Türkiye, sýnýrlarýna kadar getirilmiþ bir terör þebekesinin tehdidine karþý adým attýkça, karþý cephe farklý formlarda ataklara kalkýþýyor.
Zeytin Dalý harekatýnýn amacýnýn, araçlarýnýn, hedeflerinin defalarca devletin en üst makamlarýnca dile getirilmesine karþýn, kara propaganda hýz kesmiyor.
PKK/PYD/YPG þer þebekesi tarafýndan sürdürülen manipülasyon hamlesinde, sivillere yönelik saldýrýda bulunulduðu safsatasýndan, kullanýlan silahlarla ilgili iftiralara kadar farklý argümanlar kullanýlýrken, PKK/PYD cephesinin hezimeti de farklý çerçevede yansýtýlýyor.
Sahada kaçarak, yenilerek uðradýklarý bozgunu, sosyal medya, medya ve farklý alanlarla bir zafer tablosu þeklinde yansýtmaya çalýþýyorlar.
Maðdur olduklarý ve ayný zamanda Batý’nýn kendilerine DEAÞ’a karþý verdikleri sözde mücadele nedeniyle borçlu olduðu algýsýyla bu manipülasyon hamlesini sürdürmeye kalkýþýyorlar.
Bu hamlelere alet olan Batýlý gazeteciler ise kendi kariyerleri açýsýndan tam bir trajedi fotoðrafý sunuyorlar.
PKK/PYD, kendi manipülasyon ve kara propaganda hamlesi için bir grup Batýlý gazeteciyi operasyon bölgesine getirdi. Ancak onlardan önce, Ýngiliz gazeteci Robert Fisk’in geçtiði bir haber var ki, dünya manipülasyon tarihine örnek olarak geçecek nitelikte.
Türkiye’ye akýl almaz suçlamalar getiren Fisk’in elinde PKK/PYD’li teröristlerle temastan geçen barut izlerini hisseder gibi oluyorsunuz, Independent gazetesinde yayýnlanan yazýsýný okuyunca.
Zira Afrin’e giderek bu yazýyý hazýrladýðýný öne süren Robert Fisk’in en “saðlam” kaynaðý, kontrolü tamamen PKK’da olan Afrin hastanesinin doktorlarý.
Ýsmini vererek, sözlerine atýf yaptýðý “Dr. Polat”, Rusya’da týp okurken, “halkýna faydalý olmak” amacýyla bu kente gelen bir PKK/PYD üyesi. Dr. Polat da muhtemelen kod adý. Kendi aðzýyla týp eðitimini yarým býraktýðý yönündeki sözlerinden anlýyoruz ki, doktor da deðil.
Ancak Fisk, bu örgüt üyesinin tuttuðu “kayýtlara” dayanarak, Türkiye’nin Afrin’de sivilleri hedef aldýðýný, Ýsrail’in Lübnan’da, ABD’nin Irak’ta yaptýðý haksýzlýklarý Türk askerlerinin bu kentte tekrar ettiðini öne sürüyor.
Kudüs için baþta BM ve ÝÝT olmak üzere uluslararasý kurumlar aracýlýðýyla dünyayý ayaða kaldýrdýðýmýza herhangi bir atýf elbette yok.
Dünyada nerede bir mazlum varsa, insani yardým köprüleri kurarak onlara yardýma koþtuðumuz yok.
Söze Suriye’den giriyor güya, 3.5 milyon Suriyeli mülteciye kol kanat germemize deðinmiyor bile.
Tam tersi, Afrin’de Arap mülteci bir aileyi hedef aldýðýmýzý öne sürüyor.
Bu algý operasyonu, dezenformasyon ve manipülasyonun adý da gazetecilik oluyor.
Yemezler.
Robert Fisk’in bu çabasý, uzun bir gazetecilik kariyerinin can çekiþen trajik son sahnesi gibi acýklý duruyor.
