Zaman zaman gündeme geliyor. Türk dýþ politikasýndaki onurlu duruþu yadýrgayan çevreler, Türkiye’nin ekseninin kayýp kaymadýðýný tartýþmaya açýyor. Benzeri bir tartýþmaya geçtiðimiz günlerde Baþbakan Binali Yýldýrým’dan cevap gelmiþti. Baþbakan Yýldýrým, “Bu doðal bir þey deðil mi? Türkiye bölgede karþý karþýya bulunduðu tehditleri, fýrsatlarý ýskalayamaz. Bunu böyle görmek lazým. Biz ‘tek seçenek AB’dir. AB’nin ne zaman gönlü olursa’ diyecek halimiz yok” þeklinde konuþmuþtu.
Türkiye, elbette seçeneklerini, iliþkilerini çeþitlendirerek yeniden dizayn edilen dünya sistemine adapte oluyor.
Tartýþmaya bir baþka açýdan bakalým þimdi. Dünya dengelerinde bir çizgi deðiþikliðinin yaþandýðý doðru... Kaynaklarý azalan, insanoðlu eliyle iðdiþ edilen yerküre, sosyal adaletsizlik yörüngesine girmiþ durumda. Bu sarsýntý da esasýnda süper güçlerin adalet terazilerini parçalayýp atmalarý nedeniyle gerçekleþiyor.
Ekseni kayan birileri var, Batý dünyasýnýn ekseni kayýyor. Avrupa Birliði ülkelerinin ekseni kayýyor. Yabancý düþmanlýðý, ýrkçýlýk ve Ýslam düþmanlýðý gibi kavramlar, mülteci krizinin kangrenleþmesi tam da Batý cephesindeki eksen kaymasýnýn sonuçlarý.
Avrupa Birliði üyesi ülkelerin önemli bir kýsmýnda seçim sürecine girildi. Bu süreçlerde zaten þirazesinden çýkmýþ olan bu ülkelerden garip iþaretler geliyor.
Örneklere bakalým...
Fransa eski Baþbakaný Manuel Valls, 2017 yýlýnda yapýlacak olan Cumhurbaþkanlýðý seçimleri için Sosyalist Parti’den adaylýðýný açýklarken, vizyonsuzluðunu ve kendi eksen kaymasýný da deklere etmiþ oldu. Ne dedi Valls? “Trump’ýn Amerika’sý, Putin’in Rusya’sý, Çin ve Erdoðan’ýn Türkiyesi ile baþa çýkmak için adayým.”
Kendi partisinin önseçimlerinde bile tek basamaklý bir sonuç alabileceði konuþulan Fransa Baþbakaný’nýn derdi nedir? Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi’nin Avrupa kýtasý dýþýndaki üç daimi üyesinin lideri ve Recep Tayyip Erdoðan, Valls’i niye rahatsýz eder? Elleriyle kaðýt üzerinde çizmeye alýþýk olduklarý dengelere milletlerden gelen itiraz, milletlerin tercihi neden Avrupa derebeylerini huzursuz eder? Bu sorular elbette sadece Avrupa deðil, Batý toplumlarýnýn adalet ve eþitlik ekseninden kaymalarý ile yanýtlanabilir.
Ya da Almanya’nýn Avrupa Birliði ülkelerinin “iyi polis-kötü polis” oyununda üstlendiði role ne diyelim?
Neredeyse anayasasýna “Türkiye’de darbe karþýtlarý cezalandýrýlsýn” maddesi ekletmedikleri kaldý. Pratikte darbe karþýtý olup, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’a destek veren herkes Almanya cephesinde suçlu statüsünde. Darbe karþýtý mitinglerin yasaklanmasýndan tutun, oradaki Diyanet Ýþleri görevlilerinin suçlu gösterilme çabalarýna kadar pek çok olay bunu teyit eder nitelikte. Son olarak da TBMM Baþkanvekili Ayþenur Bahçekapýlý’ya havaalanýnda yapýlan saygýsýzlýk. Almanya’nýn bu absürdlüðünü eksen kaymasý dýþýnda ne açýklar?
Dünya dengeleri, bölgesel çatýþmalar, azalan enerji kaynaklarý, rekabetin acýmasýzlaþmasý gibi unsurlar nedeniyle kesintisiz bir sarsýntý içinde.
Bu çerçevede olan Türkiye’nin ne AB’den ne de diðer iliþkide olduðu güçlerden vazgeçmeden iþbirliði olanaklarýný arttýrma çabasýdýr.
Eksen kaymasýndan bahsedecek isek de söz konusu olan acý bir tebessümle uzaktan izlediðimiz AB cephesindeki adalet-eþitlik ekseninin kaymasýdýr.
Dünya yüzeyindeki küresel hegemonyaya itiraz ise Türkiye’den gelmektedir. Türkiye’ye ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’a yönelik olarak gerçekleþtirilen sayýsýz operasyonun nedeni de budur... Küresel diktatörlük, mazlum coðrafyalarýn derdiyle dertlenen bir Türkiye’nin vicdanýna operasyon gerçekleþtirmek istemektedir... Tablo bu kadar net.