2008 yýlý ortalarýnda Radikal’de çýkan bir yazý dizisinde ABD Savunma Bakanlýðý Pentagon’un Türkiye’yle ilgili olarak Rand Corporation’a ‘Türkiye’de Siyasal Ýslam’ýn Yükseliþi’ adlý bir rapor hazýrlattýðý ve ülkemizin geleceðiyle ilgili bazý senaryolarýn yer aldýðý belirtiliyordu. Rapordaki senaryolarýn önemli bir bölümünün zaman içinde gerçekleþmediði görülmüþ, AK Parti’nin sinsice Ýslamlaþma politikalarý takip edeceði senaryosu daha yýl bitmeden boþa çýkmýþtý. Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’yi kapatacaðý ve krizin derinleþeceði senaryosu da tutmamýþtý. Bu senaryolardan birisi de sosyal gerilimlerin artacaðý, ordunun doðrudan veya dolaylý olarak yönetime el koyacaðýydý. O yýl içinde bu senaryonun gerçekleþmediðini de biliyoruz.
Rand Corporation’ýn “Türkiye’nin Geleceðine Dair Alternatif Senaryolar” içeren raporu þu dört senaryoyu öne çýkarýyordu:
1. Batýya Entegre olmuþ AB üyesi Türkiye
2. Ýslamlaþmýþ Türkiye
3. Ulusalcý Türkiye
4. Askeri Müdahale
Projeksiyonlardan birincisi AK Parti’nin ýlýmlý ve AB yönelimli bir yol izleyeceði ve büyüyeceðini ortaya koyuyordu. O dönemde bu ihtimal doðru çýktý ama diðer kötümser ihtimaller gerçekleþmedi.
Yeniþafak’taki köþemde 5 Mart 2010’da bu senaryolarý deðerlendirmiþtim: Birinci senaryoda AB üyesi olmuþ Türkiye’nin askeri vesayeti zayýflatarak sivilleþeceði ve demokratikleþeceði belirtiliyordu. AB üyesi olmuþ demokratik bir Türkiye, batýlý deðerlerin Ýslam dünyasýna yayýlmasý açýsýndan da önemli bir misyona sahip oluyordu. Ancak bu perspektifin Türkiye’yi ABD’den daha fazla AB’ye yöneltmesinin de bir olumsuzluk doðurabileceði varsayýlýyordu. Bu senaryonun gerçekleþme olasýlýðý, Türkiye’nin performansýndan dolayý deðil Türkiye karþýtý ülkelerin engellemelerinden dolayý yüksek görülmüyordu.
Ýslamlaþmýþ Türkiye senaryosunda ýlýmlý Ýslam’ýn temsilcisi olan AK Parti’nin zayýflamasýyla radikal dincilerin yükseliþe geçmesi veya AK Parti’nin sinsice Ýslamlaþmaya kayacaðý belirtiliyordu. Radikalleþmenin ise ABD karþýtlýðýný körükleyeceði ve müttefikliðe zarar vereceði düþünülüyordu.
Bu tezler AB’nin Türkiye’yi dýþlamamasý ve ABD ile iliþkilerin rayýnda gitmesi anlayýþýný öne çýkarýyor gibi görünüyordu. Hatta darbe ihtimali de Türkiye’nin batýdan ve müttefiklik angajmanlarýndan kopmasý olarak görülüyor ve bir tehlike olarak gösteriliyordu. Yani doðrudan söylenmeyen ama ima edilen gerçek, AK Parti’nin kaybetmesi halinde Türkiye’nin kaybedileceðiydi.
Nitekim üçüncü senaryo olan Ulusalcý Türkiye de milliyetçiliðin yükselmesiyle Türkiye’nin eksen kaymasý yaþayacaðý varsayýmýna dayanýyordu. Yönetime tavsiye niteliðinde olan bu rapor Türkiye’yi kaybedersek bölgesel sorunlar çözümsüzlüðe mahkûm olur ve baþýmýz çok aðrýr gibi bir fotoðraf ortaya koyuyordu.
Bu yüzden en kötü senaryo ‘darbe’ idi ve kesinlikle desteklenmemeliydi (çünkü 27 Nisan bildirisinde olduðu gibi bu tür giriþimler geniþ halk desteðine sahip olan AK Parti’yi daha da kenetliyordu).
Rand Corporation’ýn rapor ve projeksiyonlarý Türkiye gerçekliðini tam olarak yansýtmasa da o dönem için bir tehlikeye iþaret ediyordu ve ABD-Türkiye iliþkileri açýsýndan farklý hassasiyetleri yansýtýyordu.
O gün bir tehlike olarak görülen askeri darbe ihtimali gerçekleþmedi. AK Parti ve Türkiye ayný eksende yol yürümeye ve güçlenmeye devam etti. Ama neticede Türkiye 8 yýl sonra bir darbe kalkýþmasý yaþadý. Pentagon’un hazýrlattýðý ileri sürülen rapor ikili iliþkileri zehirleyecek bir risk olarak kimi senaryolardan bahsederken Türkiye gelinen noktada ABD’deki kimi güç odaklarýnýn içinde olduðu düþünülen bir darbeye maruz kaldý.
Acaba o gün darbeyi gidiþatý deðiþtirmeyecek, ikili iliþkileri bozacak, Türkiye’nin bölgesel rolünü tahrip ederek sorunlarý derinleþtirecek bir tehlike olarak gören anlayýþ deðiþti mi veya kimi baþka yapýlar bu kalkýþmaya destek verdiyse bütün bunlarý göze alacak bir akýl tutulmasý mý yaþýyor?
Büyük ülkelerde yönetimlerin resmi kurumlarý ve politikalarý dýþýnda dünya siyasetine yön vermeye çalýþan lobiler, hayalet organizasyonlar, örtülü operasyon yapan birimler bulunabiliyor. Türkiye’de darbeye kalkýþan FETÖ’nün gizli iþbirlikçileri de anlaþýlan Türkiye-ABD iliþkilerini düþünmeyecek bir gözüdönmüþlüðe sahipler.