Advocaat ile çoktan havlu atıldı

Fenerbahçe’nin sezon başından beri nasıl futbol oynadığını anlamış değiliz. Sarı-Lacivertli takımın aldığı skorlar da ortalık yerde. Bu kadar kaybeden bir takım, asla ve asla şampiyon olamaz.

Teknik Direktör Dick Advocaat, kaybedilen maçlardan sonra futbolcularını eleştiriyor. Onları yetersiz gördüğünü söylüyor. Peki sayın Advocaat acaba kendisini hiç eleştiriyor mu? Kendisini eleştirmeyip de sadece futbolcular üzerinden yorum yapan bir teknik adamın başarılı olması asla mümkün değildir.

Eğer, Fenerbahçe Advocaat ile yoluna devam edecekse bu sezon şampiyonluk adına şimdiden havlu atmıştır. Bundan sonra Fenerbahçe tüm maçlarını kazansa da hiçbir yere gelemez. 

Takım eğer ligi üçüncü bitirirse öpüp başına koysun. Ama Yönetim Kurulu önümüzdeki sezonu düşünüyorsa, Advocaat ile bu işin yürüyemeyeceğini şimdiye kadar çoktan anlaması lazımdı. Bunu en fazla bilmesi gereken de Başkan Aziz Yıldırım’dan başkası değil.

Beyefendi kafasına göre takılıyor. Futbolculara kaybedilen maçtan sonra hiçbir şey olmamış gibi izin veriyor. Kendisi de özel işlerini bahane ederek soluğu memleketi Hollanda’da alıyor. Halbuki onun özel işi, futbolcularına böylesi bir durumda izin vermek değildir. Hele de memleketi Hollanda’ya gitmek hiç değildir...

Fenerbahçe yönetimi de kulağının üzerine yatmış, bu gidişata bir dur diyemiyorsa, şapkalarını önlerine koyarak artık iyi bir düşünmeli.

Bir de anlayamadığım Aziz Yıldırım, gündem değiştirmek için gereksiz olaylara yelken açarak sağa sola dalmaya başladı. Bu gidişat Fenerbahçe gibi bir kulübe hiç yakışmıyor. Advocaat’ın bu saatten sonra Fenerbahçe’deki sorunlara herhangi bir çare bulacağına inanmıyorum.

Fenerbahçe takım olarak iyi oynamıyorsa ilk suçlu tabi ki futbolcular, sonra da teknik direktördedir. Yönetim fahiş fiyatlar harcayarak bir takım oluşturduğunu zanneti, ama hiç de öyle olmadı. Yazık oldu verilen paralara. Ununu elemiş, eleğin asmış Van Persie ile başarıya koşacaklarını sanıyorlarsa, koskoca hayalin ötesine geçemezler.

Kısacası Fenerahçe’den bu gidişatla ne köy olur ne kasaba.