Selahaddin E. Çakırgil
Selahaddin E. Çakırgil
Tüm Yazıları

‘Adrenalin’ yaptırımlarına teslim olmadan

1 Kasım seçimlerinin resmî olmayan sonuçları neredeyse kesin gibi.. Bu satırların yazıldığı ve sandıkların ülke genelinde yüzde 80’inin açıldığı duruma göre, AK Parti, yüzde 50’nin üstünde gözüküyor. 

O çıkacak neticenin, inşaallah, hayırlara vesile olması, kaybeden ve kazananların herbirisin de  teenni ile hareket etmesi dileğiyle..

***

Sonuç her ne ve nasıl olursa olsun, seçim dönemleri ülkelerin en zayıf dönemleridir. Çünkü, kutuplaşmanın, safların en yoğun yaşandığı, duyguların kırılma veya coşma derecesine doğru yöneldiği, hırsların, kırgınlık ve kızgınlıkların yaşandığı, çok yakın dostlukların bile kopmalara uğradığı bu gibi seçimler sonucunda bazılarının ummadığı zaferler veya bazılarının ummadığı yenilgiler tadmaları mümkündür.

***

Hani, özellikle boks müsabakalarında çokça görülen bir durum vardır..

Her iki boksör de nakavtla yenişemeyince, bazan, 12 raundu tamamlamakta bile zorlanırlar, ayakta duramaz hale gelirler. Ama sonunda tarafların puanları hesap edilip, birisi galip ilan edilince; yenilen, daha bir ayakta duramaz hale gelir, ringe up-uzun serilir ve ayağa kalkmakta bile zorlanır; galip ilan edilen ise biraz önce ayakta duramayan taraflardan birisi de kendisi değilmişçesine, iplere koşar, kollarını zafer kazanmış bir boksör olarak seyirciler tarafında yükselterek güç gösterisi yapar, eldivenlerini öper. O güçsüzlükten eser kalmamıştır, âdetâ.. 

Bu, sadece insanlarda, rakibini, hasmını veya düşmanını yenen kişi veya toplumlarda değil, bütün canlılarda, hayvanlar âleminde de böyledir ve yenen tarafda adrenalin zirve yapar; yenilen taraf ise daha bir halsiz duruma düşer, kaçacak mecâl bile bulamaz.

***

Ama asıl mes’ele, kendisinin çok güçlü olduğu zamanda, en zayıf ânının o ân olduğunu hissedebilmektir. Nitekim, zafer sarhoşluğuna kapılanlar kendilerini, hareketlerini, tepkilerini kontrol edemedikleri zaman hem kendileri için, hem de mensubu oldukları toplum ve hattâ bütün insanlık için felaketlerin kapısını açmak gibi bir noktaya gelebilirler.

Seçimi kazananlar gurura kapılmamalı, ellerine geçen hizmet fırsatını daha dikkatli kullanmalı; kazanamayanlar da milletin rağbetine mazhar olacak hayırlı çalışmalara yönelmek için önlerindeki zamanı değerlendirmelidirler.

***

Seçme yaşına gelmiş her vatandaşın iradesi eşdeğerde olduğuna göre; herkes diğerinin görüşüne katılmasa bile, başkalarının da tıpkı kendisi gibi, ülkenin geleceği için iradesini ortaya koyma hakkının bulunduğunu daha bir teenni ve sabırla düşünüp kabul etmeli.. Çünkü, bu ülke hepimizin..

Sadece, bu seçimler sonucunda mazlum ve müslüman halklar mı sevindi; emperyalist ve şeytanî güç odakları mı; ona bakıp, kendimizin hangi tarafda yer aldığımızı daha bir düşünelim.. 

Sonuçların hayırlar getirmesi niyazıyla..

***

İki Başsağlığı Notu:

1- Hindistan’da doğup, Pakistan devletinin kurulması esnâsındaki büyük ayrışmada Pakistan tarafında kalan ve merhûm Ebu’l- Alâ Mevdûdî’nin kültürel hizmetlerinde bulunmuş ve daha sonra da ülkemize gelip evlenerek T.C. vatandaşlığına da geçen ve Türkçeye 40 yıldır kalemi ve tercümeleri ve de özellikle de dünya müslümanlığının yaklaşık üçte birini oluşturan Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Keşmir diyarlarından en doğru haber ve tahlillerini sunan, efendilik âbidesi Muhammed Khan Keyanî irtihal-ı dâr-ı beqâ eylemiş bulunuyor.

Kendisiyle, hele de 20 sene öncelerde, yurt dışında mühendis olarak çalıştığı sırada çok yakın bir dostluğumuz oluşan bu aziz insan için Allah’u Tealâ’dan rahmet ve kederdîde ailesi için de başsağlığı ve sabr-ı cemîl niyaz ediyorum.

2- Selâm gazetesinin Yazı İşl. Müdürü iken, 28 Şubat 1997 Zorbalığı günlerinde, hakkında, -yalanı bile güzel ve her şuûrlu müslümana bir de gurur veren- ‘Kudüs Kurtuluş Ordusu’ vs. adında ‘terör örgütü’ (?) kurmak iddialarıyla dâva açılanlardan ve bu yüzden, 16-17 yıldan beri İsviçre’de güç gurbet şartlarında yaşamak zorunda kalan Aydın Koral kardeşimizin ağabeyi Hamza Koral, fânî dünyamızdan beqâ âlemine kavuşmuş bulunuyor.

30 Ekim günü, Gölcük- Seymen’de toprağa verilen merhûmun cenazesine, Aydın kardeşimiz haliyle katılamadı. Yakınlarını yitirdiklerinde gelinemeyecek gurbetlerde olanların nasıl acılar yaşadıklarını, yaşayanlar bilir.

Merhûma Allah’u Tealâ’dan rahmet, Aydın kardeşime ve bütün yakınlarına da sabr-ı cemîl ve başsağlığı diliyorum.