ABD’de gıdalara sıkı denetim

Ocak 2011’de ABD Başkanı Barack Obama Gıda Güvenliği Modernizasyonu içerikli kanunu imzalamıştı. Bu kanunun içinde bulunan bir maddesi olan; ABD’ye yurt dışından ithal edilecek tüm yiyeceklerin işletme sahiplerinin denetlenmesine izin verilmesi önergesini 2016 yılının sonuna kadar harekete geçirilmesi kararı bugünlerde alındı. Yani; ABD’ye girecek her türlü gıda için ABD, ihraç edecek olan firmanın üretim yerinde denetimini yapacak.

Amaç toplum sağlığını korumak

Amerikan Ulusal Gıda ve İlaç Dairesi’nin Şubat ayında yayınladığı plan önerisinde; yabancı ülkelerde gıda üretim güvenliliğinin ve patojen denetiminin geliştirilmesi konusuna odaklandığını görüyoruz. Bu şekilde toplum sağlığının korunması, güvenli gıdanın üretiminde global standardizasyon ve güvenli gıda üretiminin sağlanması hedefleniyor. Türkiye’deki gerçek durumun istatistiksel verileri net olmamakla beraber ABD’nin bu konuda planlamaya gitmesinin nedeninin; Amerikalıların tükettiği taze meyvelerin yüzde 50’si, taze sebzelerin ise yüzde 20’sinin yabancı ilkelerden gelmesi olarak belirtiliyor. Toplum sağlığını korumak adına mikrobiyolojik ve besin kalitesi açısından sağlıklı yiyecek tüketmenin önemi üzerine odaklanan Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi; ülkeye giriş sırasında denetimden çok üretilen sebze ve meyvenin yerinde izlenmesinin daha güvenli olduğunun altını çiziyor. Küresel gıda güvenliği konusunda önemli bir adım olarak değerlendirdiğim bu gelişmeyi ülkemizde de toplumumuzun yediği-içtiği her yiyeceğin üretim aşamasından toprağa ekildikten, ilaçlama ve toplama ile tedarikçilere geçen her anın bilimsel takibinin önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

Geleneksel tarımın önemi

Geleneksel tarımın uygulanması ile hem ekilen ürünün veriminin artacağını hem de sağlık kriteri olarak hastalık yapmayacak taze sebze ve meyvenin iletilebileceğinin altını çizmeyi de ihmal etmeyelim diyorum. ABD; Çin, Latin Amerika, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ülkelerinde Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinin ofislerini kurmaya başladı. Bu gelişmelerden anlaşılacağı gibi; güvensiz yiyeceğin toplumda yaratabileceği hastalık yükü kaçınılmaz olup ülke ekonomisine etkisi de çok ağır.