Baþbakan Erdoðan ile Milli Ýrade bildirisine imza atan 150 kuruluþ temsilcisinin buluþtuðu Haliç Kongre Merkezi’ndeki toplantýda, söz sýrasý katýlýmcýlara geldiðinde 20’yi aþkýn kiþi söz almýþtý.
Söz alanlardan birisi de ÝHH Baþkaný Bülent Yýldýrým idi. Bülent Yýldýrým konuþtu, konuþtu ve sözünü bitirirken þu çerçevede bir þey söyledi:
- Bu operasyonlar doðrudan sizi hedef alýyor. Biliyorum ki Anadolu sizin Baþbakanlýk’ta kalmanýzý talep ediyor. Bunun için üç dönem sýnýrlamasý kaldýrýlsýn ve Baþbakanlýða devam edin.
Yýldýrým’ýn bu sözü, salonda coþkun biçimde alkýþlandý.
Ancak az sonra Sivil dayanýþma Platformu Baþkaný Ayhan Ogan söz aldý. O da özetle þöyle söyledi:
- Bu operasyonlar sizin Cumhurbaþkaný olmanýzý önlemeye yöneliktir. Onun için üç dönem kýsýtlamasýna
dokunmayýn ve Cumhurbaþkaný
adayý olun.
Ayhan Ogan’ýn sözü de alkýþlandý, ama öncekine göre güçlü bir alkþ gelmedi.
Alkýþlar arasýndaki doz farký, toplumda, Tayyip Erdoðan’ýn nerede görülmek istendiðine göre oluþan talep farkýný da yansýtýyor kanaatindeyim.
Operasyonlarýn Tayyip Erdoðan’ý hedef aldýðý muhakkak. Denebilir ki hedef, TayyipErdoðan’ý ne Baþbakanlýk’ta ne de Cumhurbaþkanlýðýnda görmek.
Ama, Türkiye toplumu, her kamuoyu yoklamasý ile vereceðini hissettirdiði destekle, Tayyip Erdoðan’ýn ülke siyasetinde var olmasýnda kararlý gözüküyor.
Ýki ihtimal var. Baþbakanlýða devam ya da Cumhurbaþkanlýðý.
Birinci ihtimalin yolunu, Tayyip Bey bizzat kendi eliyle kesmiþ durumda. Üç dönem sýnýrlamasý, onun Baþbakanlýðýnýn önünü týkýyor.
Ýkinci ihtimal ise Aðustos’ta yapýlacak seçime baðlý.
Ancak Tayyip bey seçime girip Cumhurbaþkaný seçildiðinde dahi, kendisinin olmayý düþündüðü “Cumhurbaþkaný profili” ile þu andaki Cumhurbaþkanlýðý statüsünün örtüþmediðini düþünüyor. Hem halk tarafýndan seçilen hem de sýnýrlý sorumlu nitelikte olan bir Cumhurbaþkaný, Tayyip bey’in formatýný yansýtmýyor.
Durum böyle olduðu için Cumhurbaþkanlýðýnýn statüsünde deðiþiklik yapýlmasý istendi, ancak buna yönelik bir anayasa deðiþikliði gerçekleþtirilemedi. “Fiili yarý baþkanlýk” statüsü zaman zaman seslendiriliyor, ancak onun da Baþbakanlýðýn etkin olduðu bir sistemde çatýþmalar doðurabileceði görüþleri dile getiriliyor.
Ben bir ara, Tayyip bey Cumhurbaþkaný olur, Gül de Baþbakanlýða gelirse, birbirinin etki alanýna saygý duyan iki lider, nispeten uyumlu çalýþabilir, ancak Tayyip bey’in Cumhurbaþkanlýðýnda baþbakanlýkta da edilgen bir isim bulunursa, kýsa sürede mizahi iliþkiler ortaya çýkar, gibi bir düþünce seslendirdim. Tabii öyle bir durumda Gül’ün dýþlanmýþlýðý da ayrý bir sorun kaynaðý olacaktýr.
Tayyip bey’in Cumhurbaþkaný olmasý ihtimali, hala en güçlü ihtimallerden biri olarak ortada duruyor.
Ama öteki ihtimalin, yani Baþbakanlýk’ta kalma ihtimalinin de, masadan kalkmadýðýný düþündüren geliþmelere tanýk olmaktayýz.
Baþbakan’ýn en son el Cezire’ye verdiði demeçteki bir - iki cümlenin satýr arasý, bu noktadaki yorumlarý yeniden diriltmiþ oldu. Ne idi o sözler:
“Bu kararý deðiþtirebilecek merci partimizin genel kuruludur. Baþka bir merci de bunu deðiþtirmez. Ben kendim böyle bir teklifi asla getirmem...”
Doðru böyle bir teklifi Tayyip bey asla getirmez. Bu asla þýk olmaz.
Ama parti getiremez mi?
Ben parti tabanýnda üç dönem sýnýrlamasýnýn önemsendiðini biliyorum. “Kan tazeleme” temasýnýn, alttan yukarýlara doðru týrmanmak isteyen partililer için ön açýcý mahiyeti gözden uzak tutulamaz.
Ancak daha geniþ toplum zemininde, Tayyip bey’in Baþbakanlýk’ta, Abdullah Gül’ün de Cumhurbaþkanlýðýnda devam etmesinin, daha tercih edilebilir nitelikte görüldüðünü de düþünüyorum. Kamuoyu yoklamalarýnda da, “Gül Cumhurbaþkaný-Erdoðan Baþbakan” denkleminin daha aðýr bastýðý gözleniyor.
Gül’e ve Erdoðan’a sorulsa, biri diðerinin Cumhurbaþkanlýðý ya da Baþbakanlýðý için liyakat konusunda en küçük bir tereddüt geçirmezler.
Ama hem “suhulet”le gerçekleþme ihtimali hem de “Halk desteði”nin en çok hangi alanda ortaya çýkacaðý sorusu, her iki lideri, bir yeniden deðerlendirme noktasýna götürecek gibi görünüyor.
Ben bu iki lider arasýndaki siyasi zýtlaþmayý en uçuk ihtimal olarak görüyorum.