Suriye Rejimine baðlý silahlý gruplarýn Afrin’e gitmeye kalkýþtýklarý haberleri, bu konudaki bilgiler içinde en kesin olaný gibi. Zira Afrin’e gitmek için yola çýkanlarýn Rejim’e yakýn milis güç ya da Rejim gücü olarak tarif edildiði farklý haberler bulunuyor. Bu ikisinin ayný anlama geldiði ileri sürülebilir, ancak yaratacaðý sonuçlar açýsýndan ayniyetten söz edilmesi zor.
Adý geçen güçler Rejim güçleri ise Afrin’de Türkiye’nin karþýsýna çýkmaya çalýþan Suriye, rejime yakýn milisler ise Ýran þeklinde algýlanýr. Sonuç itibarýyla biri neyse öteki de o biçiminde bir yorum yapýlmasý mümkün. Ancak oklar doðrudan Ýran’ý iþaret ettiðinde ABD’nin, Esad’ý iþaret ettiðinde de Rusya’nýn müdahale etmelerini gerektiren bir durum ortaya çýkar.
Afrin’e gelmeye çalýþan güçlerin kimler olduðunu bir yana býrakýr isek, esas meselenin ne olduðunu anlamaya çalýþmak belki daha yararlý olur. Görünen gerekçe, YPG’ye destek verilmesi. Ýlk bakýþta, YPG-PKK ile mücadele eden Türkiye’ye karþý da açýkça yapýlan bir düþmanlýðýn ifadesi. Hal böyle olunca, sorumluluðun Esad’da aranmasýnýn bir mahsuru yok, zira Esad ile Türkiye zaten epeydir karþý karþýya.
Afrin’deki manipülasyonun gerçekten YPG’ye yardým saðlayacaðý ise muhtemelen en son düþünülmüþ konu. Mesele, YPG’yi kimin yanýna çekeceði ile ilgili bir bilek güreþi.
YPG’ye en fazla ABD’nin destek verdiði düþünülüyor. Ancak hem ABD ile Türkiye arasýnda yeni mekanizmalarýn kurulmasý hem de YPG’nin sadece ABD’den destek almýyor olmasý, Afrin’de bir deneme yapýlmasýný olanaklý kýlmýþ olabilir.
Söz konusu deneme, YPG’ye olan ABD desteðinin azalmasý ya da ABD ile Türkiye’nin en azýndan bazý konularda anlaþmalarý halinde, YPG’nin Ýran desteðini kabul edeceðini ima ediyor. Hal bu ise, ABD’ye þantaj yapýlmýþ denebilir. ABD’nin baþ düþman olarak ilan ettiði Ýran’ýn bir kale daha kazanma ihtimali, ABD’nin Türkiye konusunda geri adým atmasýný beklemek anlamýna gelir.
ABD ile Türkiye arasýnda bir normalleþme olmaz ise gayet tabi Ýran bundan memnuniyet duyar; ancak belki Rusya daha da fazla memnuniyet duyar.
ABD, YPG’ye teçhizat ve silah saðlýyor ise Rusya da Suriye’nin hava sahasýný kontrol ederek kimin savaþ uçaðýnýn havalanacaðýna karar veriyor. Dolayýsýyla örneðin Esad’ýn savaþ uçaklarý Batý Guta’yý bombalayabilirken Türkiye kendi sýnýrýna yakýn yerlerdeki hendekleri bile havadan yok etme imkaný bulamýyor.
Afrin’deki manipülasyon bu denge üzerinden okunduðunda, üç olasýlýktan söz edilebilir. Ya Türkiye ile Esad ya da Ýran’ý karþý karþýya getirip ABD ile Rusya’nýn bu karþý karþýya gelme hali içinden pazarlýk yapmalarýný saðlamak istenmiþtir. Ya Rusya, tek durdurucu güç olduðunu hatýrlatarak Türkiye ile olan iþbirliðinin ABD tarafýndan bozulmasý riskini hatýrlatmýþtýr ya da ABD Türkiye’ye bu iþlerin arkasýnda Rusya’nýn olduðunu göstermek istemiþtir.
Giriþimin manipülasyon düzeyinde kalmasý, söz konusu olasýlýklarýn masalarda görüþülmesini saðlamak için. Anlaþýldýðý kadarýyla bu olayda esas karar vermeye zorlanan oyuncu ABD ve onun için bile zaman giderek daralýyor. Zira Türkiye masada ne görüþülürse görüþülsün kendisine yönelik tehdidi bertaraf edeceðini açýkladý. Bu “siz istediðiniz pazarlýðý yapýn, benim tavrým deðiþmeyecek” demektir.
Anlaþýlan son günlerin müzakere konusu YPG’nin Türkiye karþýsýnda mý yoksa öncelikle Esad karþýsýnda mý konumlandýrýlacaðý ile ilgili. Bu da zaten Suriye’nin geleceði tartýþmalarýnýn bizzat kendisi demek...