Yeni haftaya Avrupa Birliði’nin iki önemli ülkesindeki Baþbakan deðiþimleriyle baþlýyoruz.
Pazartesi günü bu yazýyý yazdýðým saatlerde Fransa Baþbakaný Manuel Valls’in 2017 seçimleri için adaylýðýný açýklamasýna çok kýsa bir süre kalmýþtý. Ve bu deklerasyonunun hemen ardýndan da Baþbakanlýk görevinden ayrýlmasý bekleniyordu.
Son dakika payýna iliþkin rezervimizi buraya koyup, Ýtalya’ya geçelim.
Pazar günü yapýlan referandumda “hayýr” oyunun çýkmasý üzerine Ýtalya Baþbakaný Matteo Renzi istifa etti. Ýngilizlerin Brexit kararý kasýrgalýðýnda olmasa da ufak çaplý bir siyasal fýrtýnaya yol açan bir sonuçtan söz ediyoruz. Ýtalyanlar referandumda neyi oylamýþlardý, hatýrlayalým. Bir anayasa reformu oylandý esasýnda. Ancak týpký David Cameron-Brexit denkleminde olduðu gibi, Ýtalyan Baþbakan Renzi de bu referandumu kendi geleceði için güvenoyu olarak algýladý ve algýlattý. Sonuçlar açýklanýnca da sahneden çekildi.
Ýtalyanlarýn kararýnýn belli olmasýndan sonra hafta Euro’nun düþüþüyle baþladý. Son 21 ayýn dolar karþýsýnda en düþük deðerine indi Euro para birimi. Sonra gün içinde toparladýðýna iliþkin haberler geldi. Nasýl olsa alýþýklar finansal operasyonlara. Bir güzellik de yapmýþlardýr kendi para birimleri için.
Ýtalyan seçimlerinin ardýndan sesi en gür çýkan siyasetçi ise Fransýzlarýn aþýrý saðcý lideri Marine Le Pen oldu. Le Pen, Ýtalyanlarýn kararýnýn sadece Renzi’ye deðil, AB’ye itiraz olarak yorumlanmasý gerektiðini söyledi. “Milletlerin özgürlüðe ve korunmacýlýða duyduðu susuzluða kulak verilmelidir” dedi Le Pen.
Avusturya’da da seçimler vardý. Orada da aþýrý saðcý liderin rakibi Yeþiller adayý Van der Bellen Cumhurbaþkaný seçildi. Avusturya’da göçmen ve Müslüman karþýtý politikalarýyla tanýnan bir “merkez” hükümetin varlýðýna ve Cumhurbaþkanlýðý koltuðunun sembolikliðine bir mim koyalým.
Ve tabi Angela Merkel. Almanya’da da önümüzdeki yýl seçimler var. Baþbakan Angela Merkel dördüncü kez aday olacak. Dýþiþleri Bakaný Frank Walter Steinmeier Cumhurbaþkaný, Avrupa Parlamentosu’nun sicili kabarýk Baþkaný Martin Schulz Alman Dýþiþleri Bakaný olur mu?
Fransa’ya dönecek olursak... Mevcut Cumhurbaþkaný François Hollande’a ihanet ederek (ben demiyorum, Hollande’a yakýn siyasetçiler diyor) onu yarýþ dýþý býrakan Ýspanyol kökenli Manuel Valls, solun en “Sarkozist” ismi olarak biliniyor. Güvenlik politikalarý ve Nicolas Sarkozy dönemindeki uygulamalara yaklaþýmýyla... Merkez saðýn Sarkozy’yi alt ederek baþkanlýk adayý seçilen François Fillon da, Donal Trump-Vladimir Putin ikilisine göz kýrpan bir aday...
Garnitürü bol bir seçim süreci anlayacaðýnýz... Tabi Trump rüzgarýnýn artçý etkileriyle dikkatleri üzerine çeken aþýrý saðcý Marine Le Pen bu masanýn neresinde yer alacak, bu ilginç tabloyu iþte bu detay tamamlayacak.
Gördüðünüz gibi AB cephesi, siyasal çalkantýlarý, mülteci krizi, belki de mültecilerin ahýyla pek de istikrarlý günlerden geçmiyor. Önümüzdeki aylara iliþkin de istikrar sembolü olacaklarýna dair hiçbir veri yok. Ne dersiniz? Böylesine sallantýlý bir zeminde duran bir yapýya esaslý bir mesafede durmak en iyisi deðil mi?