Darbe gecesi, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn talimatýyla sala okuyan müezzin, giyimlerinden “çaðdaþ” olduðu anlaþýlan üç kiþi tarafýndan darp edildi.
Görüntüleri internetten bulabilirsiniz...
Öfkeyle, kudurganlýkla, kinle saldýrýyorlar...
Hem garibim müezzine kafa-göz dalýyorlar, hem de ellerindeki aðýr cisimlerle cam-çerçeve indiriyorlar.
Bu üç saldýrgan haydudun, “vakitsiz sala” okuduðu için müezzini darp ettikleri açýklanmýþtý.
Bu memleket, “ezan”dan rahatsýzlýðýný dile getirirken, “Ýþte Batý bu nedenle bizi sevmiyor, bangýr bangýr ezan...” diye yazan FETÖ yancýsý yazarlar gördü. (Bu arkadaþýmýz emekli subaydýr. Bir dönem Fetullah’ýn operasyon gazetesinde köþe yazýlarý yazdý.)
Demek ki “sala”yý vakitsiz bulan çaðdaþ aydýnlanmacýlarýmýz da çýkacakmýþ.
Ne vakit okunur sala?
Cuma namazýný haber vermek için okunur.
Sabah ezanýndan önce okunur.
Mahallede ya da yörede cenaze olduðunu bildirmek için okunur.
Seferberlik, savaþ, afet zamanlarýnda okunur.
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn yerinde kararýyla 15 Temmuz gecesi minarelerden sala sesleri yükseldi. “Vakitsiz”deðildi.
Hem hangi durumlarda sala okunduðunu bilmeyeceksin, hem de maaile camiyi basýp müezzin pataklayacaksýn, sonra da çaðdaþ aydýnlanmacý geçineceksin. (“Vakitsiz sala” okuduðu gerekçesiyle müezzin pataklayanlar, mahkemede verdikleri ifadede, “Biz bu salanýn darbeye destek için okunduðunu sanýyorduk, o nedenle müezzini dövdük” demiþler... Ben müezzinin avukatlýðýný yapan kiþinin yalancýsýyým. Mahkeme de bu ifadeyi geçerli sayýp tahliye kararý vermiþ.)
Ýzmir’de müezzin pataklayan çaðdaþ aydýnlanmacýlarýmýzýn türdeþleri darbe gecesi Beþiktaþ’ta tencere-tava çaldýlar, Baðdat Caddesi’nde de tanklarý alkýþladýlar.
Fakat problem bundan sonra baþlýyor.
Müezzini darp eden üç haydudun tahliye edilmesi üzerine kamuoyundan yükselen homurtular savcýlýðý harekete geçirdi, “þortlu kýz” olayýnda olduðu gibi, saldýrganlarýn yeniden tutuklanmasýný istedi.
Mahkeme tutuklama kararý verdi.
Saldýrganlardan hanýmefendi (ve ayný zamanda þortlu) olaný teslim oldu.
Ýki gün sonra da, “adli kontrol” þartýyla þipþak tahliye edildi.
Sorularým þunlar:
Mahkemelerimiz, kamuoyu tepkisine göre mi hareket ediyor?
Hürriyetgazetesinin manþeti üzerine, þortlu kýza uçan tekme atan meczup (yakýnlarý akli melekelerinin yerinde olmadýðýný söylüyor) yeniden tutuklanmýþtý. “Tutuklama” kararýný yeterli görmeyen çaðdaþ aydýnlanmacýlarýmýz (herhalde asýlmasý gerekiyordu), saldýrýnýn din düþüncesinden kaynaklandýðý yönünde bir kampanya düzenlediler ve elbette her zaman olduðu gibi faturayý siyasi iktidara kestiler.
Müezzini darp eden haydutlar hakkýnda da (muhtemelen) kamuoyu tepkisi üzerine yeniden tutuklama kararý verildi ama peþinden jet tahliye kararý geldi.
Neden?
Tepkiler cýlýz kaldýðý için mi?
Hürriyet gazetesi olaya el atmadýðý için mi?
Kamuoyu baskýsýna göre hareket eden mahkemelerimiz, artýk tepkinin dozuna ve tepkicilerin ideolojisine de mi bakýyor? “Ne kadar tepki, o kadar tutuklama” mý?
Peki, þortlu kýz olayýnda kýlý kýrk yaran aydýnlanmýþ kalemlerin sessizliðini (ve “þortlu kýz” konusunda destanlar Hürriyet gazetesinin tepkisizliðini) nasýl açýklamalý?
Mahkemelerin adil karar vermesi, aydýnlanmýþ kalemlerin duyarlýlýk göstermesi için müezzinlere þort mu giydirelim?
Hürriyet gazetesinin Ýmam Hatip kökenli yazarý, þortlu kýz olayýný din düþüncesine baðlamýþtý; mahkemelerin “Hoþ geldin IÞÝD kafasý” dediðini varsayarak o meczubu salýverdiðini yazmýþtý.
Müezzini darp eden haydutlar hakkýnda da ayný terbiyesizlikte, ayný “düþüklükte” bir yazý kaleme alabilir mi?