Adı serbest ticaret anlaşması mı, krizden çıkış stratejisi mi?

2012 sonlarında bu sene içerisinde ABD ile AB arasında imzalanabilecek serbest ticaret anlaşmasından bahsedilmeye başlandı..ve son nokta yarın… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,yarın gideceği Washington ziyaretinde en önemli gündem maddelerinden birisi bu…. Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisine Türk CEO'lardan oluşan 100 kadar işadamı da katılacak

Bu konuyu defelarca dile getirmiştim..Aslında yüzyılın anlaşması olabilir bu.Ve bir çok dengede değişebilir..Tabi ki gerçekleştiği takdirde…

Başbakan Erdoğan'ın Obama ile yapacağı görüşmede ikili ilişkilerde ilk gündem maddesi ABD'nin AB ile imzalayacağı Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması…

Türkiye Gümrük Birliği üyesi olarak, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı anlaşmalardan yararlanamayan bir konumda…Türkiye’de bu yapının içerinde yer alabilirse ABD ile serbest ticaret anlaşmasına taraf olabilecek… Böyle bir durumda ABD'nin yıllardır kaldırmadığı kota ve kısıtlamalar kalkacak.

İşte bu nedenlerde Başbakan Recep Erdoğan’ın ABD’ye yapacağı bu ziyaret çok çok farklı bir önem taşıyor…

Hatırlayalım en son Uluslar arası kredi derecenlendirme kuruluşu FITCH, Türkiye ekonomisinin güçlü olmasının nedeninin güçlü ihracat olduğunu vurguladı…
Bu önemli detayı kafamızın bir yerine not edip devam edelim…

ABD ve Avrupa arasında imzalanması muhtemel serbest ticaret anlaşması mevzuunu biraz daha açalım..

Geçtiğimiz aylarda ABD Ticaret Temsilcisi , Avrupa Birliği ve ABD tarım dahil olmak üzere tüm sektörleri kapsayacak bir serbest ticaret anlaşması imzalama konusunu ciddi olarak değerlendirdiklerinin açıkladı …

Nitekim bu konu için kurulan Grubun, Haziran ayına kadar bir ön rapor hazırlaması, yıl sonuna kadar da önerilerini sunması bekleniyor.

Bu arada Serbest ticaret anlaşmaları, Ocak-Temmuz 2013 arasında AB dönem başkanlığına gelen İrlanda'nın da önemli gündem maddelerinden biri.

Bu arada Cameron Washington'da…Obama ile Suriye krizi ve Avrupa Birliği-ABD serbest ticaret anlaşması başta olmak üzere bir dizi konuyu görüşecek. İngiliz ekonomisine yıllık 10 milyar sterlin katkıda bulunması beklenen AB-ABD serbest ticaret anlaşması da, Cameron'ın 3 günlük ABD ziyaretinin gündeminde yer alıyor..İngiltere'nin AB'den ayrılmasını istemeyen ABD'nin bu konudaki görüşlerini yinelemesi, Cameron'ın da Obama'ya ülkesinin AB'den ayrılmayacağı yönünde güvence vermesi bekleniyor.

Bu detay sonrası biraz rakamlara bakalım;

AB verileri, 2011 yılında AB'nin ABD'ye 260 milyar Euro'luk mal ihraç ettiğini ve ABD'den de 184 milyar Euro ithalat yaptığını gösteriyor.

ABD ve AB'nin 27 ülkesi arasındaki ticari bağlar oldukça kuvvetli… İki taraf arasındaki ticaret hacmi 2011 yılında 490 milyar Euro'yu bulurken iki tarafın birbirine yaptığı yatırımların toplamı 2 trilyon Euro seviyesinde...

