Abra kadabra misali, Obra..

F.Bahçe’yi seyretmeden önce, Obradoviç’in kim olduðunu öðreneceksin... Onun, sayýsý giderek bir düzineye yaklaþan Final-Four Þampiyonluðu’na sahip olmaya doðru gittiðini bilmek; Obradoviç’i anlamaya yetmez... Onun, Belgrad’daki tüm takýmlarýn hocalarýnýn hocasý olduðunu ve ikisinin oyunculuðundan, birini yardýmcýlýðýndan geldiðini bilmek; Obradoviç’in gücünü göstermez... Onun, çalýþtýrdýðý her takýmý þampiyon yaptýðýný bilmek; Obradoviç’in büyülü becerisini ispat etmez... Onun; bir takýmý (Yani F.Balçe’yi) dört kez üst üste Final-Four’a götüren Avrupa’da ilk ve tek koç olduðunu öðrenmek; Obradoviç’in basketbolda tek tabanca kaldýðýnýn iþareti deðildir.

Onun yaþayan efsane olduðunu, þimdi ve bizler deðil; bundan 100 sene sonraki basketbol tutkunlarý da söyleyecek... Ve o gün kapýya dayandýðýnda bile; ikinci bir Obradoviç henüz gelmemiþ olacaktýr.

***

Böylesine efsane üstü efsane, mucizevi bir hocanýn; F.Bahçe’nin baþýnda Türk basketbolunu temsilen parkeye  çýkmasý, zaten baþlý baþýna bir olay... Bu adamý iyi izleyin. Tekrarý, örneði, ikincisi, benzeri, kopyasý, çakmasý, sahtesi, imitasyonu bile olmayacak, olamayacak birini seyretme ve tarihe tanýk olma ayrýcalýðýnýz var. Sonraki kuþaklarýn böyle bir þansý, asla olmayacak. Çünkü böyle biri olmayacak.

***

Ýþte böylesine büyük bir hocayla çýktýðýmýz Belgrad’daki yarý final; Zalgiris’i kilitleyen muhteþem bir F.Bahçe savunmasýna tanýk oldu. Ama ilk yarýdaki 6 fark, büyük savunmasýnýn tam karþýlýðý deðildi. Çünkü hücumda sýkýntýlarýmýz vardý. Ýkinci yarý,  savunma ve ofansta hatalarýmýzý dengede tutarak, rakibi beraberliðe bile yaklaþtýrmadan; saf dýþý býraktýk. Sýra þampiyonlukta...Bravo Obra, bravo F.Bahçe...