Geçtiðimiz hafta boyunca ülkemizin gündeminde pazar günü ajanslara düþen bir haber vardý. DEAÞ’a karþý koalisyonun sözcüsü Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde içinde PYD/YPG/PKK’nýn da yer alacaðý bir ordu kuracaðýný hatta bunun için bir bölümünün eðitildiðini duyurmuþtu. Tereddüde ve yanlýþ anlamaya meydan býrakmayacak þekilde de bu gücün görev yapacaðý bölgeleri adeta nokta atýþý þekilde ifade etmiþti. “Evlerine yakýn olan yerlerde” görev alacak olan bu asker kýlýklý teröristler için binlerce týr, uçaklarca silahýn bölgeye sevk edildiði bilgisi ortadayken, Ankara sessiz kalmadý elbette.
Hafta boyunca yoðun bir þekilde diplomatik temaslar sürdüren Ankara, hafta ortasýna doðru bu temas trafiðinin ilk meyvesini almaya baþladý.
Pentagon, Dýþiþleri Bakanlýðý ve resmi yetkililer aðzýyla, ABD Ankara’yý sakinleþtirmeye çalýþýyordu.
Brüksel’de yapýlan NATO toplantýsý marjýnda Genelkurmay Baþkaný Hulusi Akar, ABD’li mevkidaþý Joseph Dunford’la görüþürken, Kanada Vancouver’da düzenlenen bir baþka uluslararasý toplantý Dýþiþleri Bakaný Mevlüt Çavuþoðlu ile ABD’li meslektaþý Rex Tillerson görüþmesine sahne oluyordu.
Bu iki kilit görüþmede de ABD tarafý, Türk muhataplarýna böyle bir durumun söz konusu olmadýðýný net bir þekilde ifade ediyorlar, bir ordu kurulmasýnýn söz konusu olmadýðýný belirtiyorlardý.
Tillerson, Kanada dönüþü gazetecilere yaptýðý açýklama ile en net konuþan ABD’li yetkili idi.
Hatta, “Türkiye’ye bir açýklama borcumuz var” ifadesiyle olasý bir ordu projesine karþý endiþeleri en yüksek olan yetkili olduðu izlenimi de veriyordu.
ABD tarafý, geçen haftanýn diplomatik kasýrgasýnýn faturasýný açýklamayý yapan DEAÞ koalisyonu sözcüsüne havale edip, yediði ve sindiremediði büyük lokmayý görünmez kýlmaya çalýþýyordu.
Yanlýþ anlama ve yanlýþ aktarma olarak niteleyip gündemden düþürmeye çalýþtýðý ilk açýklamaya karþýn yeni demeçler havada uçuþmaya baþladý.
“Bir ordu deðil ama istikrar saðlama gücü”, “DEAÞ teröristlerinin kaçmasýný engellemeyi amaçlayan bir tür güvenlik gücü”, “bireysel güçlerin küçük alanlarý kontrolü” gibi tanýmlamalarla, “çatýþma gücünden alan kontrol gücüne” dönüþtürmeye yönelik bir eðitimden bahsedilmeye baþlandý.
Adeta bir sözlük açýlmýþ ve “ordu” kelimesinin önündeki tanýmlamalar yüksek sesle okunuyordu ama bir türlü “ordu” kelimesi kullanýlmýyordu.
Günün sonunda, ABD, PYD/YPG/PKK’yý eðitiyordu ve onlara yerel güvenlikle ilgili bir misyon verilecekti.
Böylece, birinci kareye dönülmüþ oluyordu.
Bütün bu kelime oyununa karþýn, Ankara’nýn terörle mücadele ve güvenlikle ilgili planlarýnda tek milim geri adým olmadý elbette.
Çünkü, elmaya armut deseniz de, o sonsuza kadar elma olarak kalacaktý.