Adaletsiz adalet çağrısı

Kılçdaroğlu'nun Maltepe'deki konuşmasında yaptığı 10 maddelik çağrının kendisi adaletten yoksundu.

Çağrı öncesi ve sonrasındaki siyasi nutkun basitliklerini, acemiliklerini, çelişkilerini bir kenara koyarak sadece 10 madde teker teker ele alındığında da karşımızda bir siyasi parti liderininin çağrısını değil kendi devletini, kurumlarını ve milletini gayr-i meşru ilan eden bir metin görüyoruz.

***

Çağrıdaki her maddenin karşısına ben şu notları düştüm:

1- 15 Temmuz gecesi gerçekleşen direnişin muharrik gücü olan cumhurbaşkanını görmezden gelerek daha birinci maddede hakikatı setreden adaletsiz bir çağrı olmuştur.

2- OHAL ilanını darbe olarak niteleme gafletiyle darbecilere üstü kapalı destek vererek adaletten yana değil darbecilerden yana taraf bir çağrı olmuştur.

3- Yargıyı siyasetin emrine vermek ithamıyla yargı kurumunu bütünüyle töhmet altında bırakan hakkaniyetsiz dolayısıyla adaletsiz bir çağrı olmuştur.

***

4- Mağduriyetleri gidermek için açılan itiraz yollarını ve kurulan komisyonları görmezden gelerek, OHAL ile mağdurların yargıya ulaşımları engellemiştir iddiasıyla da adaletsiz bir çağrıdır..

5- Hükümeti yargı yerine koyarak tutukluların serbest bırakılmasını talep edip kuvvetler ayrılığını hiçe sayan adaletsiz bir çağrıdır.

6- Aynı şekilde tutuklu gazetecilerin sorumluluğunu hükümete yükleyerek haksızlık yani adaletsizlik içindedir.

7- Anayasa değişikliğinin meşruiyetini kabul etmeyerek milli iradeye karşı da haksız ve adaletsizdir.

***

8- Parlamenter sistem üzerindeki vesayetin kaldırılması talebinde bulunarak milli iradenin kararına saygısızlık yapıp adaleti ihlal etmiştir.

9- Adaletsizliğin giderilmesi için ortak irade isteğiyle neyi kastettiği bile anlaşılmayan 9. Madde ile kamuoyunu meşgul ederek aklıselime adaletsiz davranmıştır.

10- Adaletin uluslararası ilişkilere de hakim olmasını isteyerek zihin bulanıklığı sergilemiştir. Ama bu talebin muhatabının uluslararası kurumlar olduğu varsayımıyla değerlendirirsek, talebin gerçek takipçisinin söylemini intihal ederek adaletsizlik yapmaktadır. Çünkü her uluslararası toplantıda bu adalet talebini hatırlatan tek dünya lideri cumhurbaşkanıdır.

***

Hülasa bu yürüyüş ve çağrı destekçileriyle ve mesajlarıyla vesayetçileri, darbecileri ve teröristleri cesaretlendirmiştir! Demokratik bir hakkı istismar ederek demokrasiyi ihlal etmiştir.

Burada teşekkürü hak eden taraf da hükümet olmuştur.

Her türlü provokasyona açık 25 günlük yürüyüş boyunca ve miting sırasında aldığı güvenlik tedbirleriyle hükümet özellikle de içişleri teşekkürü hak eden bir feraset ve olgunluk göstermiştir.

Kılıçdaroğlu'nun kazancı ise parti içi muhalefeti geçici de olsa susturmuş olmasıdır.

Adalet çağrısı bahane şov şahane olmuştur!