ABD ve büyüyen dinleme krizi

ABD Ýstihbarat kuruluþlarýnýn dinleme faaliyetleri, siyasi mücadelelerin keskinliðini gösteriyor.

Ýstihbarat kuruluþlarý, gayet tabi ‘karþý tarafý’ dinler, izler. Bir devletin öncelikle ‘öteki’ gördüðünü izlediði varsayýlýr. Soðuk Savaþ yýllarýnda günümüzdeki gibi teknolojik aygýt ve imkanlar olmadýðýndan dinleme-izleme faaliyetleri daha çok insan kaynaklarý kullanýlarak yapýlýrdý. Doðu Bloku ülkeleri Batý ülkelerinde, Batý ülkeleri de Demir Perde devletlerinde ajanlýk yaparlardý. Sovyet istihbarat kuruluþu KGB içinde yakalanan CIA ajanlarý, CIA içindeki KGB’liler sürekli deþifre edilir, birbirine düþman iki devletin birbirlerinin en mahrem alanlarýna sýzabildikleri ortaya çýkardý.

Bununla birlikte, Soðuk Savaþ yýllarýnda bile istihbarat kuruluþlarý sadece karþý blok karar alýcýlarýný izlemezlerdi. Müttefik ülkelerin karþý tarafla iþ görüp görmedikleri meselesi, muhtemelen rakibin ne yaptýðýndan daha önemli bir konu olarak deðerlendirilirdi. Güvenlik konularýný ve küresel siyaseti ‘karþý’ tarafa göre düzenlemek kolaydýr. Esas mesele, ortaklarýn ‘karþý taraf’la iliþkilerinin dozunu ayarlamaktadýr.

Günümüzde kutuplu bir dünya olmadýðý ve ‘karþý taraf’ konusunun da net olmadýðý düþünülürse, herkesin herkesi izlemesinin neredeyse bir gereklilik olduðu söylenebilir.

Dinlemenin deþifre edilmesi

ABD’nin Fransa, Brezilya ve özellikle Almanya’da Merkel’i dinlemiþ olmasý, günümüz siyasi ve ekonomik dengeleri açýsýndan normal kabul edilebilir. Ancak normal olmayan dinlemelerin açýða çýkmasý. Demek ki dinleyenler de dinlenmiþ. ABD’nin iþi gücü býrakýp sadece bu ülkeleri dinlediði, Merkel’in de dinlenmediðini sandýðý düþünülemez. Sorun, dinleme konusunda deðil, bazý dinlemelerin ortaya dökülmüþ olmasýnda. ABD’nin müttefiklerini dinlediði ilk ortaya çýktýðýnda, bu olay Obama siyasetini bitirmeye niyetli cumhuriyetçilerin bir çabasý olarak deðerlendirilmiþti. Ancak konu derinleþtikçe, Obama’nýn da dinleyenlere izin veren kiþi olduðu ileri sürülmeye baþladý. Hal böyle olunca, müttefikler arasý güvensizlik yaratacak bu sürecin sorumluluðu her hangi bir siyasi eðilime deðil doðrudan ABD’ye ve hatta Obama’ya yýkýlmaya baþladý.

Obama’nýn Merkel’in dinlendiðinden haberi olma ihtimali, siyaseten ABD-Almanya iliþkilerine zarar vermeye yönelik bir iþleve sahip. Ancak öte yandan ABD baþkanýnýn kimin dinlendiðinden haberinin olmasýndan daha doðal bir durum da olamaz, tabi bilgiler doðruysa.

Skandaldan siyasete

Bu skandal, ABD’yi Almanya karþýsýnda zor durumda býrakan bir sonuç ortaya koyuyor, dolayýsýyla sýzdýranlarýn amacý tam da bu olabilir. Güçlü ve giderek AB’nin tek kaptaný haline gelen Almanya’nýn ABD yerine aðýrlýðýný baþka yerlere kaydýrmasýný isteyenler olabilir ve insanýn aklýna nedense hemen Rusya geliveriyor. Bir baþka olasýlýk ise, bizzat Almanya’nýn güçlenme sonrasýnda ABD’den bir miktar uzaklaþmayý tercih etmesi ve örneðin Ýran ya da baþka ülkelerle ABD üzerinden deðil doðrudan muhatap olmayý tercih etmesidir.

Bununla birlikte, bir diðer olasýlýða da ABD açýsýndan bakmak gerekir. Merkel’in dinlenmesi bir skandal olabilir, ancak dinlenenlerden ne öðrenildiði belki daha büyük bir skandala imza atacak niteliktedir. Müttefik Almanya, belki ABD’nin ‘öteki’leri ile ABD’yi rahatsýz edecek iliþkiler kurmuþ, paylaþmasý gereken bilgileri kendisine saklayývermiþ olabilir.

Güvenlik adýna herkesi dinlemenin, güvensizliði daha da arttýrdýðý biliniyor. Ancak Avrupa liderlerinin dinlenmesi olayý þimdilik sadece güvensizliðin açýða çýkmasý anlamýna geliyor ve buz daðýnýn görünen kýsmýna karþýlýk geliyor.