AB’ye de ‘DUR’ deme zamaný

Zafer Çaðlayan’ýn “Gümrük Birliði” çýkýþýna dün deðinmiþ ve özellikle ÜRETEN Türkiye için nasýl bir pranga olduðunu birkaç cümle ile ele almýþtým. Bugün konuya daha geniþ bakmak ve özellikle “neden yeter” denmesi gerektiðini sorgulamak istiyorum...

Sevgili dostlar, bir ülke düþünün mallarý þartlý serbest dolaþabiliyor, pazarýna her türlü mallar 27 ülke tarafýndan istendiði gibi dolaþtýrýlabiliyor, bankacýlýk sisteminde AB sermayesi önemli bir yer tutuyor AMA o ülkenin üreticileri, þirketleri, sermayesi TAM ÜYE olmadýðý için DOLAÞAMIYOR! Fuar oluyor, mallar gidiyor, sahipleri vize peþinde helak oluyor! Diðerleri ellerini kollarýný sallayarak Türk pazarýnda at koþturuyor... Türkiye’den baþka “Gümrük Birliði’ne dahil olup” bu þekilde üreticisini bu çarka kaptýran baþka bir ülke yok!

Sonuç: Gümrük Birliði “Bizans sýnýrlarý içindeki sermaye” için bulunmaz nimet. Onlarýn vize, dolaþým, menzil, kredi gibi sorunlarý yok! AB ülkeleri gibi Türkiye’nin orta ve küçük sermayesi üstünde bu sayede hegemonya kuruyorlar... Bir örnek vereyim; bir Türk þirketi, bir Ýspanyol þirketi ile rekabet ediyor. Diðer þirket istediði gibi Türk pazarýnda dolaþýrken, Türkler vize derdinde olduklarýndan orada pazarlama bile yapmaya gidemiyorlar. AB kökenli bir banka iki þirketle de çalýþýyor, Türkiye’deki satýn aldýðý banka ile Türkiye’de, Ana Banka ile orada kredilendirme yapýyorlar. Ýspanyol þirketi, daha büyük müþteri olduðu için “rakibinin” kredisini kestirmeye kadar gidebiliyor. Sonuçta ne oluyor? Türk þirketi üretim rekabetini býrakýp, Ýspanyol þirketin ithalatçýsý oluyor... Böyle açýlmýþ davalar var, ben de dahil oldum ve yýllarca izledim...

Bu noktada 2004 yýlýnda Radikal’de yazdýðým yazýdan bir alýntý yapmak istiyorum;

 “...AB üyelik sürecinde, yýllar önce, sistemin hiçbir yönetim kademesinde olmadan kabul ettiðimiz gümrük birliði acaba bize ne gibi zararlar verdi veya ne gibi yararlar saðladý? -1- Bugün uyguladýðýmýz Gümrük Birliði denilen kavramýn özü Osmanlý’nýn çöküþ sürecinde imzaladýðý Baltalimaný Ticaret Anlaþmasý ile aynýdýr. Yönetime dahil olamazsýn sana sadece zayýf sanayi ve bankacýlýk sistemin ile kredi dahi üretemediðin KOBÝ’lerini vahþi bir ticaretin kollarýna býrakmak kalýr... 2-Üçüncü ülkeler ile serbest ticaret yapamazsýn. Üyelerin yaptýðý anlaþmalar doðrultusunda kendi gümrük haklarýndan vazgeçmek zorunda kalýrsýn... Karar mekanizmalarýna yön veren üye ülkelerin üçüncü ülkeler ile doðabilecek haklarý saklý kalýrken, sen o haklardan da yararlanamazsýn... Bu noktadan itibaren size daha somut bir delil ortaya koymak ve basýnýmýzda pek yanký bulmayan bu haberi yorum yapmadan AA’dan aynen aktarýyorum: A.A - 25/02/2004: AB Mahkemesi, GB nedeniyle zarar ettiðini öne süren bir Türk þirketinin yaptýðý baþvuruyu kabul etti. Baþvuruda, AB ülkelerinin tam üye olduktan sonra GB uygulamalarýna geçtikleri anýmsatýlarak, bu ülkelerin geçiþ dönemi boyunca ve halen birliðin tüm mali avantajlarýndan yararlandýklarýný belirtti. Türkiye’nin AB üyesi olmadan Gümrük Birliði’ni kabul ettiðini kaydeden baþvuruda, Türkiye’nin GB ile sadece AB ülkelerine deðil, ayný zamanda ortak gümrük tarifeleri ile Çin gibi ülkelere de açýldýðý kaydedildi. Baþvuruda, Türkiye’nin GB ile gümrük, vergi, harçlar ve gümrük fonlarýndan oluþan gelirlerinden vazgeçtiði anýmsatýlarak, bu þekilde oluþan gelir açýðýný AB’den gelmesi gereken mali destekler ile kapatamadýðý, AB’ye üye ülkelerin vetolarý sebebiyle bu yardýmlarý alamadýðý ve yüksek faizle iç borçlanmaya gittiðine dikkat çekildi. AB Mahkemesi davayý kabul etti...”

 

Sorun sadece Gümrük Birliði de deðil. Vize gibi “asla kabul edilemeyecek” baþka bir saçmalýk var ve AB yýllardýr hukuksuz olarak Türk vatandaþlarýna tam anlamýyla iþkence ediyor...

Sevgili dostlar, 10 yýl önce yazýyordum hala ayný detaylarý vurguluyorum; VÝZE UYGULANAMAZ!

Neden mi ?

Çok kýsa arz edeyim;

1- AB ülkeleri 1970’te imzalanan ve 1973’te yürürlük kazanan Katma Protokol gereði Türk vatandaþlarýna vize uygulayamaz. Vize, 1980 sonrasý konulan ve imzalanan protokol þartlarýný imzacý ülke aleyhine deðiþtirdiði için kanunsuz olan bir uygulama. Türkiye, katma protokolleri imzalayarak sonradan eklenebilecek maddelere karþý kendini korumuþ olmasýna raðmen bu hak nedense bugüne kadar gündeme gelmedi...

2- Gümrük Birliði kavramý gereði; AB ülkeleri, doðrudan ve dolaylý olarak GB kavramý içinde kalan Türk vatandaþlarýna vize uygulayamaz. AB ülkelerinde çalýþma ve yerleþme haklarýna engel olamaz. “Bunun kanýtý ne” derseniz, AB Adalet Divaný’nýn BÝR “ÝLK” i OLAN 11.05.2000 tarihli kararý çok açýk: “Türk vatandaþý olan iþveren ve serbest meslek sahiplerinin Katma Protokol’ün yürürlüðe girdiði 1973 tarihinden itibaren ‘haklarýna kýsýtlama getirilmesine’ imkân yoktur.”

 

3- Ankara Antlaþmasý Madde 13 ve Madde 14’e göre karþýlýklý yerleþme serbestliði hakkýný Türkiye de kazanmýþ oldu.

Son söz: YETER!