Önce, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çalışan o vatansever isimsiz kahramanlara teşekkür borcumuz var, onlar, FETÖ ile mücadeleyi bilimsel zemine taşıyan, kripto unsurları ortaya çıkaran ve bu mücadeleye ferahlık kazandıran büyük bir iş başardılar.
FETÖMETRE konusunu üç yazar meslektaşımdan takip ettim. Milliyet’ten Tunca Bengin, Yeniçağ’dan Yavuz Selim Demirağ ve Posta’dan Nedim Şener’den…
Sistem şöyle işliyor: 17 bakanlık ve 25 kurumla iş birliği yapılarak komutanlık bünyesindeki rütbeli her asker hakkında öncelikle üç kuşak geriye dönük olarak mesleki hayatı boyunca eğitim durumu, sicili, girmiş olduğu tüm sınav notları, atandığı görevler, atanma formları, sağlık raporları ile eşi, çocukları, anası, babası, atası, akrabalarının FETÖ’yle iltisak durumları gibi 64 temel, 209 alt kriter içeren bilgiler toplanıyor.
Ardından da tüm bu veriler yine özel bir puanlama yöntemiyle değerlendirilerek sisteme giriliyor. Çıkan not durumuna göre de personelin FETÖ’yle iltisaklı olup olmadığı saptanıyor. Tabii tüm bunlar yapılırken de herhangi bir dedikoduya, isimsiz gönderilen ihbar mektupları, mail ve dijital yazılara itibar edilmiyor, sadece resmi kurumlardan alınan veriler dikkate alınıyor. Sonrası ise malum.
FETÖMETREradarına yakalanan itirafçı oluyor,(sayılarının 3.700’ü bulduğu söyleniyor) gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Son dönemde kamuoyunda şaşkınlık oluşturan kripto itirafları, süren soruşturmalar bu “bilimsel” zeminli çalışmayla bağlantılı. Mahrem imamların ankesör hatlarına bu sayede ulaşıldı.
FETÖ’nün mağduriyet kumpaslarına zemin oluşturabilecek bir tartışma konusu var: 16 Nisan 2017’de bir FETÖ’cünün arşivinden yola çıkılarak açığa alınan 9.103 polisin aslında “kozmik kumpasın” kurbanı oldukları, bunun, FETÖ ile mücadele soruşturmalarını sulandırmak için düzenlendiği iddia ediliyor. Bu polisler hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış, aralarından gözaltına alınan bile olmadığı ifade ediliyor. Onlar ise, vatansever olduklarını, açığa alınmaktan değil, adlarının yanına FETÖ kelimesinin yazılmasından büyük üzüntü duyduklarını belirtiyorlar.
Devletin elindeki bilgilere ulaşmam mümkün değil ama, sorunun seçim öncesinde çözümlenmesi için bir öneri sunma hakkımı kullanıyorum: İçişleri Bakanı Soylu’dan ricam, bu 9.103 açığa alınmış polis için derhal FETÖMETRE’yi devreye sokmasıdır.
Bilimsel olarak yapılacak bu çalışma gerçeği ortaya çıkaracak, temiz olanlar işine dönecek, kripto olanlar ise savcıya teslim edilecektir.
Madem, Deniz Kuvvetleri’ndeki aslan vatanseverler bu ölçüde şaibesiz ve nesnel bir mücadele zemini kurmuşlar, bunu neden devletin her kesiminde kullanmıyoruz?
Yargının işine karışmam, ama bana tevdi edilen çok iyi çalışılmış bir dosya,15 Temmuz’da Erzincan İl Jandarma Komutanı Alb. M.Orhan Tonğ’un o gece 3. Ordu karargahında yaşanılanlarda en şaibesiz isim olduğunu işaret ediyor. Mahkeme sürecinde de önemli soru işaretleri var, özellikle kamera görüntülerinin saatlerinin silinmiş olması dikkat çekici. Alb.Tonğ, darbecilerin sözde emirlerini astlarına iletmeyen, hatta, o gece, halkla asker karşı karşıya gelmesin diye jandarma trafik ekiplerini bile geri çeken bir komutan. Bir takım iddialarla tutuklu, üstelik müebbet hapis cezasına çarptırılmış durumda.
Sayın,Org. Akar, FETÖMETRE’yi uygulayın Alb.Tonğ’a… Eğer temiz çıkarsa, onu bu kadere sürükleyenlerin de üzerine gidin…Çıkmazsa, zaten konu şaibesiz kapanmış olur.
Meslektaşım, Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “FETÖ borsası kuruldu” açıklamasını yaptığında yemediği laf kalmadı, baktım, bu örgütle mücadelenin sembol isimlerinden emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok, sivil bürokraside FETÖ ile mücadelenin “hüsn-ü şehadet” yöntemiyle sulandırıldığını ifade ediyor. Kripto olduğundan şüphelenilen şahıs güvenilir bir kişinin şahitliğiyle kurtulabiliyorsa, işimiz var demektir.
Doğrudur, değildir bilmem. Bir iddianın en tehlikeli noktası, “kolay inanılır olmasından” kaynaklanır.
Niye şaibelerle Türkiye’nin beka mücadelesinin en önemli cephesinde sallantıya neden oluyoruz? Bütün üst düzey bürokrasiye FETÖMETRE’yi uygulayın, hatta buradan açık çağrı yapıyorum, ayrım gözetmeksizin medyanın yönetici-yazar kadrolarına ve siyasi karakterlere de uygulayın…
Bu bir cadı avı değil, aksine bilimsel zeminli temizlik harekatıdır, neden yalnız TSK bünyesinde kullanılsın?..
Takipçisi olacağım…
