Trump'ýn Dýþiþleri Bakaný Rex Tillerson'ýn Türkiye'ye geleceði günün hemen öncesinde bir haber:
- Adil Öksüz, Akýncýlar Üssü'nde yakalanýp, anlaþýlmaz bir þekilde serbest býrakýldýðýndan hemen sonra Amerikan Büyükelçiliði'nden aranmýþ. Acaip.
- Haberin patlamasýnýn hemen ardýndan Amerikan Büyükelçiliði'nden “Vizesinin iptal edildiðini bildirmek için aradýk” açýklamasý geliyor. Ne söyleyeceðini bilememenin kývranmasý içinde bir açýklama bu. Bu açýklamanýn acaipliðini Baþbakan Yýldýrým'ýn “Yersen. Ýnandýrýcý deðil” ifadeleri ortaya koyuyor.
- Adil Öksüz o günden bu yana muamma. Uçtu, kaçtý, kayboldu. Telefonuna ulaþabilen ABD, herhalde yerini de biliyordur. Biz nasýl bilmiyoruz, acaip.
- Tam bugünlerde, Amerika'da tutuklu bulunan Rýza Zarrab dosyasýnda adý geçen Halkbank Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Hakan Atilla'nýn Amerika'ya gidesi tutuyor. Acaip. Zarrab'ýn gitmesinin sebebi zaten yeterince anlaþýlamamýþtý, þimdi Hakan Atilla'nýn gitmesi daha da acaip. Nasýl gitti, bir uyaran çýkmadý mý, bundan sonra ne olacak, Zarrab dosyasýnýn içinden Türkiye'ye nasýl bir fatura çýkacak?
- Amerika'ya FETÖ'yü anlatamýyoruz. Daha doðrusu anlamak istemedikleri için anlatmak da mümkün olmuyor. FETÖ, Amerika açýsýndan Türkiye ile girilen “Hesaplaþma” sürecinde bir araçsa, ortak dil bulmak mümkün olmaz. Onun için önce Türkiye - Amerika iliþkisinin nasýl bir nitelik taþýdýðýna karar vermek lazým, sonra da FETÖ'nün o çerçevede nereye oturduðuna...
- Amerika'ya mesela PYD/YPG'yi de anlatamýyoruz. Onu da anlamak istemiyorlar. Neden anlamadýklarýný anlamak için, burasýnýn da Türkiye - Amerika iliþkileri açýsýndan ne anlam taþýdýðýna karar vermek lazým.
- FETÖ'yü Ýngiltere'ye de, Almanya dahil pek çok Avrupa ülkesine de anlatamýyoruz. Hatta anlamamaktan öte bir iþ var bu iþte. Ýngiltere ile Almanya'nýn dýþ politika perspektifleri farklý, ayný þekilde Almanya ile Amerika'nýn dýþ politika perspektifleri de farklý, ama FETÖ'yü anlamamakta birleþiyorlar. Neden? FETÖ tüm bu farklý stratejik odaklar için maymuncuk haline dönüþebiliyor.
“Acaip iþler”dedikse, bundan hiçbir þeyin anlaþýlmadýðý manasý çýkmamalý.
Amerika'da “Devlet içi kavga”yý beraberinde getiren yeni bir yönetim var. Nasýl durulacaðý belli deðil. Durulduðunda dünyaya, Ýslam'a, Ýslam dünyasýna, bizim coðrafyamýza nasýl bakacaðý belli deðil. Suriye'deki duruþu bizimle uyuþmuyor. FETÖ'de henüz olumlu bir adým yok. Ama Dýþiþleri Bakaný ile girilecek diyalog bir farklýlaþma oluþturur mu diye düþünürken, bakýyorsunuz orada “Halkbank bombasý” patlatýlýyor. Kimin oyunu bu?
Avrupa ile yaþanan gerilim, “referandumda propaganda imkaný saðlandý - saðlanmadý”dan çok öte bir muhteva taþýyor.
Gerilim.
Diplomaside bir yöntemdir gerilim. Çýkarlar mücadelesinde ipler gerilir kuþkusuz. Ýki taraf da, kendisi için “en iyi”ye ulaþmak ister. Gerilimde ipin kopacaðý noktaya gelindiðinde ya birisi daha kötüye gitmesini önlemek için geri adým atar, ya da ip kopar. Ýpin kopmasýnýn içinden savaþ dahil her þey çýkabilir. Güç kullanýlýr, belki o zaman yeniden güç yarýþýnýn daha büyük tehlike getireceði görülüp, yeniden diplomasiye dönülür.
Bizde daha baskýn biçimde bir “Büyük hesaplaþma” yaþandýðý kanaati seslendiriliyor. “Batý”da olan biteni öyle okuyoruz. Kimi zaman bir bütün olarak görüyoruz o dünyayý, “Haçlý” bütünü içinde. Kimi zaman ayrýþtýrýyoruz, mesela Ýngiltere'nin AB'den farklýlaþmasý gibi.
O dünya, FETÖ'yü, PYD'yi Türkiye'ye tercih mi etti, ediyor? Nasýl böyle bir akýl tutulmasý içine girilebilir? Strateji iflas mý etti o dünyada, yoksa baþka bir gelecek okumasý mý yapýyorlar?
Aslýnda bu niyeti de iyi okumamýz lazým. Nasýl bir gelecek planlamasý içinde bu dünya?
“Beka kaygýsý”noktasý riskli bir nokta.
Orasýnýn aþýlýp, týrmanýþlara yönelebileceðimiz bir iklim gerekli.
Kimbilir belki de halen iplerin gerilme noktasýndayýz ve bir merhalede Batý'da Türkiye'nin vazgeçilmezliði - Tayyip Erdoðan'ýn Türkiye ile bütünleþikliði görülecek ve reel politika ona göre tanzim edilecek. O tarih 16 Nisan mý?