GÜNEY: ABD-Türkiye arasýnda gerginlik sürse de görüyoruz ki ABD Türkiye’yi gözden çýkaramýyor. Bana göre bu Ortadoðu-Avrupa-Doðu Akdeniz jeopolitiðinde asla gözden çýkartmayacak. Washington, Ankara’nýn potansiyelinin farkýnda.
2017’DEN 2018’E DEVREDENLER VE BEKLENENLER
Savaþlar, siyasi-insani krizler, terör 2017’de dünyayý insanoðluna dar etti. Bizi doðrudan ilgilendiren konularýn baþýnda Suriye vardý. Trump Obama’nýn yanlýþ siyasetini sürdürdü ve PYD terör örgütüne aðýr silahlar verdi. FETÖ firarilerini vermedi. Haliyle ikili iliþkiler gerildi. 6. yýlýný dolduran Suriye savaþý, güvenliðini ve bekasýný tehdit ettiði için Türkiye baþlattýðý askeri müdahalenin devamýný bu yýlda getirdi. Öte yandan Rusya ve Ýran ile baþlattýðý Astana sürecinde çözüm için çalýþtý. AB ülkeleri ise teröre desteklerini ve Türkiye karþýtlýðýný sürdürdü. 2018’e bunlar devrediyor. Peki yeni yýldan ne bekleyelim? Bahçeþehir Kýbrýs Ün. ÝÝSBF Dekaný, Bilgesam Bþk. Yrd. Prof. Dr. Nurþin Güney ile konuþtuk.
- 2018'i öngörmeye Suriye’den baþlayalým. Astana süreciyle birlikte Suriye çözümsüzlük kýskacýndan çýktý gibi ama küresel, bölgesel ve yerel aktörler arasý güç paylaþýmý da henüz yapýlmadý. 2018’de ne bekleyelim Suriye’de?
Taraflar Cenevre’de, Suriye’de rejim ve muhalefet arasýndaki siyasal süreçle ilgili yol haritasý üzerinde bir þekilde mutabakata vardý diyelim. Bu mutabakat, elbette, büyük güçlerle bölgesel güçlerin baskýsý sonucunda elde edildi. Bundan sonra artýk önemli olan mevcut taraflarýn- yani Suriye’deki etnik ve mezhep gruplarýnýn- olasý iktidar paylaþýmý yolunda varýlacak anlaþmanýn ruhuna- demokratik haklar anlamýnda- riayet edip etmeyecekleri. Eðer edilmezse, Irak Anayasasý’nýn kabulünden sonra Irak’ta yaþanan sorunlarýnýn benzerlerinin Suriye’de yaþanmasý mümkün. Bu olasýlýk gerçekleþirse Suriye’nin huzura ve istikrara kavuþmasý uzak gözüküyor. Bugün Astana Mutabakatý sayesinde üç garantör ülke, Suriye’de çatýþmasýzlýk alanlarý ilan ederek görece istikrarlý adacýklar yaratýlabildi. Ancak bu görece istikrarýn önünde dahi çeþitli zorluklar var. Öncelikle yeni ilan edilen 2017 Amerikan Ulusal Güvenlik Belgesi’nden de anlýyoruz ki ABD ile Rusya arasýndaki jeo-politik ve jeo-ekonomik mücadele henüz bitmiþ deðil. Þüphesiz bu durum Suriye’nin gelecekteki gidiþatýný da etkileyecek. Bu arada, bölgesel güçler arasýnda en huzursuz olaný tabii ki Ýran. Tahran yönetimi þimdilik, ABD tarafýndan çevrelenme baskýsý altýnda, Astana süreci içerisinde Rusya ve Türkiye ile iþbirliðine girmeye razý geldi. Ancak, Tahran her hâlükârda Irak ve Suriye’de kazanmýþ olduðu alan hâkimiyetinden taviz vermek istemiyor.
GÜÇ SAVAÞI SÜRECEK
- Esed’in tavrý belirleyici olur mu bu süreçte?
Bir baþka zorluk da Esad Rejiminden kaynaklanýyor. Rejim, ülke bütünü üzerinde tam bir hakimiyet saðlama arzusunu terk etmiþ deðil. Zaman zaman Suriye’de çatýþmasýzlýk alanlarýna yakýn mevkilerde hava bombardýmanýnýn devam etmesi de bundan. Tüm bu zorluklara raðmen belirtmeliyiz ki; bugün Rusya, Ýran ve Türkiye arasýnda Astana’da yakalanan iþbirliði ruhundan doðan çatýþmasýzlýk bölgeleri ve sahadaki göreceli istikrar adacýklarýnýn varlýðý Suriye’deki çözümsüzlük kýskacýndan çýkmak için büyük bir fýrsat sunuyor. Bu fýrsatýn Suriye’nin tümü için bir deðiþiklik yaratmasý önünde duran en büyük engel küresel, bölgesel ve yerel aktörler arasýnda devam edegelen güç mücadelesi. Ayrýca, çok zikredilmeyen bir faktör daha var ki, Suriye’de istikrarýn kurulmasýný geciktirip zorlaþtýrabilir.
