Acýlar da güzellikler de en yakýnlarýmýzdan geliyor

Bugünlerde çocuða iyi gelen ve çocuk için travmatik olan ve yaþantýlarý bir araya getiren çalýþmamýzý tamamlamaya çalýþýyorum. Ýlginç bir durumla karþý karþýyayýz. Çocuklukla ilgili olumlu anýlarýmýzýn merkezinde çekirdek ve geniþ ailemiz varken; olumsuz/travmatik anýlarýn merkezinde de çekirdek ve geniþ ailemiz var. Yani en yakýnýmýzdakilerinin en tatlý ve en acý anýlarýmýzý oluþturabilme etkisi var. Örneðin kardeþler/dedeler/amcalar/dayýlar/kuzenler çoðu zaman anýlarýmýzýn baþ tacý bazen de tacizcisi olabiliyor. Bugün olumlu anýlardan örnekler vereceðim. 

 

Yakýnlarýmýzla ilgili olumlu anýlar

Olumlu anýlarýn bir kýsmý kardeþlerden geliyor. Örneðin bize anlatýlan öykülerden biri þöyle: “Okulda ara öðün olarak bize fýndýk daðýtýrlardý. Ben bana verilen fýndýk paketini yemez eve kardeþlerime götürürdüm ve onlarýn sevinmesiyle çok mutlu olurdum. Sahip olduðum þeyleri kardeþlerimle paylaþmayý ve onlarý mutlu etmeyi çok severdim.  

Olumlu anýlardan bir kýsmý da dede ve nenelerden geliyor: “Babaannem okulda yaptýðým her ödevi, o gün öðrendiðim yeni bir bilgiyi bana okuturdu, ilgiyle dinlerdi. Yazdýðým her kompozisyonu eve gelen amcalarýma da dinletir, takdir ederdi. Okul hayatým boyunca ders yapmak, ödev hazýrlamak benim için hiç külfet olmadý. Akademik olarak hep baþarýlý biri oldum. Babaannem yanýmda siyasetten, ticaretten, günlük yaþama dair her konuyla ilgili amcamlarla sohbet ederdi. Yetiþkin olduðumda okuyan, gündemi takip eden biri olmak benim için hiç zor olmadý. Her gün Kur’an okuyan ve 5 vakit namaz kýlan bir babaannem vardý. Beni her yaz Kur’an kursuna gönderen. Ýnanç ve ibadetin hayatýmdaki temelleri o zaman atýldý. Kimse demeden, 11 yaþýmdan beri namaz kýlýyorum. “ 

“Dedem büyüklerin çekindiði ciddi bir adamdý ve köyün imamýydý. O ciddiyeti çocuklarýn yanýna gelince kaybolurdu. Ben dahil bütün çocuklarla çocuk olur onlarýn oyunlarýna katýlýrdý. O yaþýna raðmen taklalar atar koþardý ve bizi eðlendirmeye çalýþýrdý. “ 

Olumlu anýlarýn bir kýsmý da amca veya dayýlardan geliyor. Bize anlatýlan öykülerden biri de þöyle: “Kocaman sülalemizde amcam ve ben hariç herkes Ýngilizce öðrenmiþti okulda. Bizse Fransýzca. Amcam her fýrsatta benle pratik yapar, beni konuþturmaya çalýþýrdý. Dil öðrenmeye merakým ve azmim küçük yaþta baþladý ve devam etti. Büyük kuzenim düzenli olarak kütüphaneye gider, kitap alýr ve okurdu. Onun okuma sevgisi beni çok etkilemiþti. Ýlkokulda beni de kütüphaneye kaydettirmesini rica ettim. Beraber gittik. Türk edebiyatýnýn nadide eserlerini o sayede okudum. “ 

Olumlu anýlarýn bir kýsmý da teyze veya halalar üzerinden. Bize anlatýlan öykülerden biri de þöyle: “En mutlu zamanlarým teyzemin evinde geçen zamanlardý. Bana özel ilgi gösterdiðinden falan deðil aslýnda. Teyzemin 5 çocuðu vardý. Evleri bahçeliydi. Hem özgür oyun alaný hem arkadaþ dolu bir yer olduðu için orayý severdim. Bir de sadece orada takdir edilirdim, eþyalarýmý kendim toplar düzensiz býrakmayýnca teyzem hep aferin çok düzenlisin vb derdi. Kendimi deðerli hissederdim.”