Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin

Omuza omuza şehit düşseler bile cenazede eşitlik yok. Subayınki Kızılay’daki Kocatepe Camii’nden, astsubayınki Ulus’taki Hacı Bayram Camii’nden kaldırılıyor.

Ölümde bile kast anlayışı yıkılmıyor yani...

Bununla da kalmıyor aslında, subay ölünce cenaze töreninde yüksek rütbeli bir cemaat görüyorsunuz, erlerin şehit törenlerinde cami avlularını astsubaylarla doldurma yolunu seçiyorlar.

Amerika’daki siyah-beyaz ayırımını hatırlatan bir uygulama hakim Silahlı Kuvvetler’de. Otobüsü ayrı, lojmanı ayrı, yemekhanesi ayrı (herhalde yemek kalitesi de ayrıdır)...

Astsubaylara, Alabama öncesi siyah muamelesi yapıyor Silahlı Kuvvetler. 1955 yılında Alabama’da siyahların beyazlarla aynı otobüse binmesi veya kendilerine ayrılan bölüm dışına oturmaları yasaktı.

Rosa Park bu uygulamaya isyan etti ve siyahların tarihini değiştirecek bir dönemi başlattı.

Genelkurmay’ın subay-astsubay ayrımı açıkçası bu uygulamanın birebir kopyası. Herhalde bir benzeri Hindistan’daki kast sisteminde vardır.

Genelkurmay’a göre, bir astsubay oğlunun subay kızıyla evlenmesi caiz midir merak ediyorum açıkçası.

Dünya değişiyor, demokratik talepler değişiyor. Genelkurmay eskiden irticai faaliyetlerden tahrik oluyordu, şimdi de kurum içi eşitlik taleplerinden tahrik oluyor ve bunu yaparken de kendisini sıkıntılı konumlara sokuyor.

Mesela ilk günden beri bu davanın takipçisi olan Umur Talu’nun yazılarına sansür uyguluyor.

Boşuna gayret...

Bir yerde adaletsizlik ve eşitsizlik varsa, bu durumun düzeltilmesi talep ve mücadelesi de olacaktır. Öyle bildiri yayınlayıp insanları susturma dönemi geçti.

Bir daha hatırlatayım dedim.

(Daha zorunlu hizmeti tamamlamadan ordudan ayrılan subay ve astsubayların mücadelesi var, onu da hafta içinde yazacağım.)

Üniversiteliye protesto tüyosu

Bu kadar protesto yapıp bu kadar dayak yiyen bir üniversite gençliği dünyanın başka ülkesinde yoktur herhalde.

Ellerine pankartları alıp saf saf yürüyorlar, sonra da saçlarından çekilip yumruklanarak gözaltına alınıyorlar. Kızlar da dayaktan nasibini alıyor çünkü atalarımız kızını dövmeyen dizini döver demiş ya, kızların illa sizin öz kızınız olması gerekmez.

Dua etsinler, yarın öbür gün üniversite bahçesinde eylem çetesi suçundan haklarında dava açılmasın.

Yapmaları gereken basit!

İlla gösteri yapacağız diyorsanız ki, bu dönem polis bütün göstericilere Cumhuriyet mitingcisi muamelesi yapıyor, gösteriye giderken temel bir takım yardımcı alet-edevat alacaklar. Mesela, gaz bombasına karşı gaz maskesi.

Kafaya gelecek yumruğa karşı kask, popoya inecek copa karşı da çifte iç çamaşırı ve çifte pantolon.

Polis size gaz sıkarsa, siz de onlara okullara dağıtılan sütleri atabilirsiniz ayrıca! Yarısı anında dökülür vallaha...

CHP’den cacık olur mu!

Ana muhalefet partisi kaynıyor, Erman Toroğlu abimiz sessiz sessiz seyrediyor. (Koydu mu oturtan genelkurmay başkanları dönemi bittiği için olsa gerek.)

Halbuki, CHP güçlenirse, koydu mu oturtan bir partiye dönüşebilir. (Bakınız tek parti dönemi.)

O nedenle Telegol’de CHP özel programı yapılmasını öneriyorum.

Arka planda Atatürk’ün laiklikle ilgili bir sözü, imzalı olarak yer alır; “Ben CHP’nin laik ve sarımsaklı olanını severim” gibi bir şey.

Erman Toroğlu da elinde salatalıkları alarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Gürsel Tekin’i, Nihat Matkap’ı doğrar ve mükemmel bir cacık yapar.

CHP kurtulursa, böyle kurtulur benden söylemesi.