ABD ile Rusya arasýnda düþük yoðunluklu, ancak artan bir gerilim söz konusu.
Hatýrlanacaðý gibi CIA çalýþaný Snowden ABD’nin baþka ülkelerdeki faaliyetlerini ortalýða saçan istihbarat bilgilerini açýklamýþ ve hemen ardýndan da Hong Kong’a kaçmýþtý. Yeri tespit edildiði andan itibaren ABD bu kiþinin peþine düþmüþ ve hangi ülkeye giderse, oraya baský yapmaya baþlamýþtý. Assange’ýn durumuna düþen Snowden sonunda Rusya tarafýndan kabul edildi.ABD’yi son dönemde en fazla zora sokan kiþi haline gelen Snowden’in Rusya tarafýndan kabulü, doðal olarak dostluk gösterisi olarak kabul edilemez; Baþkan Obama da durumu böyle deðerlendirdi ve Eylül ayýnda yapýlacak ikili zirveyi iptal ettiðini duyurdu.
Bu haliyle Snowden, iki ülke arasýndaki diyalogun geliþmesini engellemiþ oldu; muhtemelen bilgi sýzdýrmaktan daha önemli bir iþlev gerçekleþtirmeyi de baþardý.
Putin, ziyaret iptalini hayal kýrýklýðý olarak deðerlendirdi, ancak hayallerinin yýkýlmadýðý söylenebilir, zira her halde ‘düþmanýna’ hamilik yaptýðý ABD’nin sert bir tepki göstermeyeceðini düþünmüyordu.
Diplomatik baskýlar
Putin, Obama’nýn ziyaret iptali vesilesiyle bir karþý açýklama yaptý, ABD’nin iki ülke arasýndaki suçlularýn iadesi anlaþmasýný onaylamamasýna dikkat çekti. ABD’nin gerekçesi, Rusya’da çok aðýr cezalar olmasý. Kýsacasý ABD Rusya demokrasisini beðenmediði için güven de duymadýðýný ima ediyor.
Ancak mesele bununla sýnýrlý deðil. 2009’da insan haklarý savunucusu Avukat Magnistsky Rusya’da hapiste öldürülmüþtü. Tam bu sýralarda ABD’de Rusya ile ticareti geliþtirecek bir yasa hazýrlanýyordu, içine insan haklarýyla ilgili hüküm kondu; Rusya çok kýzdý. Ardýndan ‘Magnistky Yasasý’ adýyla bilinen yasayý çýkardý; Rusya daha da kýzdý. Bu yasa avukatýn ölümünden sorumlu olduðu düþünülen devlet görevlilerinin ABD’ye girmesini yasaklýyor, hatta ABD’deki mal varlýklarýna el konmasýný öngörüyordu. Bunun üzerine kýzgýn Rusya’da da benzer bir yasa çýktý ve þüpheli Amerikalýlarýn Rusya’ya girmesi yasaklandý.
Yine bu dönemlerde iki ülke arasýnda bir dizi ‘ajan’ krizi yaþandý. Ýrlanda’daki G-20 zirvesinde ise Obama’nýn Suriye konusunda uluslararasý bir konferans önerisi Putin tarafýndan reddedildi; ABD’nin Suriye politikasý zaten Rusya’yý kýzdýrýyordu.
Sertlik yanlýlarý yükseliþte mi?
Rusya kýzdý dediysek, Putin’i kast ettik. Zira devlet baþkaný Medvedev’in ABD-Rusya iliþkilerinde ortalýðý geren uygulamalarý açýkça gözükmüyor.
2009’da Rusya’ya giden Obama’yý Putin kahvaltýya çaðýrmýþtý. Obama, kahvaltý öncesinde esas muhatabýnýn devlet baþkaný olan Medvedev olduðunu açýklayýp Putin’e sadece aile ziyareti yaptýðýný ima etmiþ, bir anlamda Putin politikalarýný onaylamadýðýný söylemiþti.
Obama ne derse desin Rusya’da Putin’in aðýrlýðýný tartýþmaya gerek yok, ancak belki Obama’nýn aðýrlýðýný tartýþmakta yarar vardýr. Zira Rusya ile iliþkileri geliþtirip Çin’le mücadele etmeyi öncelikli gören Obama siyaseti, giderek Çin ile iliþkileri geliþtirip Rusya ile rekabet etme biçimine dönüþüyor.
Bu politika yeni-muhafazakarlarýn, cumhuriyetçilerin politikasý. Hangisi kazanýr bilinmez, ancak ‘barýþ’ diyen demokratlar, savaþtan beslenen kesimler karþýsýnda güçsüzleþebilir; ya da bizzat sertlik siyasetine dönen Obama olur.
ABD’deki ‘sertlik’ yanlýlarýnýn barýþ yanlýlarýndan daha fazla dýþ ortaðý bulunuyor. Obama’yý Libya’ya çekenlerin Mýsýr ya da Suriye bataðýna itelediði de biliniyor. Filistin konusunda yol da alýnamazsa, ABD’de savaþ severlerin güçleneceði, dünyanýn da daha sert mücadelelere tanýk olacaðý öngörülebilir.
Zira, ‘ajanlar’ bahane.