaki isim. 22 yýl ülkesinin Washington büyükelçiliðini yaptý, CIA tarafýndan Riyad’daki “bizim adamýmýz” olarak adlandýrýlan prens. Washington ve Tel Aviv’de organize ettiði toplantýlarda, Suriye’de varlýðýný artýran”cihadçý/selefi” gruplara askeri desteðin yollarýný arayan portre. (...) Obama’nýn planý belli: Afganistan’da Carter’ýn uyguladýðý yoldan gidiyor. Pentagon’u geri çekti, CIA’ýn Suudlarla iþbirliði içinde yürüttüðü örtülü operasyonlarla Esed’i yýkmaya çalýþýyor. Sonuç, Kafkasya’dan Suriye’ye getirilen Suud destekli savaþçý gruplarýdýr ve ne yazýk ki, sýnýrýmýzda, bir Çeçen-Kürt savaþý ile karþý karþýyayýz. Amerikan-Suud planýnýn, Türkiye’yi, Afganistan Savaþý’ndaki Pakistan’ýn durumuna sürüklediði de açýk bir gerçektir. (...)Sýnýrýmýzda yeni bir Afganistan’a izin veremeyiz. Berbat bir planla karþý karþýyayýz. Bu planý Türkler ve Kürtler birlikte boþa çýkarabilir.” (Bu oyunu birlikte bozmalýyýz, STAR, 5 Aðustos 2013)
Ýbre, Ankara’ya dönüyor
Obama, geçen ay Riyad’a gitti, Kral Abdullah ile görüþtü, Prens Bandar önceki gün görevinden alýndý. Amerika, Suudilere Özgür Suriye Ordusu’na geliþmiþ silahlar vereceðini bildirdi, Bandar’ýn radikal savaþçýlarýna ihtiyaç olmadýðýný da aktardý. Elde edilen bilgiler, cephede durumu deðiþtirecek silahlarýn, Kuzey Cephesi’nde Gen. Abdullah-Ýlah Beþir komutasýndaki birliklere Türkiye, Güney Cephesi’nde ise Gen. Cemal Maruf’a Suudi Arabistan’ýn Tabuk üssünden Ürdün’e aktarýlarak verileceðini gösteriyor.
Türkiye, Suriye’yi, El-Kaide’nin savaþ alanýna çeviren Suudi planýna baþtan beri karþýydý, Özgür Suriye Ordusu’nun, Suriye halkýnýn yasal direniþ gücü olarak desteklenmesinden yana oldu.Erdoðan’ýn, ABD Temsilciler Meclisi Baþkaný Boehner’e Ankara’nýn Suriye’deki El-Kaide varlýðýndan rahatsýz olduðunu net olarak aktarmasý önemlidir.
Türkiye’nin adýný, El-Kaide’nin yanýna yazma gayretleri ise bir yanda Ankara’yý hareketsiz býrakma, diðer yanda, bu örgütü destekleyen CIA-Prens Bandar mihverini gizleme telaþý taþýyordu.
CIA içindeki bir çetenin yönlendirmesiyle Türkiye’ye karþý bu tür operasyonlarý yapanlarý Allah affetmeyecek, hukuk bir þey yapabilir mi, bilmiyorum.
Oyun bitti, Prens Bandar gitti...
Suriye için yeni dönem asýl þimdi baþlýyor, hayýrlý olsun...