AB, 2001 yýlýndan beri, daha doðrusu 11 Eylül saldýrýlarýndan itibaren, terör örgütü olarak kabul ettiði kuruluþlarýn listesini yayýnlar. Listeye baþlangýçta dahil olup da 2008-2009 yýllarýnda artýk terör örgütü olarak kabul edilmeyen 25 tane örgütün 22’si, Ýtalya, Ýspanya, Yunanistan ve Birleþik Krallýk’ta faaliyet göstermiþlerdir.
Filistin’deki Baðýmsýzlýk Cephesi, Ýsrail’deki aþýrý saðcý Kahane Chai ve Ýran’daki Halkýn Mücahitleri örgütleri de ayný tarihlerde AB listesinden çýkarýlmýþtýr.
Bugün geçerli olan liste ise, 20’si Ortadoðu menþeli olmak üzere 30 örgütten oluþuyor. Taliban, El-Kaide, Ýslami Cihat, Hamas, Ebu Nidal, El Aksa Þehitleri Tugayý listede yer alan örgütlerden en bilinen bazýlarý. Hemen belirtelim, DHKP-C, PKK ile Ýslami Büyük Doðu Akýncýlar Cephesi listede yer alan ve yanýnda Türkiye ibaresi bulunan örgütler. Son olarak Hizbullah da bu listeye girmiþ durumda.
Böyle bir listenin yayýnlanmasý, AB’ye üye tüm devletlerin bu örgütleri terörist, diðer bir ifadeyle ‘düþman’ kabul ettiði anlamýna gelir. 28 devletin muhtemelen AB ortak dýþ ve güvenlik politikasý kapsamýnda üzerinde uzlaþtýklarý nadir konulardan birisi terör örgütleri konusu olmuþtur. Dolayýsýyla önemsemek gerekir.
Ne iþe yarar?
Bu listeye giren örgütler, terör ve terörizmle mücadele kapsamýna alýnýr ve tüm üye ülkeler adý geçen örgütlerle ilgili olarak hem birbirlerini bilgilendirmek hem de istihbarat paylaþmak durumundadýr.
Esasen terörle mücadele söz konusu olduðundan bu örgütlerin faaliyetlerinin, örgütlerle iliþki kuran devlet, kiþi ve kuruluþlarýn yasaklanmasý beklenir; kaðýt üzerinde bunu ima eden ifadeler yer alýr; ancak uygulamanýn o kadar da baþarýlý olmadýðý bilinir. Bununla birlikte, bu örgütlere ve onlarý destekleyen devletlere gerektiðinde yaptýrým uygulanabilir. Ayrýca, son derece önemli bir siyasi tutumun ifadesi olarak da görülmelidir. Örneðin Hizbullah’ýn listeye alýnmasýyla AB, Ýran’ýn Hizbullah kanalýyla yürüttüðü Ortadoðu, özellikle de Suriye politikasýna açýkça karþý olduðunu ifade etmektedir.
AB terör örgütleri listesi, bazen þiddet eylemlerini siyaset haline getiren kuruluþlarýn, bazen onlarý destekleyen devletlerin reddedilmesi anlamýna gelirken, bazen de teröre maruz kalan örneðin Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerin yanýnda yer alýndýðýný ifade eder.
Baþka ne iþe yarar?
Böyle bir listenin varlýðý kendi baþýna önemli olmakla birlikte, ortada bir sorun bulunur; zira AB açýsýndan önemli olan adý geçen örgütlerin mensuplarýný AB topraklarýndan uzak tutmaktýr. Ancak, örgütün kendisini terörist ilan etmek kolayken, kiþilerin tespiti AB mevzuatýna göre oldukça zordur. Bir kiþinin terör örgütü üyesi olup olmadýðýný saptamak, yanýnda üyelik kartý taþýmýyorsa imkansýza yakýndýr.
Ayrýca, AB’de kiþilerin hak ve özgürlük alaný geniþtir, dolayýsýyla terörist ancak bizzat terör eylemi yapan, önceden yapmýþ olan ya da elinde patlatmaya hazýr bombayla yakalanan biçiminde tanýmlanýr. Yani Afganlý biri El-Kaide üyesi midir, bir eylem hazýrlýðý içinde midir, yoksa gezmek için mi AB üyesi bir ülkeye gitmiþtir, anlamak kolay deðildir.
Bu çýkmaz karþýsýnda AB sýký istihbarat ve katý politikalara yönelmiþtir. Listedeki örgütlerin çoðu Ortadoðulu olduðuna göre, þüphelilerin de Ortadoðulu olmasý kaçýnýlmaz görülür; sonunda da her Ortadoðulu’ya olasý terörist gibi bakýlýr. Ýslami tarzda giyinenler, Arapça, Farsça, Türkçe ya da Kürtçe konuþanlar ve ten rengi koyu olanlar bu katý politikalardan nasibini alýr, bu arada AB terörle mücadele adý altýnda bir dizi ayýrýmcýlýðý meþru hale getirir.