TERÖR STEPNE GÝBÝ
- Nedir o faktör?
Bu faktör, sahada var olmaya devam eden ya da DAEÞ gibi çökertilen terör gruplarýnýn militanlarýna ne olacaðý sorusuyla yakýndan iliþkili. Ýstikrar güç mücadelesi ve rejimin inadý nedeniyle gecikirse hikaye baþa sarabilir, DAEÞ baþka bir isim altýnda, ya da benzeri radikal eðilimlere sahip bir grup tekrar Suriye mücadelesinde ortaya çýkabilir. Tabi DAEÞ’i anýp diðer bir terör grubunun Suriye’de varlýðýna deðinmemek olmaz. PKK/PYD þuan için ABD-Rusya güç mücadelesinin aracý olmuþ görünüyor. Aktörler PKK/PYD unsurlarýný sadece birbirlerine karþý deðil, bölgesel aktörler ve rejime karþý da elde tutuyorlar. Suriye’de siyasi istikrara bir þekilde geçilecekse terör örgütlerinin birbirlerine karþý yedek lastik olarak tutulduðu bu politikalardan da vaz geçmek gerekiyor.
Özetle, 2017 Astana-Soçi süreçleri Suriye’de istikrarýn yaratýlmasý ve normalleþmenin gerçekleþmesi için önemliydi ama bahsettiðim istikrarsýzlýk unsurlarý ve özellikle Washington- Moskova mücadelesinin istikrarsýzlaþtýrýcý etkisi nedeniyle 2018’de Suriye’yi bekleyen gelecek konusunda çok ümitvar olamýyorum.
- Türkiye PYD’nin masada olmasýný engellemek için her uyarýyý yaptý muhataplarýna. Güvence de verildi ancak aksi yönde açýklamalar da geliyor. Nedir durum?
Türkiye, bu konuda asla taviz vermeyecektir, zaten bunu pek çok kez açýkça ifade etti.
- Rusya yaþanan pek çok krizden en karlý çýkan ülke gibi. Bu böyle sürer mi? Kudüs, Suriye gibi konularda Türkiye ile benzer çizgide kalýr mý? PYD fikri deðiþtirir mi?
Rusya’nýn halihazýrda sadece Suriye meselesinde deðil diðer pek çok konuda ABD ile fikir ayrýlýðý var. Þu anda Astana’da Ýran-Türkiye ile oluþturduðu denge mekanizmasý Moskova’nýn Suriye’de -ve belki diðer pek çok yerde- Washington karþýsýnda elini güçlendiriyor. Ýki taraf arasýnda Suriye üzerindeki pazarlýklar da henüz son bulmadý, o nedenle Moskova Türkiye’yi rahatlatmak için PYD konusunda bir formül bulmak isteyebilir. Ancak, yine de Rusya Ortadoðu’da Washington ile devam eden güç mücadelesinde PKK/PYD’yi elinde koz olarak tutmak isteyebilir. Bu nedenle de Türkiye dengeleme politikasýný çok yönlü, aktif ve çok taraflý olarak sürdürüyor.
VÝZE ADIMI BÝR ÝÞARET
- Belki de ne fazla merak edilen; Türkiye-ABD iliþkilerinde gerginlik sürüyor. Ne bekleyelim 2018’den?
Türkiye-ABD iliþkileri 2017 senesinde gerçekten dibe vurdu. Ýki taraf arasýnda büyük bir güven bunalýmý yaþanýyor. FETÖ; PKK/PYD ve benzeri bazý ciddi sorunlar çözüm bekliyor. Türkiye’nin ABD’yi ikna etmesi ancak uluslararasý alanda elde ettiði diplomatik ve askeri baþarýlar nispetinde olur. Nitekim Washington’un vize konusunu aniden çözmesi de nasýlsa Ankara’nýn Kudüs meselesindeki baþarýsýnýn hemen ardýndan ve S-400 anlaþmasýnýn imzalandýðý açýklamasýnýn sonrasýnda geldi.
ABD-Türkiye arasýnda gerginlik devam etse bile, görüyoruz ki ABD Türkiye’yi gözden çýkaramýyor. Ben þuna inanýyorum, bu Ortadoðu-Avrupa-Doðu Akdeniz jeopolitiðinde Türkiye’yi asla gözden de çýkartmayacak ama Washington, Ankara’nýn potansiyelinin de farkýnda. Zaten Washington’u uzun bir süredir ürküten Türkiye’nin sahip olduðu potansiyeli oldu. Bu potansiyel, tüm darbelere raðmen- terör, 15 Temmuz, vb, hala canlý. Bu potansiyeli Türkiye bugün kendisine ve dolaylý olarak bölgeye yönelik oyunlarý bozmakta kullanýyor.
