Adana Film Festivali’nde eksiler artýlar

Pek çok yeni filmin ilk kez görücüye çýktýðý 23. Adana Film Festivali, ‘iyi film’ anlamýnda çok da bereketli bir sezon yaþamayacaðýmýzýn ilk iþaretlerini verdi. Öyle bunalým filmleri, öyle boþ hikayeler izledik ki Adana’da, bazýlarý insanýn sabýr taþýný orta yerinden çatlatacak cinstendi. Artýk sinemasal bir deyime dönüþen ‘Nuri Bilge Ceylan özentisi’ geniþ kadrajlar ve uzun planlar, duran fotoðraflar, uzaklara dalýp giden gözler, dakikalarca bir adamýn sigara yakýþý, derin derin iç çekiþi, ‘Hayatýn anlamý tek bir fotoðraf karesine sýðar mý’ þeklinde anlamsýz, ucube aforizmalar... Belli ki bazý yönetmenler için ‘seyirci’ unsuru hiç mi hiç önemli deðil. Bu ne lüks! Bu filmlerin çoðu, saðdan soldan destek de buluyor. Destek saðlayýcýlar bu senaryolarý hiç mi okunmaz; bu aðaç meyva verir mi diye hiç mi düþünmez? Hadi onu da geçtik modasý bitmiþ, içi boþ filmlerin iddialý bir festival seçkisinde ne iþi var? Ön jüriler ne iþe yarýyor ki!.. O filmleri çekenlerin de emeðine yazýk, ne dediði belli olmayan filmlere mahkum edilen seyircinin zamanýna da... Seyirci demiþken, her salonu týklým týklým dolduran Adana seyircisini sabrýndan dolayý tebrik etmek gerekiyor. Zira bizzat sinemanýn içindeki insanlarýn bile ilk yarým saatten itibaren filmleri terk ettiðine þahit oldum. Seyirci yine iyi sabrediyor bunca yeteneksizliðe.

Sinema yazarlarý Adana’ya aktý

- Adana’da onca kýsa film gösterildi. Geleceðin sinemacýlarý, öðrenciler aðýrlandý. Lakin yarýþma filmlerinin peþinden koþmaktan, kýsa filmleri göremedik, zaman kýsýtlýydý. Keþke yarýþma filmlerinin önüne bir iki kýsa film konulsaydý.

-Festivalde Derviþ Zaim’e ödül çýkmamasý bazýlarýnca manidar bulundu. Zaim ‘sýcak politika’dan uzak duruyor diye bazý çevrelerce ‘öteleniyor mu’ sorusu gündeme geldi.

- Bu yýlki Adana’da sinema yazarý enflasyonu yaþandý. Ýstanbul boþaldý Adana’ya aktý adeta. Saydým, neredeyse 90 kiþi vardýk. Bakalým 90 aklýbaþýnda yazý çýkacak mý?

En kötü filmler

- Festivalde ilk izlediðim film Handan Öztürk imzalý ‘Bana Git De’ oldu. Senaryo, yönetim öylesine savruk ve anlamsýz ki baþroldeki Ali karakterinin iki saat boyunca neyi aradýðýný anlamak mümkün olmadý. Film resmen seyirciye ‘git’ diyordu.

- Çaðdaþ Sarý imzalý ‘Geçmiþ’ ise festivalin en ‘bunalým’ takýlan filmiydi. 50 yaþlarýnda duygu karmaþasý içinde boðulmuþ bir adamýn, abuk sabuk aforizmalarýyla dolu bir filmdi. Keçiboynuzu misali kimi zaman ‘eh iþte’ dedirtse de, 1980’lerin bunalým filmlerinden hortlayýp gelmiþ gibiydi.

Festival Derviþ’in ‘Rüya’sýný sildi

Bir filmin festivalde atlandýðý, hatta haksýzlýða uðradýðý görüþündeyim. Derviþ Zaim’in ‘Rüya’sý... Sýradýþý konusu ve Türk sinemasýnda benzersiz bir ‘içerik’ arayýþý olan filmin en azýndan Jüri tarafýndan görülmesini ve özel ödülle ödüllendirilmesini ümit ederdim. Ancak Rüya, hak etmediði halde festivalden eli boþ döndü. Sadece En Ýyi Kadýn Oyuncu Ödülü aldý.  Rüya hakkýnda gösterim tarihlerinde daha ayrýntýlý yazacaðým.

