Mýsýr’da darbe yaparak eski rejimi geri çaðýrmak, gayet tabi ülkede istikrarýn saðlanacaðý anlamýna gelmedi. Bu darbeyi destekleyen ABD ve bir dizi Avrupa ülkesinin Mýsýr’da yeni bir yapýnýn kurulmasýna giden yoldaki iç mücadeleleri tehlikeli bulduklarý, o nedenle çatýþma ortamý dursun da nasýl durursa dursun dedikleri biliniyor.
Ancak istikrar arayýþý, bizzat o ülkenin istikrarsýzlaþmasýna yol açan koþullarý da hazýrlar; Mýsýr’da da öyle oluyor. Ekonomik koþullar giderek kötüleþiyor, toplumsal sorunlar çözülmediði gibi muhalif kesimler de nefret depolamayý sürdürüyorlar.
Buna benzer bir durum Ukrayna’da da yaþanýyor. Ancak Mýsýr’daki darbeyi gayet uygun bulan devletler, Ukrayna’yý askerin müdahalesi konusunda uyarýyorlar. Dolayýsýyla Ukrayna’da ordu duruma müdahale etmesin, ama Mýsýr’da etsin denen bir durum ortaya çýkýyor.
Birçok açýdan çifte standart olarak deðerlendirilebilir bu tutum. Ancak uluslararasý iliþkilerde çýkarlar, ilkelerin önünde gidiyor ve bu tür durumlar fazlasýyla görülebiliyor.
Rusya’nýn beklentisi
Mýsýr’daki darbeyi destekleyenler, yönetimi ele alacak ekibin kendilerinden yana tavýr koyacaðýný, ancak Ukrayna’da tam tersine ordunun Ukrayna’yý tamamen Rusya safýna çekeceðini hesaplýyorlar. Bu nedenledir ki, NATO Genel Sekreteri bile Ukrayna’yý uyardý. Bu uyarý Ukrayna devlet baþkanýna mýydý yoksa Putin’e mi uzanýyordu, orasý da ayrý.
Ukrayna’nýn geleceði, gayet açýk biçimde Rusya-Batý iliþkilerinin nasýl geliþeceðine baðlý. Görüldüðü kadarýyla Rusya bu ülkeden katiyen elini çekmeyecek, týpký Suriye’den çekmediði gibi. Suriye-Ukrayna hattýný daha sýký tutma eðilimine giren bir Rusya söz konusu ve bu çerçevede Mýsýr’ý da gözardý etmediði anlaþýlýyor.
Geçen ay Sisi’nin Moskova’ya yaptýðý ziyaret sonrasýnda iki ülke arasýnda yeni anlaþmalar imzalandý. Rusya Mýsýr’a ekonomik yardým yapacak ve silah satacak. Bir açýdan bakýldýðýnda ABD ile Rusya’nýn Mýsýr lideri konusunda uzlaþý içinde olduklarý düþünülebilir. Ancak öte yandan Rusya’nýn Mýsýr ilgisi, gayet rekabetçi bir adým olarak da görülebilir. Batý Ukrayna’yý kaþýdýðý ölçüde, Rusya Mýsýr’la yeni iliþkiler kurar, bu yolla Suriye’deki varlýðýný da koruma altýna alabilir.
Rusya’nýn Mýsýr’a olan ilgisi rekabetçi bir siyasetin tezahürüyse, ABD’nin de alternatif adýmlar atmasý beklenir.
ABD’nin beklentisi
ABD’nin ilk alternatif adýmýnýn Ýran ile iliþkileri normalleþtirme olduðu unutulmamalý. Bununla birlikte baþka giriþimlerin de devrede olduðu anlaþýlýyor. ABD’nin Kýbrýs konusuna dahil olmasý, Doðu Akdeniz’deki enerji kaynaklarýnýn taraf ülkeler arasýnda bað oluþturmasý için çaba göstermesi bunlardan bazýlarý.
Söz konusu yeni giriþimlerde ABD açýsýndan iki kritik ülke olduðu açýk. Bunlardan birisi Türkiye. ABD, Türkiye’nin siyasal veya ekonomik krizler yaþayýp yaþamayacaðýný, müttefikleriyle birlikte çalýþýp çalýþmayacaðýný bilmek istiyor. Ýkinci ülke olan Ýsrail’den de ABD’nin iþini kolaylaþtýracak adýmlar atmasýný bekliyor. Bu adýmlar Türkiye ile iliþkileri geliþtirmek, Filistin konusunda da yol almak.
Türkiye ya da Ýsrail, ABD’nin stratejik beklentileri açýsýndan olumsuzluk ihtimali taþýyor ise, hiç kuþkusuz bu iki ülkeye alternatif iliþkiler kurabilir, hatta kurduðu yeni iliþkiler Türkiye ve Ýsrail’i son derece zor durumda da býrakabilir.
Oyun giderek sertleþiyor, dýþ iliþkilerde zaman kazandýracak ufak manevralarýn yapýlabilme olasýlýklarý azalýyor; dolayýsýyla daha radikal adýmlarýn atýlacaðý bir döneme giriyoruz; týpký iç politikadaki gibi.