ABD’deki ikilem

Ufuk Güldemir, Cumhuriyet gazetesinin Washington temsilcisi olduðu günlerde yazdýðý Teksas - Malatya kitabýnda Amerika’da Özal’la ilgili bir “ikilem”i yazar.

Özetle der ki:

“ABD’de Özal’la ilgili iki görüþ çatýþtý. Birisi, Özal’ýn geçmiþteki MSP’den adaylýðýný hatýrlatarak, onun gizli bir Ýslamcý olduðunu, takýyye yaptýðýný ve ona güvenilmemesi gerektiðini ifade ederken, diðeri “Evet Özal dindar bir insan ama nihayetinde Müslüman bir ülkeden söz ediyoruz, onun dindar olmasý normal ama o Batý’da büyük kuruluþlarda çalýþtý, eþi de modern bir kadýn” diyerek Özal’dan rahatsýz olunmamasý gerektiðini kaydetti.”

Þu sýralar The Atlantic dergisinde Jeffrey Goldberg’in Obama ile yaptýðý uzun görüþmelerin 19 sayfayý bulan notlarýnda Cumhurbaþkaný Erdoðan’a iliþkin bölümlerle, ABD’nin iki eski Türkiye Büyükelçisi, Morton Abramowitz ve Eric Edelman’ýn New York Times’da çýkan yazýlarý bana bir kere daha, ABD’de bir Türk lider hakkýndaki “ikilem”i hatýrlattý.

Evet, Goldberg, Obama’nýn Erdoðan’la ilgili týrnak içindeki sözlerini yansýtmýyor. Ýzlenim veriyor. Ýzlenimleri de hoþ deðil. Mesela þöyle bir ifade:

“Baþlarda Obama, Erdoðan’ý Doðu ve Batý arasýnda bölünmeye köprü olacak bir tür ýlýmlý Müslüman lider olarak gördü ama Obama þimdi onu bir baþarýsýzlýk ve Suriye’ye istikrarý getirecek güçlü ordusunu kullanmayý reddeden bir otoriter olarak düþünüyor.”

Ýki eski büyükelçi ise öyle örtülü ifadeler arkasýna sýðýnma gereði duymadan Cumhurbaþkaný Erdoðan’a “ya istifa etme ya da reform yapma” çaðrýsýnda bulunuyor.  

Bunlarýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ABD’ye yapacaðý gezi öncesine denk gelmesi de hoþ deðil.

Nitekim Cumhurbaþkanlýðý sözcüsü Ýbrahim Kalýn iki büyükelçiye twitter üzerinden “Kendini sömürge efendisi zanneden iki eski ABD Büyükelçisi ‘Erdoðan istifa etsin’ yazmýþ. Türkiye’ye talimat verdiðiniz günler geçti beyler” tepkisini veriyor.

Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik ise Sayýn Cumhurbaþkaný ile ilgili ifadelerin Goldberg’in yorumu olduðuna iþaret ederek “Bu ifade kabul edilemez, doðru da deðil. Bunu kýnýyoruz” diyor ve “Daha güçlü bir yalanlama gelmesini süreç içinde beklediklerini” bildiriyor. Bu arada AA kanalýyla ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Mark Stroh’un bir düzeltmesi geliyor. Stroh þöyle diyor: “Erdoðan, DAEÞ karþýtý koalisyonumuzda önemli bir ortaktýr ve bu yönetim NATO müttefiki olan Türkiye’nin güvenliðine kesin olarak baðlýdýr.”  

Ýkilem, dedik ya... Ýsterseniz bunlara ABD’nin kafasý karýþýk, diye de bakmak mümkün. Bunun Ortadoðu’daki geliþmeler konusunda Türkiye - ABD iliþkilerine yansýdýðýný da görüyoruz. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ABD’ye yönelik “Kiminle dostsun, müttefiksin, stratejik ortaksýn?” sorgulamalarý da mukabil duygularýn ifadesi açýsýndan dikkat çekiyor.

Goldberg’in Obama ile görüþme notlarýnda ABD Baþkaný’nýn bölgedeki baþka ülke ve simalarla ilgili kanaatler ve deðerlendirmeler de var. Mesela ABD’nin Esed’le ilgili tavrýnýn deðiþmesinde IÞÝD’in kafa kesme görüntülerinin bulunduðu görüþü... Endonezya’daki Ýslami geliþmelerin yönü ve bunda Suud etkisi, Suud-Ýran nüfuz mücadelesi vs...

Þu anda Türkiye’de daha çok olayýn Obama’nýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’a iliþkin yaklaþýmý öne çýkýyor. Bir çevre, Obama’nýn tavrýndan içerde “Erdoðan karþýtlýðý”na malzeme bulmaya çalýþýyor, diðer yandan ise tepkiler geliyor.

Ancak olayýn Türk - Amerikan iliþkilerine dair daha geniþ bir boyutu olduðu unutulmamalý. Obama’dan ayrý iki eski Büyükelçinin deðerlendirmelerinin ABD’de nasýl bir lobinin bakýþýný yansýttýðýný da dikkate almak gerekiyor. Olay Cumhurbaþkanlýðý ve Hükümet seviyesinde, sadece “Erdoðan ekseni”nde mi deðerlendirilir; ben öyle olacaðýný da düþünmüyorum. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn da Ak Parti’nin de taa yola çýkarken, ABD ile iliþkileri daha boyutlu deðerlendirdiðini sanýyorum. Þimdi de Ortadoðu’daki geliþmelerde dargýn-barýþýk her durumda Türkiye - ABD iliþkilerinin ciddi önem taþýdýðý açýk. Onun için birkaç gün önceki yazýmda “ABD ile her þeyin yeni baþtan konuþulmasý gerektiði”ni ifade ettim. Bence bu mesele hayatiyetini her gün daha çok artýrýyor.