Bir ormancýnýn sözüyle öðrendik bunu. Aðaç, kalemin madenidir, o kalem ki arzuhalimizi yazar. Aðaç, Kur'an'da güzel sözün timsalidir, Hz. Musa Cenabý Hak ile mülaki olduðunda, bir Aðaç vasýtasýyla konuþtu Rabbimizle. Aðaç; beþiktir, sofradýr, asadýr, saldýr, tabuttur. Ona tutunarak yaþarýz biz insanlar... Ormanlarýmýz deyince böyle genel bir þey anlaþýlýyor, aðaçlarýmýz diyeyim, aðaçlarýmýz aðlaþa aðlaþa peþ peþe yanarken, hepimiz can evinden vurulduk... Allah Teala kusurlarýmýzý affetsin. Bize aðaçlarý yeniden bahþetsin. Onlar bizim sessiz þahitlerimiz, yeryüzündeki cennet gölgelerimiz, aðaçlarýmýz...
Sanki bir kýyamet provasýndan geçiyor dünya... Sibirya'da, Yunanistan'da, Ýtalya'da, Ýspanya'da yangýnlar eþ zamanlý olarak insanlýðý ve tüm çevreyi tehdit eder seviyede...
Ýklim krizinin çok sert hava deðiþikliklerine yol açabileceði yýllardýr söyleniyordu. Ama ne yazýk, çok da ciddiye alýnmýyordu ki zehirli sera gazý salýnýmý bir türlü azaltýlmadý, atmosferdeki devasa delikler büyüdükçe büyüdü... Ege ve Akdeniz'de önceki yýllara göre ciddi sýcaklýk artýþýyla birlikte, orman yangýnlarýnýn da pimi çekilmiþ oldu...
Kendimize soracaðýmýz çok soru var: Mangal düþkünlüðümüz, sigara izmaritlerini yanýk haldeyken saða sola atma alýþkanlýðýmýz, pikniðe gidince her türlü kiri çöpü ve bu arada kývýlcým çýkaracak mercekler olduðunu unuttuðumuz cam atýklarý da ormanlarda býrakýverme gibi kötü huylarýmýzla yüzleþmek zorundayýz... Betonlaþma aþkýmýzý da frenlemek zorundayýz. Ýnþaatlaþmayý geliþimin ve ilerlemenin itici gücü olarak gören bakýþ açýsý, doðayý imha etmenin hayatý imha etmekle eþdeðer olduðunu fark edebilmeli. Rantlarýn gözleri alýcý parýltýsý, bizleri doðayý mahveden birer zombiye çevirmemeli... Ormanlarýn içine oteller, pahalý siteler yapmanýn bir intihar olduðunuysa, hep birlikte gördük.
Orman görevlileri, itfaiye erleri, askerlerimiz, el birliðiyle canhýraþ þekilde ölümü göze alarak çalýþýyorlar. Allah hepsinden razý olsun. Buna karþýlýk sosyal medyada kan gövdeyi götürüyor. Klavye þovmenleri, sanki hiç bir çalýþma yokmuþ gibi yüzsüzce iftiralara imza atýyor. Bir yanda Þahin Akdemir gibi alevlere su taþýrken hayatýný feda eden iyilik timsali insanlar, bir yanda oturduðu yerden içindeki tüm kini ve nefreti kusarcasýna köpürtenler... Bu bilgi kirliliðiyle düzgün bir þekilde mücadele etmek gerekiyor. Zamanýnda cevaplanmayan veya özensizce cevaplanan iftiralar, iftira bile olsa derin iz býrakýyor...
Bu arada 'Help Turkey' adý altýnda, kopyala yapýþtýr þeklinde çoðaltýlan bir sosyal medya paylaþýmý, kýsa sürede, Türkiye'nin orman yangýnlarýyla iyi mücadele edemediðinden yola çýkýp, ülkenin yönetilemez bir hale geldiði ve dýþ yardýma muhtaç olduðu içeriðine dönüþtürüldü. Ülkeler arasý insani diplomatik kanallar zaten açýk ve iþliyorken, insanlarýn kendi ülkelerini dünyaya þikayetini doðru bulmadýðýmý söyledikten sonra ise feci bir lince tabi tutuldum... Bu sorgusuz sualsiz Batý hayranlýðý, bizde ne yazýk ki mandacý bir refleks olarak iþliyor. Muhalifliði, ülkesinden nefret etmeye kadar çýkartan bu saplantýlý bakýþtan býktýk usandýk...
O vicdanlarý kararmýþ insanlarý bir kenara býrakalým!
Türkiye'mizin nice zorluklarý birbiriyle dayanýþarak atlatmýþ insanlarýnýn toplumsal sekinetine, vakarýna, duasýna, fedakarlýðýna, çalýþkanlýðýna, dayanýþmasýna güvenim tam! Ýnþallah bugünleri de aþacaðýz...
Bu arada; dünyaca tanýnan, saygýnlýkla anýlan sinemacý Semih Kaplanoðlu beyefendiye ismi lazým olmayan bir fütursuzun yönelttiði saldýrý, herkesi kýzdýrdý. Senaryosunu yazdýðý ve yönettiði filmlerle, insanýn kalbine ve ruhuna yol arayan, dünyadaki ekolojik krizin bir kýyamet gibi hepimizi yutmaya hazýrlandýðý uyarýsýný da barýndýran, açlýða, kuraklýða dikkat çeken, küçük dünyasýyla insanýn içinde barýndýrdýðý devasa galaksiye selam veren, sinema diline hikmetli bir açýlým getiren tarzýyla, tüm dünyada 'Kaplanoðlu Sinemasý'' diye anýlan bir ekolün de sahibi Semih Bey'e, bizi aðaçlarýn aðlayýþýna kulak vermeye ve gözyaþlarýný dindirmeye çaðýrdýðý için, ayrýca teþekkür ediyorum...