Adaylarýn, ailelerin stresi hiç anlamlý deðil

B• hafta aileler, adaylar sýralama yapýyorlar, Aðustos baþýnda da puanlarýna uygun bir biçimde yaptýklarý sýralamayý ÖSYM’ye teslim edecekler.

Adaylar, aileler bu süreci, çok yakýndan gözlemliyorum, büyük bir stres altýnda yaþýyorlar.

Yaptýklarý sýralama sonucunda ÖSYM’nin adayý yerleþtireceði yükseköðretim kurumunun, bölümün adayýn geleceði açýsýndan çok önemli, hatta yaþamsal olduðunu düþünüyorlar.

Yerleþtirileceði, bölümün adayýn, gencin yaþamýnda tersinmez, telafi edilemez sonuçlarý olacaðýný peþinen kabul etmiþ durumdalar.

Acaba adaylarýn, ailelerin bu peþin kabulleri çaðýmýzýn gerçekliðiyle ne ölçüde örtüþüyor?  

Yoksa, adaylarýn, ailelerin stresleri kökleri geçmiþte olan bir þartlanmanýn mý ürünü?

Dünya, ekonomik iliþkiler büyük bir hýzla deðiþiyorlar, dönüþüyorlar.

Bu dönüþümden eðitim-öðretim süreçlerinin, en baþta da yükseköðretimin payýný almamasý mümkün deðil.

Lise sonrasý alýnan dört senelik üniversite eðitiminin artýk eski anlamý ASLA yok.

Üniversitelerde bu aþamada anlamlý bir meslek eðitimi de zaten verilemiyor.

Üniversitelerin bu durumu yetersizlikten kaynaklanýyor ama iþin doðrusu da zaten verilmemesi; yirmi bir, yirmi iki yaþýnda bir gencin çaðýmýzda mühendis, avukat, hakim, iktisatçý olacaðý iddiasý anlamsýz, saçma bir iddia.

Ýki senelik ya da dört senelik eðitim veren meslek okullarý da artýk çaðýn, teknolojinin çok gerisindeler, buralarda meslek eðitimi verilir(MÝÞ) gibi yapýlýyor, daha fazlasý yine asla yok.

Yükseköðretimden bugünkü beklentiler, dünkü beklentilerden ve gerçekleþmelerden çok farklý; daha doðrusu öyle olmalý.

Üzerinde hiç durulmayan çok temel baþka bir gerçek, üniversite öðretiminin niteliðinin yeniden ele alýnmasýný gerektiren temel bir olgu da tüm toplumlarýn, geliþmiþ ülkeler baþta olmak üzere ortalama yaþam beklentisinin çok uzamýþ olmasý.

Çok deðil, otuz sene önce ortalama yaþam beklentisi elli yaþýn biraz üzerinde olan ülkelerde bugün yaþam beklentisi seksene merdiven dayamýþ durumda.

Bu yeni çaðda, ortalama yaþam beklentisinin bu kadar uzadýðý bir çaðda, muhtemelen daha da uzayacak, yirmi bir, yirmi iki yaþýnda alýnan bir üniversite diplomasýnýn meslek kazandýrmasýný beklemek, bu diplomanýn eðitim-öðretim sürecinin sonuna tekabül edeceðini düþünmek gerçeklerle taban tabana zýt.

Bir mesleðe yönelik bilgi-beceri donanýmý önümüzdeki senelerde ya lisansüstü öðretime ya da firma içi eðitimlere kayacak, bu dönüþümün kaçarý yok.

Bu kaçýnýlmaz trendler karþýsýnda adaylarýn, ailelerin lise sonrasý yükseköðretimden beklentileri de deðiþmeli ama, malum, zihniyet dönüþümü, ekonominin gerçeklerinin çok ama çok gerisinden geliyor.

Adaylar, aileler üniversitelerden kendilerini dünyaya en çok açacak, o güne dek edinilmiþ refleksleri deðiþtirecek, en azýndan sorgulanmasýna yardýmcý olacak, saçma sapan dersler yerine üç yabancý dil öðretecek, matematik mantýk kazandýracak bir öðretim beklemeli, talep etmeli.

Bugün üniversitelerde (ilk dört senelik lisans) öðretilen mühendislik, firma yönetimi, iþletme bilgileri çok deðil, beþ sene sonra mutlaka müzelik olacak.

Bu temel gerçek karþýsýnda üniversiteler (lisans) gençlere teknik, teknoloji bilgileri yerine formasyon (matematik, fizik, yabancý dil, felsefe, vs) kazandýrmalý, uygulamaya yönelik bilgi akýþý firmalara, lisansüstü eðitimin uygulamaya yönelik dallarýna býrakýlmalý.

Bu nedenlerden adaylarý, aileleri çok rahat olmaya davet ediyorum; gençler üniversite yýllarýný daha rahat ama formasyon (teknik bilgi deðil) kazanarak geçirsinler, üniversite (lisans)-meslek iliþkisini kafalarýndan çýkarsýnlar, mesleki formasyonu daha sonra edineceklerini bilsinler.

Bu yazdýklarýmý adaylarýn, ailelerin çok ciddiye almayacaklarýný biliyorum ama yine de benden yazmasý.Bir de, mümkünse, mesela yirmi sene sonra, dönüp bu yazdýðýma bir göz atsýnlar. twitter.com/KarakasEser