Yüzlerce PKK’lý, Kandil’in emriyle açlýk grevine gidince çeþitli kesimlerden duygusal çaðrýlar gelmeye baþladý: “Ölümlere duyarsýz kalmayalým”, “insanlýðýmýzý unutmayalým” vs. vs. Sanýrsýnýz açlýk grevi yapanlar terörist deðil de dünyanýn en masum insanlarý. Daha düne kadar ellerinde silahlar çoluk çocuk demeden saða sola ateþ açanlar, içinde sivillerle otobüsleri havaya uçuranlar, dünyanýn en tehlikeli katilleri þimdilerde insanlýk timsallerine dönüþtürülmek isteniyor. Yaptýklarý eylem toplum için büyük bir fedakârlýk olarak yansýtýlýyor.
Zaten PKK’nýn amacý da buydu. Yani terör eylemlerine sivil ve insani bir boyut katmak. Örgüt yazýn baþýndan beri Kürt halkýný mücadelesine dâhil etmeye çalýþýyor, fakat baþarýlý olamýyordu. Geçen yýl da çeþitli sivil itaatsizlik giriþimlerinde bulunmuþtu, ama onda da baþarýlý olamamýþtý. Yani, yeni taktik açlýk grevleri ve onlara destek üzerinden sokaðý harekete geçirebilmek. Diðer taraftan silahlý saldýrýlar devam ediyor, edecek de. Çocuklar ve gençler ise okullarý yakmak ve güvenlik güçleriyle çatýþmak için teþvik ediliyor. Anaokulundan liselere kadar birçok okul kundaklanmýþ durumda. Kürtçe eðitimi bahane ederek Kürt çocuklarýn okullara gitmesi engelleniyor. Bölgede veliler çocuklarýný okula çekinerek gönderiyor, çünkü okula gitmek ‘davaya ihanet’ sayýlýyor. Böylece hem çocuklar, hem de aileleri bir þekilde soruna bulaþtýrýlmýþ oluyor.
Kürtçe bahane
Örgüt için Kürtçe yargýlanma hakký ve Kürtçe eðitim ulaþýlmasý istenen iki hedef olmaktan çok kullanmaya uygun istismar alanlarý. Örgütün tek amacý var, ayrý bir devlet kurmak. Buna giden her yol mübah. Eðer devlet mahkemelerde Kürtçe kullanýmýna izin verirse yeni talepler gelecek. Ayný þekilde Kürtçe eðitim baþladýðýnda talep düzeyi yükseltilecek. Bunu þuradan anlýyoruz, örgüt her iki talepte de devletin radikal adýmlar atmaya hazýrlandýðý bir dönemde bu isteklerini zirveye çýkardý, hatta açlýk grevlerine konu edindi. Yani PKK’nýn amacý üzüm yemek deðil, devleti dövmek ve Kürtleri radikalleþtirebilmek. Bu nedenle devletin bu tür haklarý istismar ettirmeden ve teröre rehin býrakmadan halletmesi gerekiyor.
Kürtçe yargýlama ve eðitim bir yana örgütün Öcalan’ýn hapisten çýkarýlmasýný bile Öcalan için istemediði söylenebilir. PKK için Öcalan’ýn dirisi veya özgürlüðü önemli deðil. Öcalan da onlar için iyi bir istismar alaný. Bu nedenle hapishanede kalmasý bir yönüyle PKK’nýn iþine bile geliyor. Eðer Öcalan ev hapsine alýnýrsa, örgüt bu kez de tamamen serbest býrakýlmasýný isteyecek. Tamamen serbest kaldýðýnda ise bu kez de siyaset yapma hakkýný talep edecek. Üstelik bunlarý yaparken silahlý eylemler de tam hýz devam edecek.
Ölüm-sýtma stratejisi
Burada örgüt ölümü gösterip sýtmaya razý etme stratejisini uyguluyor. Bu stratejideki en büyük avantajý ise terör konusunda kararsýz bir kamuoyu ve aydýnlar. Türk aydýný ‘terör’ kavramý konusunda tutarsýz ve daðýnýk fikirlere sahip. Eðer Öcalan ABD’de bir mahkûm olsaydý deðil onu serbest býrakmak, onu savunmak dahi terör suçu olurdu.
Açlýk grevlerine dönecek olursak, ilk defa Türkiye’nin baþýna gelmiyor. ETA ve IRA da geçmiþte sýklýkla bu yönteme baþvurdu. En bilineni 1981 Ýrlanda Açlýk Grevi’dir. Bu olayda IRA üyesi mahkûmlar özel statü ve daha iyi muamele talebiyle açlýk grevine gitti ve olay içlerinde milletvekili Bobby Sands’in de bulunduðu 10 mahkûmun ölümüyle sonuçlandý. Ýngiltere Baþbakaný Margaret Thatcher grev karþýsýnda sýfýr tavizle hareket etti ve bu tavrýyla büyük baþarý kazandý. Eylemden Sinn Fein de güçlenerek çýktý. Þu anda yeryüzünde Fransa’dan Bahreyn’e kadar çok sayýda ülkede belki de onlarca açlýk grevi yapýlýyor. En son ETA mahkûmlarý, ölmek üzere olan kanser hastasý bir arkadaþlarýnýn serbest býrakýlmasý için uzun bir grevdeydiler. Anlayacaðýnýz açlýk grevleri mahkûmlarýn tipik bir eylem þekli ve Türkiye bu konuda bir istisna deðil.