24 Haziran 2018 seçimleri, cumhuriyet tarihimizdeki 27. seçimdi, Meclis-i Mebusan'dan itibarense 32. seçim... Demokrasi geleneði açýsýndan kayda deðer bir tecrübe bu. Allah, seçim sonuçlarýný milletimiz için hayra, iyiliðe, güzelliðe çýkarsýn. Sadece Türkiye'den deðil, Bosna'dan, Makedonya'dan, Somali'ye, Pakistan'a kadar büyük alakayla takip edildi 24 Haziran seçimleri.
Seçimin kesin galibi Baþkan Recep Tayyip Erdoðan ve AK Parti oldu. Gizli galibi ise MHP.
Niye 'gizli' dedim? Zira seçim sathýnda, ne zaman 'nerede bu MHP, niye ortada yok' desem, tecrübeli politikacý arkadaþlarým, MHP'nin 'uyuyan deniz'inden söz ettiler. Dedikleri gibi de oldu. Lakin, MHP'nin sandýkla ortaya çýkan bu cüssesini, sadece 'uyuyan deniz' yorumuna býrakamam. Çünkü Reis'e deðil ama AK Parti'ye kýrgýn veya AK Parti listelerini beðenmeyen bir kýsým tepki oylarý da MHP'ye gitti. AK Parti'ye ders vermek isteyen AK Partililer kime oy versinler, herhalde CHP'ye veya Millet Ýttifakýna gidemeyeceklerdi... AK Parti'den Meral Akþener'e oy kaymasý yaþandýðýný düþünmüyorum. Meral Haným'a gelen oylarýn bir kýsmý MHP'den.
MHP lideri partisini daha ilk günden, 'kilit parti' olarak ilan etti ve 'denetim' görevini üstlendi. Ömrünü vesayetlerle mücadeleye adamýþ Erdoðan, bu 'denetim' ilaný hakkýnda ne der bilemeyiz.
Ama kulislerde konuþulan bir diðer mevzu, anti-Türkiye'ci konsorsiyuma karþý durabilmek için AK Parti'nin, devlet eksenine yaslanmak zarureti içine girdiði bahsi... Bu hayat memat sürecinde, 'devlet' ve 'vatan' hassasiyeti, zaten 'sað siyaset'in hiç de uzak olmadýðý zemin eksenlerini pekiþtirdi.
Devlet ve Vatan pekiþmesini sadece AK Parti yaþamadý. CHP de yaþadý. Kýlýçdaroðlu ile birlikte HDP'ye göz kýrpan rezervasyonlar, partinin ana omurgasýna epeydir rahatsýzlýk veriyordu. Muharrem Ýnce, bu aþamada MHP'ye kaymaya baþlayan CHP oylarýnýn önünde ciddi bir set çekti.
Seçimin önemli beklentilerinden birisi; ''MHP ile ittifaktan sonra, Kürt seçmenin AK Parti'ye kýrýlacaðý'' meselesiydi. Beklendiði þekilde radikal bir kopuþ olmadý. Hem MHP ittifaký, hem de temsil gücü düþük listelerine raðmen partiden kopmayan Kürt seçmene, içten bir þekilde teþekkür etmesi gerekiyor AK Parti'nin.
***
AK Parti'nin bu zaferine, ERDOÐAN markasýnýn yüksek gücü imza attý. O parýltýyý araladýðýnýzdaysa arýlar gibi çalýþan harika bir teþkilatlanma yapýsý görüyorsunuz. Koordinasyon ve çalýþma disiplini bakýmýndan adeta bir dinamoyu veya fabrikayý andýran bu yapý, AK Parti baþarýsýnýn mimarýdýr.
***
Baþlýk, Muharrem Ýnce'ye ait. En doðru ve en içten seçim deðerlendirmesiydi bu. Muharrem Ýnce, hem çalýþkanlýðý hem esprileriyle alýþýk olduðumuz üstenci CHP'li kimliðini deðiþtirmeyi denedi. Erdoðan'a yakýn bir dille konuþtu, samimiydi.
Seçimin kaybedeniyse 'þýmarýklar' oldu. Onlarýn bir partisi yok ama her partide karþýnýza çýkabilirler, kendilerine benzemeyenleri öteleyen, aþaðýlayan dil her yerde kaybediyor.