Abdullah Gül’ü dinlerken

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bey 26 Kasım Perşembe günü benim de yönetim kurulu üyesi olduğum Türk Parlamenterler Birliği İstanbul Şubesi’nin Filizi Köşk’teki merkezinde bir konferans verdi. 

Dinleyicilerin tamamı eski milletvekilleri ve bakanlardan oluşuyordu. Hemen her partiden eski parlamenter vardı.

Gül siyasetin kurtlarına hitap etti desek yeridir.

***

Gül ekonomi ile söze başladı, dış politika, iç politika, başkanlık sistemi ve yeni anayasa dâhil birçok konuda fikirlerini hazırûn ile paylaştı.

Yeni dönem ve yeni hükümetin yükümlülüklerine temas ederek hükümetin programını uygulayacak kararlılığa sahip olmasının gerekliliği üzerinde durdu. Hükümetlerin hemen hepsinin programlarının gayet güzel olduğunu ama hepsinin uygulayacak kararlılığa sahip olmadığı için hedeflerin gerçekleşmediğinin altını çizdi.

Büyüme oranının % 5-6 ‘nın altına düşmemesi gerektiğini söyledi.

Tabii kaynak zengini olmadığımız için dış yatırımları celp etmenin lüzumundan bahsetti ve bunun için de güven istikrar ve huzur ortamına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

***

Ekonomik refahın işbirliğinin ve yatırımın oluşması için istikrar ve barış ortamının gerekliliğine işaret ederek dış politikada yumuşak gücün öne çıkarılması tavsiyesinde bulundu.

Ortadoğu sorunlarında batının hatalarına işaret etti. ABD ve İngiltere’nin bu hataları itirafına temas etti. İstihbarat örgütlerinin bu iki ülke hükümetlerini yanılttığını Tony Blair’in ve baba Bush’un itiraflarıyla anlattı.

Kaosun radikalizmi ve terörü tetiklediği tespitini yaptı.

Türkiye’nin Irak ve Suriye sorunlarına yaklaşımında siyasi ve diplomatik çözümü öne çıkarması gerektiğini, hamasetin arkasına güç konursa bir anlam ifade edeceğinin altını çizdi.

Sonunda da Ortadoğu ve Suriye konusunda karamsar olduğunu söyledi.

***

İç politikada pozitif gündeme işaret ederek AB üyelik sürecinin Türkiye lehine olduğunu, AB üyelik şartlarının yerine getirilmesinin ülkeye faydalarını anlattı. 

AB kriterlerinin yerine getirilmesinin illa üye olmak anlamına gelmediğini izah etti. AB’ye girmekte değil ama kriterlerini uygulamakta ısrarcı olunması gerektiğini, kriterleri yakaladıktan sonra Norveç gibi AB’ye girmeyebileceğimizi söyledi. 

İngiltere’nin 2017 yılında AB’de kalıp kalmamayı referanduma götüreceğini hatırlatan Gül, “Biz AB’ye girmek zorunda değiliz ama kriterlerini yakalamak bizim lehimize olacaktır” dedi.

***

Başkanlık sistemine karşı olmadığını ama sistem değişikliğinin sıkıntısına işaret ettiğini hatırlattı.

Basit değişikliklerin bile sorun olduğu bir ortamda sistem değişikliğinin zorluğuna değindi.

Evrensel bağlamda kuvvetler ayrılığının egemen olduğu bir başkanlık sisteminin makul olduğunu söyleyen Gül “Tereddüdüm nasıl olacak. Sistem değişikliği kavgasız ortamlarda yapılabilir” dedi ve yeni anayasa yapılması konusunda da geçen dönemde yaşananlara işaret ederek ümitli olmadığını anlattı.

***

Yeni mecliste çoğunluğu bulunan AK Parti’nin çok tecrübeli bir kadroya sahip olduğunu ve bu kadronun Türkiye’yi tekrar büyüme trendine sokabileceğini söyledi ve başarı dilekleriyle konuşmasını bitirdi.

Konferans sonunda sorular soran ve söz alıp konuşan kurt politikacıların kimi takdir ederken kimi tuzak sorularla ortamı germeye çalıştı. Kimileri de Gül’ün bütün fikirlerine katılmadığını yüzüne söyledi. Ama Gül beyefendiliğini ve nezaketini elden bırakmadı ve özellikle halefi hakkındaki tuzak soruları ustalıkla geçiştirdi ve aykırı fikirleri de olgunlukla karşıladı.

Hemen her siyasi fikirden politikacının Gül’e yakın olmaya çalıştığı, bu yakınlığını birer hatıra fotoğrafı çektirerek pekiştirmeye çalıştığı da gözlerden kaçmadı.