Acil acil acil

Perşembe günü Aksaray İli Belediye Başkanı Evren Dinçer'in düzenlediği kitap fuarına katıldım.

Başkan kendini önce ülkesine sonra iline adamış son derece başarılı bir siyasetçi.

Kitap fuarı düzenlemekteki amacı özellikle gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak.

Fuar alanına geldiğimde gördüğüm manzara oydu ki Başkan Evren bedava ulaşım dahil aldığı kolaylaştırıcı tedbirler sayesinde binleri fuara alanına çekmeyi başarmış ve altıncısını düzenlediği bu fuarla da amacına ulaşmış.

Konferans...

Başkanımızın nazik davetini aldığımızda ilgililerle fuar salonunda bir söyleşi planlamıştık.

Planlanan gün ve saatte Aksaraylı hemşerilerimizle buluşarak söyleşimizi gerçekleştirdik.

Söyleşide soru cevap bölümüne geçtiğimizde sözü bilinçli olarak Türk Aile yapısı ve yeni nesilde yaşanan dejenerasyona getirdim.

Son dönemlerde Türk toplumunda yaşanan çöküş, bunun sebepleri ve alınması gereken tedbirler bu bölümde konuştuğumuz konular içinde yer aldı.

Söyleşide salonda bulunan herkes ülke genelinde çok ciddi bir erozyon yaşandığı konusunda hemfikirdi.

Bende dil döndükçe neden bu duruma düştüğümüzü, gençlerin bu yozlaşmayı neden yaşadığını örnekleriyle anlatmaya çalıştım.

Bu konuda yapılan yanlışları, eğitim başta alınması gereken tedbirlerin neler olması gerektiğini sıraladım.

Bu sıralamada yaşadığım bir olay çok dikkatimi çekti.

Televizyonlarda gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarının zararlarını anlatırken sarf ettiğim sözlerime verilen tepkiler gerçekten görmeye değerdi.

Neydi Tepkiler...

Bunu açıklamadan önce tepkiye neden olacak ne demiştim, kısaca ona değineyim.

Söylediğim aynen şuydu;

"Elimde yetki olsa hiç vakit kaybetmeden gündüz kuşağında yayınlanan bütün kadın programlarını, istisnasız tamamını anında kapatırım."

Evet, ifade ettiğim gibi toplumda aile yapısının bozulmasına korkunç katkısı olduğunu düşündüğüm bu programlar şimdiye kadar RTÜK tarafından çoktan yayından kaldırılmalıydı.

İşte bu kanaati anlatan sözlerim bittiğinde salon dakikalarca alkışladı.

Bu sahneyi yaşadığımda aklıma ilk gelen atasözü de şu oldu.

"Aklın yolu bir."

Uyanalım...

Evet toplumun kahır ekseni aynı şeyleri düşünüyor iken, herkes bu yayınlardan inanılmaz şikayetçi iken bu tür programların halen devam ediyor olması gerçekten çok ilginç bir durum.

Üstelik bu tür programlar toplumun ahlak yapısını bozan ana karakter.

Üstelik bu tür programlar dünyada sadece bizim ülkemizde yayınlanıyor.

Sorgu Zamanı...

Yav Allah aşkına, birileri çıkıp bu tür programların ülkeye topluma ne fayda sağladığını bana anlatsın.

Birileri gelip bana "ya hoca senin aklın yetmez bu tür işlere. Bu programların millete topluma, devlete şu tür faydaları var." diye açıklasın.

İçimizden bazı aklı evveller şunu diyebilir.

"Efenim cinayetleri çözüyor."

Yav ne alakası var kardeşim, onlara mı kalmış cinayet çözmek.

Bu devletin polisi, bu devletin jandarması yok mu?

O zaman kapatalım bu kurumları, gece gündüz verelim televizyonlardan bu tarz programları, böylelikle ülkede bir tane çözülmemiş cinayet, enselenmemiş katil kalmasın.

Lafın Fazlası...

Uzatmayalım lafı ve haykıralım...

Eğer "önce vatan" yerine "önce reyting" demiyorsak, eğer "önce vatan" yerine "önce para" demiyorsak, toplumun ahlak yapısını bozmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu tür programları derhal yayından kaldıralım ve yerine eğitici öğretici programları koyalım.

Kim yapacak bu işleri?

Elbette "RTÜK" ve "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı".