ABD’nin deðersiz yalnýzlýðý

Cumhurbaþkaný Erdoðan 24 Eylül 2014 günü toplanan Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu’nda ilk kez “Dünya beþten büyüktür” dediðinde, Güvenlik Konseyi’nde veto hakký bulunan beþ daimi üyenin BM’yi etkisiz, iþlevsiz kýldýðýný dile getirdiðinde ve “deðiþmeli, yeni karar mekanizmalarýna ihtiyaç var” çaðrýsý yaptýðýnda suratý asýlanlar olmuþtu.

Bir kýsmý burun büküyor, azýmsýyor, bir kýsmý fazla cüretli buluyor, bir kýsmý ise fazla hayalci diyordu.

Ortak yorum ise “tamam, Erdoðan ideal olaný dile getiriyor ama reel politika diye de bir þey var kardeþim” þeklindeydi.

Býkýp usanmadan her platformda bu mottoyu dile getirdi Sayýn Cumhurbaþkaný.

Türkiye de eþ zamanlý olarak tüm diplomatik, medyatik, ekonomik, politik imkanlarýný kullandý.

Ýkinci Dünya Savaþýndan galip çýkan devletleri dünyanýn geri kalanýna ve aslýnda Ýkinci Dünya Savaþýyla herhangi bir ilgisi olamayan devletlere dahi üstün tutan bu anlayýþýn yanlýþ ve arkaik olduðunu anlattý.

Bu düzen deðiþmeli, daha adil, daha demokratik, daha devletleri eþit; hangi devletin vatandaþý olursa olsunlar insanlarý ayný hak ve özgürlüklere sahip, deðerli varlýklar olarak gören bir düzen kurulmalý, dedi.

Bu esnada Erdoðan, Türkiye Cumhuriyeti devlet baþkaný olarak bu hakikati korkmadan dile getirdiði için, Türkiye’yi terörle terbiye etmeye çalýþtýlar. PKK eliyle ülkeyi bölünmeyi denediler. DEAÞ eliyle kaos, FETÖ eliyle fitne yaymaya ve nihayetinde ülkeye el koymaya kalktýlar.

Her defasýnda baþarýlý olamadýklarý gibi kurduklarý her tuzak da baþlarýna geçti.

Türkiye tam bir “devlet millet bütünleþmesi” yaþadý.

Hem terörle baþarýlý mücadele etti, hem ideali bayraklaþtýran söylemini sahada adým adým realize etti.

BM’deki Kudüs oylamasý bunun son örneðidir.

Türkiye bir kez daha ideali, hakikati seslendirdi. Cesaretini ve imkanlarýný üç semavi din için de kutsal olan Kudüs’ün Ýsrail tarafýndan gasp edilmesinin önüne geçmek için seferber etti ve iþte baþardý. 

Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý’nýn Erdoðan tarafýndan baþarýlý þekilde aktive edilmesi, motive edilmesi BM Genel Kurulu’ndaki oylamayý açýkça belirledi.

128 ülke Türkiye’nin yükselttiði hakikati desteklerken sadece 9 ülke ABD’nin açýk ve çirkin tehdidine boyun eðdi, zilleti kabul etti.

ABD ise tarihi boyunca benzerini görmediði bir hezimeti en aðýr þekilde tattý. Kralýn çýplak ve pek çirkin olduðu herkes tarafýndan görüldü. Yüzüne deklare edildi.

Soðuk Savaþ sonrasý dönemde dilediði gibi at koþturmaya alýþan, hegemon devlet olarak sözünün üstüne söz söyletmeyen ABD hakettiði muameleyi gördü, haydut devlet olarak etiketlendi.

Bu durum, sadece ABD siyasetinin yanlýþlýðýný göstermez. Türkiye’nin ideal olaný nasýl realize edebildiðinin de göstergesidir, somut sonucudur.

Caným ideal olan neyse de reel politik diye de bir þey var” diyen inançsýzlar yaþananlara iyi baksýn. Biraz özsaygý ve özgüven sahibi olsunlar. Unutmasýnlar. Ýdeali realize edebilmenin yolu o doðruya ve kendine inanmaktan geçer. Çalýþmak, sabretmek, ýsrar etmek sonra gelir. Baþarý da öyle...

 

Baþka dünya mümkün

Ýnþallah Türkiye, hakikatin yýlmaz savunucusu olarak deðiþtirebildiði kadar deðiþtirecek bu yanlýþ düzeni. Baþka bir dünya mümkün çünkü.

O yüzden Cumhurbaþkaný Erdoðan Sudan’dan baþlattýðý Çad ve Tunus ile tamamlayacaðý Afrika ziyaretinde her vesile ile bildiði hakikatleri dillendirmeye devam ediyor.

Sömürülmüþ, yeraltý yerüstü zenginlikleri çalýnmýþ, bedenleri köleleþtirilmiþ, bilinçleri örselenmiþ halklar için asýl özgürlük zihnin özgürleþmesiyle baþlar. Yalnýz olmadýðýný bilmek, hakikatin adaletin eþitliðin bayraðý altýnda özgür ve eþit þekilde buluþulacaðýna inanmak dünyayý deðiþtirmek demektir zaten.

Erdoðan þu an bunu yapýyor. Ýnanç ekiyor. Hakikati yükseltiyor. Gittiði her yerde sevgiyle, coþkuyla, inançla karþýlanýyor. Bilhassa bu coðrafyada, Ýslam aleminde halklarýn teveccühünü görüyor, doðru bir liderlik sergiliyor. “Birlikte olursak güçleniriz, büyürüz, bir olalým, birlikte çalýþalým” diyor. Efendilik taslamýyor.