Bu arada AB sadece ABD değil , Singapur ile serbest ticaret anlaşması konusunda Aralık ayında anlaşmaya vardı. 2011'de AB ile Singapur arasındaki ticaret hacmi 46 milyar Euro'yu buldu.Aralık ayında aynı zamanda Kolombiya, Peru ve altı Orta Amerika ülkesiyle AB arasındaki serbest ticaret anlaşmalarına Avrupa Parlamentosu'ndan onay çıktı.

Arka arkaya AB’n in yaptığı bu serbest ticaret anlaşmaları Avrupa için bir çıkış yolu…Özellikle son yıllardaki resesyonu düşünecek olursak...

Türkiye’ye dönecek olursak en son Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD ile AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasının, Gümrük Birliği üyeliği sebebiyle Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi ki konu çok kritik…

Babacan ayrıca bu sürecin doğru yönetilmesi halinde ilişkilere katkısının büyük olacağını, aksi takdirde ise siyasi ilişkilerde mevcut durumdan geriye gidilebileceğini ve Türkiye’ninde müzakere masasında olmasını gerektiğini söyledi.

Bu arada bir bilgi biz AB’nin gümrük birliği anlaşması yaptığı tek ülkeyiz.

Eğer ABD AB ile serbest ticaret anlaşması yapar ve Türkiye dışında kalırsa ciddi bir kayıpla karşılaşabiliriz...

Çünkü AB-ABD arasında serbest ticaret anlaşması yaptığı zaman Türkiye ABD mallarına hiçbir gümrük vergisi uygulamadan ‘’gel’’ diyecek… Fakat ABD'ye olan ihracatımızda gümrük vergileri devam edecek…Yani ithalat vergisiz ihracat vergili gerçekleşecek...

Dünya Ticaret Örgütü’ne göre iki taraf arasındaki gümrük vergileri mevcut dünya koşullarına göre düşük kalıyor. AB malları için ortalama yüzde 5.2, ABD mallarına ise ortalama yüzde 3.5 gümrük vergisi uygulanıyor.

Bu arada Almanya Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ülkenin en büyük ekonomi düşünce kuruluşlarından IfoInstitut’a hazırlattığı rapora göre STA, Türkiye’nin gayfisafi yurtiçi hasılasında yüzde 2.5’lik kayba neden olacak. Bu durum IMF’ye göre 838.9 milyar dolar öngörülen Türkiye’nin 2013 GSYH’sinde 20 milyar dolarlık bir kayıp anlamına geliyor.

Peki biz ne yapacağız ?

İktisadi Kalkınma Vakfı'ndan da AB'nin üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları ve Türkiye açısından etkileriyle ilgili değerlendirmeler geldi.

'Gümrük Birliği'nde, İktisadi Kalkınma Vakfı'nın her zaman vurguladığı gibi, AB’nin Türkiye ile bir Gümrük Birliği yokmuş gibi kendi kendine başka ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları sebebiyle sorunlar yaşanmaktadır. AB özellikle Dünya Ticaret Örgütü kapsamında Doha’da başlatılan çok taraflı ticaret müzakerelerinde sonuç alınamaması sebebiyle ikili ticaret anlaşmalarına yönelmiş, Kanada’dan Meksika’ya, Güney Kore’den Hindistan’a kadar birçok ticari aktör ile serbest ticaret anlaşmaları müzakere etmek ve imzalamak suretiyle dünya pazarlarındaki payını artırma yoluna gitmiştir.

AB ile gümrük birliği içinde olduğundan bu anlaşmalar yapılmadan Türkiye'nin de görüşleri alınması gerekir.

Nasıl ki 27 üye Devletin bakanları AB Bakanlar Konseyi'nde toplanıp görüşmelerde uygulanacak "ortak müzakere pozisyonu"nu belirliyorsa o toplantıda Türkiye'nin de görüşleri alınmalıdır.

Gerçek anlamda gümrük birliği uygulaması bunu gerektirmektedir.

Ve şimdi bu konuda neler yapılacak süreç nasıl işleyecek?

Asıl soru bu...

Kalın sağlıcakla...

Kaynak: euractiv