Abdülhamid Han, tahttan indirilip 3 yýl Selanik'te kaldýktan sonra Ýstanbul'a getirildi, Beylerbeyi Sarayý’nda gözetim altýnda yaþamaya mahkum edildi. Birinci Dünya Savaþý'nýn baþýnda Baþkomutan vekili Enver Paþa’yý Beylerbeyi Sarayý’na davet edip onunla baþ baþa konuþmuþtu:
"Þimdi sizler bir savaþa girdiniz. Bu da acele olmuþ, duygusal davranýlmýþ, ülke tehlikeye atýlmýþtýr. Ýnþallah milletimiz ve devletimiz için hayýrlý ve þerefli biter. Ancak sonuç felaket olursa, ister misin bu bize bir Anadolu'ya mal olsun? O zaman elimizde ne kalýr damat?"
Enver Paþa’yý derin bir düþünce aldý. Geleceði okuyordu sanki padiþah; sözleri asla yabana atýlmazdý:
"Hareket ordusuyla Ýstanbul'a yürüdünüz, beni de hal' ettiniz; hepsi güzel, geçmiþte kaldý. Unutmayýnýz ki emrimdeki kuvvetlere asla ateþ etmemelerini, kan dökmemelerini emretmiþtim. Eðer bir direniþ görseydiniz bu size çok pahalýya mal olurdu. Ne var ki, arkadaþlarýnýzýn gözü hiçbir þeyi görmedi; beni kaldýrýp bir paçavra gibi sokaða attýlar. Üstelik 31 Mart olayýný benden bildiler ama Allah þahidimdir ki benim hiçbir ilgim yoktu 31 Mart'la. Asileri tahrik edenler vardý; ancak bunlarýn sarayla uzaktan yakýndan ilgisi olmamýþtýr. Her devirde devletin düþmanlarý olacaktýr. Bunlarý incelemeden, araþtýrmadan, kuru iftiralarla herkese bulaþtýrmak gün gelir vicdanýnýza çöker bir karabasan gibi.”
"Beni en çok üzen, huzurumdan kovduðum bir insaný, beni saltanattan uzaklaþtýran kararý bildirmek amacýyla bir araya getirilmiþ bir heyete almanýz olmuþtur. Bu kiþi Emanuel Karasu'dur. Niye karþýma çýkardýnýz ki bunu? Bununla makamý hilafet ve saltanatý, adam bile olmayan birinin ayaklarý önüne serdiniz! Selanik'te bir Mason locasýný üstadý azamý olan bu kiþiyle Hazreti Peygamber’den bu yana el üstünde tutulan hilafet, Hanedan-ý Al-i Osman'ýn bir sultanýndan alýnmýþ oldu; övünebilirsiniz! Þimdi iktidardasýn; neþen yerinde ve huzur içindesin. Aman dikkat et; bugün seni alkýþlayanlar, yarýn seni paralamasýný da bilirler. Allah yolunu açýk etsin... Allah millete devlete zeval vermesin..."
Hakan'ýn öðütleri burada bitmiþti. Enver Paþa ayaða kalktý, hazýrola geçip asker selamý verdi. Hakan’ýn sözleri onu çok heyecanlandýrmýþtý. Kuruçeþme'deki yalýsýna giderek konuþulanlarý eþi Naciye Sultan’a anlattý. Daha sonra Teþkilat-ý Mahsusa'nýn o dönemki reisi Ali Baþhampa'ya, hakanýn sözlerinde gerçek payý çok büyükdemiþti.
Enver Paþa hayalle gerçek arasýnda gel-gitler yaþayarak ömrünü tamamladý; Ýstanbul'dan çok uzaklarda Türk-Ýslam Ýmparatorluðunun hayali peþinde koþarken þehit düþtü...
(Bknz Teþkilat-ý Mahsusa Baþkaný Hüsmattin Ertürk. Ýki Devrin Perde Arkasý.. Ýlgi Kültür Sanat Yayýnlarý)