EN ÝYÝ FÝLMLER

Aslýna bakarsanýz Adana Film Festivali’nde yarýþan 12 filmle ilgili sinema yazarlarýnýn ezici çoðunluðunun tespiti þu oldu: Hiçbir film en iyi film deðil! Yine de elde kalan üç beþ film oldu elbette. Baþta Reha Erdem’in Koca Dünya’sý. (Ki En Ýyi Film Ödülü’nün sahibi oldu.) Bence de festivalin en yüz aðartan iþlerinden biriydi. Yetimhanede büyümüþ bir kýz bir erkek iki ergen kardeþin bir ormanda ‘survivor’a dönüþen ölüm kalým mücadelesini derin bir iç sýzýsýyla yansýtmayý baþarýyor film; Anne babasýzlýðýn koca dünyada nasýl bir aðýr yüke dönüþtüðünü þiirsel lakin acýtýcý bir dille aktarýyor. En Ýyi Film Ödülünü bileðinin hakkýyla aldý diyebilirim. Babaným Kanatlarý ve Albüm de sinema anlamýnda ‘iyi’ yapýmlar olarak parladý, ödül gecesinde de öne çýkan filmler arasýndaki yerlerini aldý.

DAR ELBiSE DAR KAFA!
 
Festivalin en skandal filmi kuþkusuz Dar Elbise’ydi. Gerçi bu oryantalist ucubeye film demeye bin þahit ister. Lakin yine de iki çift söz söylemekte fayda var. Hiner Saleem adlý Irak asýllý bir Fransýz’ýn (Ýþin içinde yine bir Fransýzlýk var) filmi olan Dar Elbise, festivalin ‘ortak nefret’objesine dönüþtü. Þayet ‘En Nefret Edilen Film Ödülü’ verilecek olsaydý, bu film açýk ara birinci gelirdi. Film resmen ikinci Mustang faciasý. (Onda da bir Fransýzlýk vardý, hani þu Fransa’nýn Oscar adayý olan, Deniz Gamze Ergüven’in yönettiði film.) 
 
Dar Elbise tam anlamýyla ‘dar kafalý’ bir oryantalistin Türkiye bakýþý... Kötü filme örnek diye akademilerde okutulsa yeridir. Konu berbat, oyunculuklar berbat... Ýstanbul sokaklarýnda bütün kadýnlar evlenince Burka giymek zorunda býrakýlýyormuþ izlenimi veriyor. Yapýmcý arkadaþým Semra Güzel Korver’in hatýrlattýðý gibi, Ýstanbul’da mankenlik ajanslarý dolup taþýyorken, filmde, güya toplum baskýsý yüzünden defileye çýkacak üç beþ kýz dahi bulunamýyor. Neyse ki bu filme en büyük tepki kadýn sinema yazarlarýndan geldi. Böyle bir senaryoda rol alan, üstelik yapýmcý statüsünde olan Tuba Büyüküstün kariyerine zarar verdi. Iraklý yönetmen hiç bilmediði, tanýmadýðý Türkiye hakkýnda ipe sapa gelmez suçlamalarla dolu film yapacaðýna gitsin önce ülkesi Irak’a, Mýsýr’a niye giremediðinin filmini yapsýn. Maçasý yiyorsa ABD askerlerinin iþgal yýllarýnda Iraklý kadýnlara yaptýklarýný anlatsýn. Öyle Fransa’ya 17 yaþýnda kaçýp ‘beslemeye’ dönüþmekle olmuyor bu iþler. Dua etsin o suçladýðý Türkiye’de film çekebiliyor. Sektörde övgüyle bahsedilen M. Tayfur Aydýn’ýn Siyah Karga’sýný, Seren Yüce’nin ‘Rüzgarda Salýnýn Nilüfer’ filmini reddeden Adana ön jürisi, nasýl olur da bu Türkiye düþmaný ucube Dar Elbise’ye kapýlarýný açar? Bu sorunun cevabýný kim verecek?