Dün, 1995’teki bir olaya atýfla, “ABD, Türkiye’ye ‘PKK kampý’ istihbaratý vererek Ýran’daki Devrim Muhafýzlarý karargahlarýný mý vurduracaktý” sorusunu hatýrlatmýþtým.
Zira operasyonun ‘fikir babasý’ olarak dönemin Hava Kuvvetleri Komutaný’nýn adý geçiyordu.
Ve yakýn tarihimizde bazý asker kiþilerin ‘fikirlerinin’ ABD kaynaklý olduðuna dair hatýrý sayýlýr örnekler var.
Ýkisini hatýrlamakta zorlanmayacaksýnýz:
4 Þubat 1997’de Ankara Sincan’da tanklar caddelere çýktý. Yaklaþýk bir ay sonra, 21 Þubat’ta, dönemin Genelkurmay Ýkinci Baþkaný Çevik Bir’in aðzýndan þu haber yayýnlandý: “Demokrasiye balans ayarý yaptýk.”
Çevik Bir, bu açýklamayý, askeri konularý görüþmek üzere gittiði Washington’da yapmýþtý.
Bir, daha sonra ‘28 Þubat postmodern darbesi’ olarak anýlacak giriþim nedeniyle 2014’te yargýlanýrken, “Bunu Hürriyet’te Ferai (Týnç) haným yazdý, doðru deðil” diye kendini savundu; ancak Týnç, “Haber 21 Þubat tarihli Milliyet gazetesinde Özcan Ercan imzasýyla çýktý; ben orada yoktum, yazmadým” dedi.
Doðrusu buydu. Milliyet’in haberi þöyleydi: “New York'ta NATO Genel Sekreteri'yle görüþtükten sonra Washington'a gelen ve Grand Hyatt Otel'e yerleþen Bir, lobide, Sincan'dan geçen tanklarla ilgili görüþ isteyen bir gazeteciye þu yanýtý verdi: Demokrasiye balans ayarý yaptýk.”
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutaný Güven Erkaya’nýn ‘Bir asker bir diplomat’ kitabýndaki tanýklýðý da, Bir’in de katýldýðý bir toplantýda ‘ayar’ kararýnýn alýndýðýný gösteriyor: “Bir MGK toplantýsýndan sonra (Ocak MGK’sý), Genelkurmay'da Kara Kuvvetleri Komutaný Hikmet Köksal ve Ýkinci Baþkan Çevik Bir paþalarla bir araya geldik. Bu gidiþe dur diyebilmek için ne yapacaðýmýzý konuþtuk. Hikmet paþa, 'Hükümetin bir þey yapacaðý yok. Ben Genelkurmay baþkanýnýn da emrini alýp planlanmýþ bir program tahtýnda tatbikata katýlacak tank birliklerini Sincan'dan geçirterek, eðitim alanýna oradan gönderirim' dedi. Ve ertesi gün tanklar yürüdü.”
Bir ‘balans ayarý’ adýný 21 Þubat’ta Washington’da koymuþtu.
***
Asker kiþilerin ‘ABD kaynaklý’ fikirlerinin ikinci örneði, 27 Nisan 2007 ‘e-muhtýra’sýnýn Genelkurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt’tan.
‘Askeri kaynaklar’ýn yakýndan izlendiði dönemin önemli gazeteci tanýklarýndan Murat Yetkin’in Harp Akademileri’ndeki bir sempozyumdan izlenimlerini aktardýðý 6 Haziran 2008 tarihli Radikal’deki yazýsýna baþvuracaðým.
Yetkin, Büyükanýt’ýn konuþmasýnda “Türkiye’nin laik, demokratik yapýsýný bozmaya ve önüne birtakým sýfatlar takmaya çalýþanlar”dan bahsederken,“Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal organlarý buna asla izin vermeyecektir” sözünün altýný çizerken, þöyle devam etti: “Büyükanýt, ne demek istediðini, sempozyuma verilen ara esnasýnda açýkladý: Türkiye’den ‘ýlýmlý Ýslam’ olarak söz edilmesini kastediyordu. Bu konuyu geçen sene ABD Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney ile görüþtüðünü vurgulamasý, adresi de açýk ediyordu.”
Büyükanýt, Cheney’le Beyaz Saray’da 15 Þubat 2007’de görüþmüþtü.
Ne dersiniz, 27 Nisan e-muhtýrasýnda da Washington etkisi var mýydý?
***
Bunlarý yeniden kayda geçirmemin nedeni, ABD’de ‘Ýran Projesi’nin yine raftan indirilmiþ olduðuna ve Washington yönetiminin ‘bütün enstrümanlarý kullanabileceðine’ dikkati çekmek.
Washington’un PKK/YPG hesaplarý, Ýran -ve Ýsrail- politikalarýndan baðýmsýz düþünülemez ise bunun üzerinde durmak gerekir.
Evet; Ýran’ýn nükleer de dahil silahlanma programlarý ve ‘ideolojik/askeri-milis’ yayýlmacýlýk politikalarý Türkiye için de ‘sorun’dur.
Ancak; bu sorunun çözümü için NeoCon formülü de bir baþka ‘sorun’dur.
ABD’nin demokrat kanadýnýn ‘AB ve müttefiklerin desteðiyle çözüm’ formülü bir fýrsat yaratabilir mi?
Mümkün; ancak Brüksel, Londra ve Ankara artýk sadece ‘destek verici’ olarak deðil ‘karar mekanizmasýnda’ olurlarsa.
Hatta, çözüm artýk Moskova dahil Ýran’ýn Hazar komþularý da dýþlanmadan aranmalý.