Abdullah Avcı ve küresel ısınma

Romanya ve Macaristan karşısında Türkiye’yi temsil etmekle görevlendirilen İstanbul Karması’nın hocasına basın toplantısında soru sormuşlar: “Trabzonspor Başkanı’nın Anadolu kulüplerinden neden oyuncu almadınız” diye serzenişi var bu konuda neler diyeceksiniz? Büyük Türk düşünürü edası ile tarihe geçecek bir cevap verir İstanbul Karması’nın hocası: “Ben geçen sene Anadolu takımlarından 10 futbolcu milli takıma çağırdım. Bunlardan 7 tanesi İstanbul takımlarına transfer oldu, ben ne yapabilirim.”  İyi güzel de kendi takımında oynamayanlar da çağrılıyor ve  adamların menajerleri hep Ahmet Bulut oluyor. Bunu nasıl açıklayacağız? 

Avcı’nın bu veciz cevap kafamı berraklaştırdı. Bütün derdimden tasamdan sıyrılıp, test kitabındaki tüm soruları çözen dershane öğrencisi kadar rahatladım desem yeridir. Irkçılıktan AİHM’de yargılanacak bir futbolcunun koluna kaptanlık pazu bandı takarak  bir ulusun aklına hakaret edercesine sahaya süren hocanın, adalet dağıtmasını kimse beklemiyordu elbette; ama bu kadar net soruya böyle pişkin bir cevap verebileceği de kimsenin aklına gelmemişti doğrusu. Konuya denk düşer diye ben de bir fıkra ile eşik edeyim istedim.

Dedeye ukala torunu sorar: “Dede küresel ısınma ile ilgili ne düşünüyorsun?” Dede hiç sektirmeden verir yanıtı: “Uşağum, oni bilmem da, sobanın yerini hiç biri tutmayi”

‘Emek’ küme düştü, ‘Şikeciler’ sevinebilir..

2010-2011 sezonunda elinden 4. kez şampiyonluğu çalınan Trabzonspor’un hocası Şenol Güneş “Paraya karşı yetenek ve emeğin savaşını verdik. Tarih bunu da yazacak” demişti. Köprülerin altından çok sular geldi geçti ve geçiyor. Gecesinde değişen kanunlar ve değişen TFF yönetmelikleri, aslanı kediye boğdururken, adalet ve ahlâk kavramı ayaklar altına alındı. Güçlülerin hukuku yine mazluma yetti ve büyük balık küçük balığı yine yuttu. Şike ile yatıp kalkan bir nesil yetişiyor. Gözü aydın olsun Türkiye’nin. Müesses Nizam, şike yaptığı mahkeme kararı ile tescilli “Kirli Futbol Baronlarını” hak, hukuk, ahlâk ve adaleti ayaklar altına alma pahasına koruyup kollarken, adını Emek’ten alan amatör futbol kulüplerine cellat kesiliyor.

Bursa Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (BASKF) Amatör Futbol Disiplin Kurulu, 29-0’lık İnegöl Kocatepe-Emekspor maçında Emekspor’u genç oyuncularla sahaya çıkıp maçın sonucuna etki etmesi gerekçesiyle 2. kümeye düşürdü. Yani, Emekspor ŞİKE yüzünden küme düşürüldü. Demem o ki; Şike yapan “Emek” olursa küme düşer, ama şike yapan “Kirli Futbol Baronları, sermaye ve egemen güç olursa ona dokunulamaz. Çünkü nasıl diyordu bir “Atmasyon Türk Sözü”:

Dokunan Yanar...

-Türk Hukukçuları da ‘Şike’ye mi yenildi?..

Bir grup genç Taksim’de bir otelin camından “Darbeci Baro” afişini sallandırdığında yer yerinden oynamıştı. Şike soruşturmasında yaşanan hukuk katliamına ses çıkarmayan, zedelenen “Adalet” duygusu umurlarında dahi olmayan ülkenin hukukçularına hangi sıfatı yakıştırmak gerek diye etrafıma sordum! “Şike, sadece futbol iklimini teslim almakla kalmadı, bir ülkenin vicdanı sayılan adalet duygusunu da yerle yeksan etti” dediler. “Şike olayı gösterdi ki güçlülerin hukuku adaleti de, hukukun gücünü de temiz toplum özlemini de yener” dediler. İstanbul Barosu’na ‘Darbeci Baro’ demişler; yanına ‘Şikeci Baro’ pankartını da assalar çok mu” dediler...