Geçtiðimiz Perþembe ve Cuma günleri benim için garip geçti! Bu iki gün içerisinde yüreðimdeki temevvücatý nasýl ifâde edeceðimi bilemediðimden, zengin mânâsý ve tedaileri olan “garip” kelimesini kullanmakta karar kýldým. Evet, hâlimi anlatmaya “garip” kâfi!..
10 Kasým Perþembe günü Bandýrma Adliyesi’ndeydik. 16 yýllýk bir davanýn yeni celsesi için sabahýn bereketli saatlerinde yollara düþtük. Bu seferimizde bir kiþi eksiktik. O da yargýlanýyordu...
28 Þubat cuntasýnýn bizleri hapsettiði Bandýrma Cezaevi’ne 2000 senesinde düzenlediði “Noel Baba” baskýnýnýn davasý hâlâ sürüyor. Koðuþlarýmýz yakýlýp yýkýlmýþtý, bizler günlerce kurþunladýk, bombalandýk, öldük ve yaralandýk ama suçlu da biz olmuþtuk! 14 yýl süren ilk yargýlama aþamasýnýn nihayetinde, FETÖ operasyonlarý kapsamýnda daðýtýlan Yargýtay 9. Ceza Dairesi hakkýmýzda verilen hapis cezalarýný 25 Aralýk 2013’te onamýþtý. Tarih size bir þeyler hatýrlatýyor mu!
Ben ve arkadaþlarým tekrar hapishaneye girmiþtik. Yaptýðýmýz “Yeniden Yargýlama” baþvurusu neticesinde de tahliye edildik. Ýþte 10 Kasým’da bu sebepten dolayý, bir eksikle hâkim karþýsýndaydýk. O bir eksiðimiz mahkeme zaptýna ‘öldü’ diye geçilecekken “Ölmedi, 15 Temmuz þehidi” diye itiraz ettik... Hâkim, þehidimiz hakkýndaki yargýlamayý düþürdü!!!
11 Kasým Cuma günü ise, bir gün önce mahkeme zaptýna “15 Temmuz þehidi” diye kaydýný geçen Halilimiz’in iki oðlunun sünnet merâsimine katýldýk. Birgün önce mahkeme salonunda biraraya geldiðimiz arkadaþlarla þimdi de bir sünnet düðününde beraberdik!
Sadece biz deðil, Cumhurbaþkanýmýzýn ailesi ve devlet kademelerinde görev yapan birçok yetkili de þehidimizin evlatlarýnýn bu güzel gününde oradalardý; saðolsunlar! Þehidimiz’in çocuklarýna, “Babanýz hakkýndaki dava düþtü” diyemedik! Nasýl diyebilirdik ki! Bu görevi ilgili yetkililere býrakýyoruz: “Bakýn çocuklar, biz babanýzý 16 yýldýr yargýlýyoruz. Son mahkemede bir baktýk ki babanýz 15 Temmuz’da vatan için þehid olmuþ. Biz de yargýlanmasýna son verdik!..”
Sayýn yetkili, bunlarý söylerken sýrýtmayý unutma!..
Görüyorsunuz, “garip” kelimesini kullanmakta ne kadar haklýymýþým, deðil mi!..
FETÖ’den önce darbe yapmaya kalkan ama kullaným süreleri bittiði için tasfiye edilen Ergenekoncular, Balyozculara gelen adalet 28 Þubat tutuklulularýna bir türlü gelmiyor. FETÖ mensubu hâkim ve savcýlar yargýladý diye, haklarýnda kesinleþmiþ hüküm olmasýna raðmen beraat ettirilen Ergenekoncusuna, Balyozcusuna ‘maðdur’ olarak tüm kapýlar açýlýrken, 20 yýla yakýndýr zindanlarda olan Müslüman Anadolu evladlarýnýn yüzlerine hücre kapýlarý kapatýlýyor!
Adaletin yerini bulmasý için yaptýðýmýz görüþmelerde, “Haklýsýnýz ama þimdi sizin dediðiniz gibi yaparsak yargýnýn iþ yükü artar” diyen bürokratlar var bu ülkede!
Hakkýn, hukukun, adaletin saðlanmasý mühim deðil yeter ki beyefendilerin iþ yükü artmasýn. Boyunlarýndaki vebal artýyor ama mühim deðil, nasýl olsa ahirete daha çok var! Adalet yerine iþ yükünü önemseyen beyefendiler daha emekli olup, adaleti saðlamalarý için kendilerine verilen maaþtan yaptýklarý tasarruflarla hayatlarýný yaþayacaklar!.. “Nereden biliyorsun tasarruf yaptýklarýný” diye soracak olursanýz derim ki, iþ yükleri artmasýn diye baþkalarýnýn hayatlarý üzerinden tasarruf yapanlar...
Hukuk fakültelerinde tartýþýlmasý gereken soru: Bir hukukçu için önce adalet mi yoksa iþ yükü mü!..
100 puanlýk uzman sorusu!..
Sayýn yetkili seni de unutmadým, ne oldu, çocuklar yüzüne tükürdü mü!..
