ABD’nin, Ýpek Yolu Projesini önleme çabasý

Son olaylardan akýlda kalan esas ana baþlýklar þu ki; ABD dünyadaki patronajlýk misyonunun 100 sene içerisinde sonlanmamasý için, iç kargaþa yolu ile terör örgütleri üzerinden veya darbe giriþimleri ile yöntemi dizayn etme niyetinde. 

ABD’nin Suudi Arabistan’a sattýðý silahlardan tutun, Ýran içerisine yönelik planlý programlý giriþimler dâhil, bu planýn bir parçasý olarak okunmalý. 

Almanya bu mevcut durumdan daha da kârlý çýkmanýn peþinde ve Müslüman coðrafyada yer kapma gayretinde. Hýrçýnlýðýnýn altýnda yatan þey de budur!

Çin’i dert edinmiþ ABD; muhtemeldir ki, etnik kimlik problemlerinden tutun da, Pasifik çevresinde Kuzey Kore hedefli hamlelerine kadar, tüm adýmlarýný Çin’i durdurmak ve Rusya’yý dizayn etmek için hedeflediði aþikârdýr.

Türkiye'nin mevcut pozisyonu da, bu olaylar konseptinde ciddi okunmalýdýr. Hatta bu mevcut durum kullanýlarak, daha derin stratejilerin üretilmesi döneminin baþladýðýný söyleyebiliriz.

ABD; Ortadoðu'da, devletleri ortadan kaldýrmayý kafaya koymuþ. Nedeni basit! Tek renkli ve tek kutuplu dünya için, nizamý olan devletler sorundur. Ýç savaþ, terör ve halktan kopmuþ yönetimlerin, uzun yýllar ABD tarafýndan beslenmesi de, bu günler için idi. ABD; bu yönetimleri, halk isyanlarý ve demokrasi bayraðý ile devirmeyi deneyecek.

Evet “deneyecek” dedim. Çünkü bunun karþýsýnda bölgelerdeki etkin devletler, mesela Rusya gibi devletler de, kendi alternatiflerini devreye sokmaya gayret edecek. Sonuçta ise al sana “iç savaþ”! 

Ýpek Yolu Projesine fazlasýyla odaklanmasý lazým! Çin bu proje ile dünyanýn diðer ülkeleri ile menfaat ortaklýðý yapmak ve ABD yöntemlerini saf dýþý býrakmak istemekte. Çünkü savaþmadan kazanma yolunun Çincesi böyledir. 

ABD karþýtý” artan potansiyel giderek pekiþmektedir. Darbelere destek vermek, teröre destek veren bir siyasi yöntemle, ABD bayaðýný kalitesiz bir görünüme sürüklediði de aþikârdýr. Evet, güç dengeleri arasýndaki savaþýn ortasýndayýz!

Tarihte Ýpek Yolu; civar devletleri güçlendirmiþ ve yeni güç merkezleri oluþturmuþtur. 

Bir zamanlar Ýspanya’yý küresel güç yapan denizlerin hâkimiyeti Ýngiltere’ye geçtikten sonra, küresel aktiflik de Ýngiltere’ye geçti. Daha sonra bu misyonu ABD üstlendi. Þu anda, denizlerden karaya yönelen yeni bir trend söz konusudur. Ve muhtemeldir ki; bu savaþta kazanacaklar içerisinde Türkiye baþrolde olacaktýr. 

Türkiye’yi; iç kargaþadan, dýþarýdaki olumsuzluklara kadar, her türlü oyunun içerisinde zapt etmeye gayretin adý tekdir. Türkiye’yi bu yeni düzen içerisinde zayýflatmak, kendine muhtaç duruma sürüklemek ve terör örgütlerine ABD’nin verdiði desteði de, bu konsept içinde yorumlamak lazým. Türkiye'nin eforunu harcatmak ve mümkünse iç kargaþaya tabi tutmak, durmadan terörle mücadelesine baský yapmak, OHAL için durmadan konuþmak, darbecilere direk ve dolaylý desteklerin verilmesi, top yekûn bu manzara içindeki deðerlendirmedir. 

Burada; ABD, Almanya, Rusya, Çin ve Ýran’ýn kendi hesaplarý söz konusudur.

Trump yönetiminin; Suudi’ye sattýðý silah meselesi ise, baþlý baþýna bu coðrafyada savaþýn kalýcý hale gelmesine hizmet eder. 

Anlaþýlan þu ki; coðrafyada Araplarla Araplarý, Araplarla Kürtleri, Kürtlerle Türkleri, Araplarla Farslarý karþý karþýya getirme çabasý söz konusudur. Maksat ise birdir, Ýpek Yolu’nun kuruluþuna sadece kendisi mani olsun ve sadece kendisinin belirlediði güzergâh iþlesin!

“Ekonomik güç kim olursa, konuya ve coðrafyaya hâkimiyet onun olacak” mantýðýný iþletiyor. 

“ABD’nin, Suriye'deki YPG/PYD gibi terör örgütlerine desteði taktikseldir” demesi ise, “Türkiye’nin güya hassasiyetini dikkate alýyor” görüntüsünden baþka bir þey deðildir. DEAÞ olayý bittikten sonra daðýlan silahlar ve teröristlerin, nerelerde yapýlandýrýlacaðý da þimdiden göz önünde bulundurulursa, o zaman “kontrollü silah” konusu, kontrolsüz bir sonuçla ABD kontrolünde yeni savaþlarýn enstrümaný olacaðý kuþkusuzdur. Bu coðrafyada savaþ ortamý devam ettikçe, küçülen ve mümkünse ortadan kalkan devletlerin yerine, kontrol edilecek küçük kabilelerin kalmasý, Ýsrail’e yeni topraklar verilmesi projesi ise, küresel ekonomik gücün tek sahibi olmalarý için düþündükleri hedeftir. 

Ýpek Yolu güzergâhýndaki ülkelerdeki kýpýrdamalara dikkat edilmeli. Bu ülkelerdeki darbeler ve halk ayaklanmalarýna alt yapý oluþturacak, tüm yumuþak karýnlarýn ortadan kaldýrýlmasý þarttýr. 

Sonu belli olmayan meçhul durum; devletler dâhil, büyük medeniyetlerin ortadan kaldýrýlmasýna hizmet etmektedir.