ABD ve İngiltere ortak mı, yoksa rakip mi?

Birinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren, ABD ve İngiltere arasındaki sarsılmaz ittifaktan bahsederiz hep.

Hatta kuşkusuz ki, ABD'nin küresel aktör gibi meydana çıkması İngiltere aklı ile de ölçülebilir.

Ama içinde bulunduğumuz yeni dünya şartları ve reel politika bize, farklı yeni paradigmadan bahsetmektedir.

Osmanlı Devleti'nin çöküşü, Rusya İmparatorluğu'nun Sovyetler Birliği'ne dönüşü, Doğu-Batı blokunun oluşu, Orta Doğu paylaşımı, tüm bunların hepsinde İngiltere aklı devrede oldu.

Peki yeni dünya dizaynına kadar çoğu konuda ortak olan ABD ve İngiltere ekseni, Çin konusunda ne durumda?

Rusya-Çin ve Rusya-Türkiye ilişkileri konularına nasıl bakıyor?

Çin merkezli pasifik operasyonu, ABD ve İngiltere'yi birbirine rakip mi yapıyor?

Çin meselesine iyice baktığımızda, ABD ve İngiltere arasındaki derin rekabeti görebiliyoruz. İngiltere'nin Ukrayna konusunda meydana net gözükür olarak çıkmasının da altında, yeni dünya dizaynı duruyor.

Rusya-İngiltere arasındaki gerilimi ve azılı düşmanlığı da, bu genel tablo içinde değerlendirmek gerekiyor.

Şimdi gelelim Çin meselesine!

İngiltere, Çin konusunda nettir. ABD ile Çin arasındaki gerilimde çatışma zeminine geçmesini istemiyor.

Peki neden?

Çin'i küresel aktör yapan sermayenin, Londra sermayesi olması sebebiyet veriyor mu?

Rusya'nın çökmesini arzu eden İngiltere için, Orta Asya ve Rusya topraklarında Çin'e alan açıyor görünümü, zannımca önemsenmeli.

Tek yol-Tek kuşak modeline sıcak bakan İngiltere, bu projeye keskin karşılık vermeye çalışan ABD'yi ikna mı edemedi?

Yoksa kanalların burada ayrıldığını şahitlik mi ediyoruz?

Evet, kırılma noktaları yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

İngiliz derin aklının Rusya'yı kafaya takmasının nedenleri gözükür olmaya başladı.

Çin kritik konu ve ABD-İngiltere arasındaki ayrışmayı keskin ve görünür hale getirecek gibi duruyor.

Çin ile Hindistan'ı karşı karşıya getirme çabasının da, bu genel gayeye hizmet ettiğini artık görebiliyoruz.

O zaman şu anlaşılıyor; Rusya konusunda da ileride ABD ve İngiltere arasındaki ayrışmayı göreceğiz.

Yeni dünya, yeni paradigma ve yeni ittifaklar nasıl bir serüven vaat ediyor?

Türkiye'nin tüm hamlelerini baktığımızda, yeni süreci en iyi okuyan ve ona göre eylemlerini güncelleyen bir devletten bahsettiğimizi anlamamız gerekiyor.

Yeni dünya, yeni şartlar oluşturmaktadır. Bu şartlara göre eski ezberlerden kurtulmamız gerekiyor.

ABD ve İngiltere arasındaki bağlar bile çıkarlara dayanıyorsa, Türkiye'ye düşman diye algılattıran çoğu ilişkilerin, yeniden revize edilmesi şarttır.

Dolayısı ile ABD ve İngiltere rekabetini giderek daha fazla gördüğümüzde, kendi ilişki ağımızı da yeniden gözden geçirmek zorunluluğumuzu da unutmamalıyız.

Yeni dünya kuruluyor, yeni şartlar oluşuyor. Yeni şartlardaki yerimiz, önem arz ediyor. Türkiye kendi başına güç merkezi olma imkânını iyi kullanırsa, süreçten kazanımlarla çıkacağı büyük ihtimaldir.