Amerika’nýn sýnýrda YPG ordusu kurma çabasý ve bunu açýktan desteklemesi, artýk net durumdur.
ABD bölgenin geleceðini çýkmaza sokmakla, yeni dünya düzeni için sadece kendisinin dizayn edebileceði ortamý oluþturma çabasýndadýr.
Türkiye’nin kendinin ulusal güvenliði için attýðý ve atacaðý tüm adýmlarý, nihayetinde sadece Türkiye’nin deðil, bu dayatmanýn karþýsýna yeni antiemperyalist fikir içeren cephenin de çýkmasýna neden olacaktýr.
“Sýnýrýnda terör koridoruna izin vermeyeceði” beyanýna ne kadar sadýk ve kararlý olduðunu göstermesi, ABD’den farklý seslerin çýkmasýna yol açtý.
Türkiye; Afrin operasyonu ile önce kendisinin sonra tüm bölgenin felaketinin önünü kesen adýmlardan birini atmýþ oluyor. ABD; “YPG ordusu yok” dese de, ismini deðiþtirerek “SDG” dedikleri, YPG’den oluþturulan ordu kararýnýn, açýktan bölgeyi paramparça etmek istediðini teyit etmektedir.
Evet, tüm adýmlarý ile ABD'nin, Türkiye’nin bu coðrafyadaki geçmiþi olan, kurumlarý, geleneði, sözü, sesi olan tüm devletleri ortadan kaldýrma peþinde olduðu nettir.
Türkiye, bu coðrafyanýn mihenk taþýdýr. Türkiye’nin ve Erdoðan’ýn bu coðrafyaya direnme, dayatmaya siper olan tavýrlarý ile örnek olduðu ve coðrafyanýn halklarýný cesaretlendirdiði bir gerçektir. ABD; Türkiye’nin baðýmsýz politikalarýný, kendisi açýsýndan ölümcül olarak görmektedir.
Rusya; Ýran ile Suriye’de tüm konularda olmasa bile, önemli konularda hemfikir olmasý, ABD açýsýndan “tüm oyunlarýna taþ koyulma adýmlarý” olarak yorumlanmaktadýr.
Afrin konusunda, ABD’den gelen ikircikli beyanlara baktýðýmýzda ABD’nin ne kadar seviyesizleþen siyaset üretmekte olduðunu açýktan görüyoruz.
Türkiye’nin kararlýlýðýný gören ABD, önce Afrin konusunda oradaki terör örgütlerini desteklemediðini ifade etti. Ne anlama geldi derseniz; ABD, Türkiye’nin Afrin’den vazgeçmeyeceðine kanaat getirdi. Bu durumda açýktan YPG’yi sahiplenme, Türkiye ile açýktan cephede karþý karþýya gelmek anlamýna geliyor. Bu durumu istemediði aþikârdýr. Diðer taraftan, sonuç itibari ile ABD’nin yanýnda durduðu terör örgütünün Afrin’de cezalanacaðý aþikârdýr. Bu durumda, ABD’nin otoritesi ciddi zarar görecek demektir. Bunu kabul etmeyeceðine göre, þimdiden “Afrin’de biz yokuz” anlamýna gelen beyanda bulundu. Lakin ne olduysa, MÝT Müsteþarý ve Genelkurmay Baþkaný’nýn Moskova ziyareti günü, Washington’un Afrin operasyonuna yönelik “Türkiye’yi bunu yapmamaya çaðýran” sesler çýkmaya baþladý.
Ýlk yumuþak beyanýnda, biraz da Türkiye’yi yine kendi yalanlarý ile farklý alternatif arayýþýna girmemesi için teþvik etmek istedi. Daha sonra vazgeçmediðini, hatta paydaþlarla koordinasyon içinde olacaðýný teyit eden adýmlarý görünce, dil deðiþtirdi.
Somut sonucu gördüðünde, muhakkak anlaþma ve oradaki terörist unsurlarý þemsiyesi altýna alma çabasýný daha da aktifleþtireceði hiç kuþkusuzdur!
Amerika ýsrarla PYD-YPG terör gruplarýný desteklemekten vazgeçmiyor. Artý olarak Rusya medyasýna istinaden çýkan haberlere göre, ABD havadan saldýrý sistemlerini de bu örgütlere vermekte. Amacý nedir derseniz, çok açýk olduðu ortada! DEAÞ’ýn roketleri olmadýðýna göre, bu saldýrýlarýn unvaný Türkiye, Ýran, Suriye’dir.
“Kimin sýnýrýný, kimden korumak için bu orduyu kurdu” derseniz, yine cevap ortada!
DEAÞ neredeyse buhar olduðuna göre, bu yeni terör ordusunun hedefi, coðrafyanýn ciddi devletleridir. Türkiye bu hedefin merkezindedir.
ABD artýk ne müttefik, ne de dosttur! ABD terör örgütlerini taþeron olarak kullanýp, yeni dünya düzeni kurmak isteyen bir devlettir. Herkesi birbiri ile savaþtýracak, komþularý boðuþturacak, akrabalarýn arasýna mezhep ayrýlýðý fitnesini sokacak, etnik kimlikleri birbirine düþürecek ve nihayetinde herkes ekonomik olarak býkkýn, yorgun ve ABD’ye muhtaç haline gelecek. Tüm hedef ve niyetinin bu olduðunu ispat için, attýðý adýmlarýn listesine bakmak yeterlidir. Rusya-Ukrayna savaþý, Ýran’ý Suudi ile savaþtýrma planlarý, Türkiye’nin PKK-YPG-FETÖ terör örgütleri ile zayýf düþürme gayreti, Pasifik’te savaþ ortamý oluþturmak, her tarafta dayatma ile sattýðý silahlarýn bir gün patlatýlacaðýna iþarettir. Ulus devletlerin fay hatlarýný yok etmek isteyen ABD, bu coðrafyada bu densiz tutumu ve kovboy zihniyeti ile tutunamayacaðýný, tarihten aldýðýmýz referanslarla söylememiz mümkündür. Kalýcý olmanýn yolu, ABD’nin yaptýðý gibi daðýtarak, kan dökerek, sinsi planlarla masum insanlara zulüm ortamýný dayatmaktan geçmez. Ýnsaný yaþatan siyaset inþasý aklý kimde ise kalýcý medeniyet inþasýnýn anahtarý da ondadýr.