KÜREYE EL KOYAN ÜÇGEN ÇOK KIRILGAN
“ABD’de piþirilen bu Suudi Arabistan, BAE, Mýsýr kuþaðý farklý kýrýlganlýklara sahip. Trump’ýn Küdüs hamlesi Washington’da beklenmediði þekilde, Arap ve Körfez dünyasýný bölme ve yönetme stratejisine büyük zarar verdi. ÝÝT ve BMGK’de alýnan sonuçlar bunun en önemli kanýtý. Bu kuþak zaten bir ittifak deðil, Ýran karþýtý bir oluþum ama detaylarda ciddi görüþ ayrýlýklar var. Washington bu bloðu daha ne kadar bir arada tutar, göreceðiz. Türkiye, kuþak içindeki ülkelerle konu bazlý iliþkiler kurarak ABD-Ýsrail’in böl-yönet stratejisini boþa çýkartabilir. Nitekim Türkiye’nin þimdiye kadar sürdürmüþ olduðu çok taraflý mekik ve telefon diplomasisi sonuç verdi, çaðrýlarý Müslüman Arap Dünyasý’nda karþýlýk buldu. Ankara’nýn son Suudi Arabistan açýlýmýný da bu çerçevede deðerlendirilmeli.”
ANKARA’NIN MOTÝVASYONU AVRUPA’YI ETKÝLER
- Avrupa ülkelerinin terör bahsinde Türkiye’yi deðil terör örgütlerini desteklediðini gördük 2017’de. 2018’de ne olur?
Türkiye, bir süredir özellikle Suriye ve Irak söz konusu olduðunda aktif savunma ve aktif dengeleme siyaseti sürdürmekte. Bu þekilde Irak-Suriye hattýndan kendine yönelen tehditleri caydýrýyor. Öte yandan, ikili ve çoklu diplomasi sonucunda deðiþik bölgelerde birçok ülkeyle arasýnda var olan iliþkileri tazeliyor. Böylece Ankara farklý bölge ve alanlarla farklý seviyelerde karþýlýklý baðýmlýlýk iliþkileri geliþtirmeyi amaçlýyor. Bu çeþitlendirme sayesinde Avrupa’nýn ticaretten ve siyaseten hatalý politikalarýna direnmek mümkün olabiliyor. Bunun Avrupa-Türkiye iliþkisi için olumlu bir yaný da var. Türkiye’nin ÝÝT ve BM Genel Kurulunda seslenebildiði ülkelerin fazlalýðý konu bazlý iþbirliði söz konusu olduðunda Avrupa baþkentleri nezdinde de ilgiye mazhar oluyor. Kudüs oylamasý, konu bazlý iþbirliði ve kamu diplomasisinin nasýl iç içe geçebileceðini bize gösterdi.
Avrupa’nýn özellikle terörizm konusundaki hatalý politikalarý karþýsýnda Türkiye uluslararasý toplumu arkasýna aldýðý müddetçe dengeleme siyasetinde daha da baþarýlý olacaktýr. Avrupa’nýn terörizmi alenen desteklemesi zamanla mümkün olmayacak ya da popülist siyasetine artýk katký saðlamayacak. Bu nedenle Ankara’nýn bugünkü motivasyonla çoklu diplomasini geliþtirmesi ve karþýlýklý baðýmlýlýk iliþiklerini arttýrmasý hem Türkiye’nin kapasitesi hem Türkiye-Avrupa iliþkileri bakýmýndan hem de Türkiye’nin bekasýna yönelik çok yönlü riskleri savuþturmasý bakýmýndan çok önemli.
BAÐDAT VE TAHRAN; PKK’YA DÝKKAT
- Irak’taki durum nereye evrilir?
Þu an ABD merkezi Baðdat hükümeti üzerinde Ýran etkisini azaltma stratejisi uyguluyor ve epey ilerleme saðladý. Bu arada PKK’nýn Kandil üzerinden Suriye’dekine benzer bir yerel yönetim kurma teþebbüsleri olduðunu duyuyoruz. Dolayýsýyla, Ýran ve Baðdat Hükümetinin bu noktaya dikkat etmesi gerekiyor. Çok açýk ifade edelim; bu ülkelerin Türkiye ile birlikte PKK karþýsýnda ortak mücadele vermesi, Baðdat ve Tahran’ý gelecekte PKK odaklý tehdit karþýsýnda kuvvetli kýlacaktýr.
AFRÝN ÝÇÝN ZAMAN KOLLANIYOR
- Hayli zamandýr Afrin operasyonu bekleniyor?
Operasyon hazýrlýklarý tamamlandý. Türkiye buradaki PKK tehdidini bertaraf etmede son derece kararlý, zira bu bir beka meselesidir Ankara açýsýndan. Ancak en uygun zamaný kolluyor ve konuyu Astana’daki ortaðý Rusya ile istiþare ederek gerçekleþtirmek, böylece Fýrat Kalkan’ýndaki gibi kendisine en az zarar ve maliyeti getirecek bir senaryo ile baþarmak istiyor. Diðer konu DAEÞ. Bir kýsmý yer altýna inebilir ve Irak ve Suriye’de önlem alýnmazsa baþka isimle yine çýkabilir.