Evleri tarumar olduðu için...
Vatanlarý iþgal edildiði için...
Zulme uðradýklarý, maðdur olduklarý için...
Yiyecek bir lokma ekmek bulamadýklarý için...
Ölümle burun buruna yaþadýklarý için...
Analar, babalar çocuklarýný kendi elleri ile topraða verdikleri için...
Çocuklar yetim kaldýklarý için...
Yapýlan hiçbir tespit Gazzelilerin niçin aðladýklarýnýn cevabý deðil.
Ýkamet etmiþ olduðum muhitte Gazzeli mesture bir haným öðrenciyi dinledim. Ýçim titredi. Setrin vücut bulmuþ haliyle utandýrdý beni. Kiþiliðimden de Müslümanlýðýmdan da utandým!
"Ben sizi anlamýyorum; Türkiye'deki Müslümanlarý anlamýyorum!
Gazze'dekilere neden üzülüyorsunuz ki?
Biz oraya gitmek için imkân kolluyoruz.
Terör çetesi Ýsrail'in zulmüne duçar kalmýþ olanlar her an ölebileceklerinin, ölme ihtimallerinin yüksek olduðunun bilincindeler. Bu bilinçle yaþadýklarý için sürekli Allah'la frekansý ve münasebeti koparmadan yaþýyorlar.
Yani aslýnda mümince yaþýyorlar.
'Bütün zevkleri býçak gibi kesen ölümü çokça hatýrlayýn!' diyen peygamberimizin (sav) ihtarýna uygun yaþýyorlar.
Öldüklerinde de þehit olma ihtimalleri çok yüksek.
Gazze haricindeki diðer Ýslam coðrafyalarýndaki Müslümanlar her an ölümle burun buruna deðiller.
Ölümü biliyorlar, bir gün öleceklerini biliyorlar ama 'hiç ölmeyecekmiþ gibi dünya için yaþýyorlar.'
Allah'la münasebetleri kopuk.
Gazzeli Müslümanlar sizden daha avantajlý durumdalar. Siz kendi halinize hayýflanmalýsýnýz!
Onlar için cennet neredeyse garanti.
Mesela Gazze'de sabah namazý çok kýymetlidir. Hep cemaatle kalýnýr. Her sokakta sabah namazýný cemaatle kýlarlar.
Sizin burada hiç kimsenin sabah namazý umurunda deðil." deyince; "Sair namazlar çok mu umurunda?" diyesim geldi.
Bu görüþmenin bir gün sonrasýnda gazetemin de servis ettiði bir haberde babasýnýn þehit olmuþ bedenini kucaðýna alarak aðlayan on yaþýndaki Gazzeli bir çocuðu seyrettim.
Gazzeliler bir müjdeye aðlýyordu.
Peygamberin verdiði bir müjde üzerine yüz yýllarca ordular Ýstanbul'un kapýlarýný zorladýlar. Müjdedeki tazime mazhar olabilmek için seksen yaþýnda Eba Eyyub at üstünde aylar süren yolculukla Ýstanbul kapýlarýndaydý.
"Seni ancak alemlere rahmet olarak yarattým" muhabbetine muhatap peygamberin bir müjdesi Müslümanlar için her þeyden kýymetliydi.
Onun verdiði müjdeler Müslümanlarýn rüyalarýný süslüyor ve uyanýþa geçiyorlardý.
Sekiz asýr sonra bu müjde Sultan Mehmet'e müyesser kýlýndý.
Þimdi kimi coðrafyada peygamberin baþka bir müjdesi için yanýp tutuþanlar var. Caný pahasýna bu müjdenin muhatabý olmaya ceht etmiþ olanlar var.
"Her kim sabah namazýný kýlarsa o kimse Allah'ýn korumasý altýndadýr." müjdesi bir Müslüman için Ýstanbul kapýlarýndan daha heybetli ve derinmiþ; anladým.
"Baba, artýk beni sabah namazýna kim kaldýracak!"
Allahuekber!
Gazzeli küçük çocuk babasýnýn bu dünyadan göçüp gittiðine deðil,
Evsiz yurtsuz kaldýðýna deðil,
Yetim, öksüz kaldýðýna deðil,
Karnýný doyuramayacaðýna deðil,
Sabah namazýna kendisini kaldýracak kimsenin olmayýþýna aðlýyor.
Allahuekber!
Acaba insanlýk tarihinde böylesine ibretli bir sahne kaç kere yaþanmýþtýr?
Ýnsanlýðýn ibret tablosu olarak tarihe kazýnmasý gereken bir an.
Müslümanlarýn hangi konuda gözyaþý dökmesi gerektiðinin canlý bir örneðidir bu tablo.
Yaþanmasý gereken Ýslam'ýn þahididir bu tablo.
Ýman etmenin ne demek olduðunu gösteren ibretlik bir tablo.
Ülkemizde eðitimini tamamlamaya çalýþan mestura haným öðrencinin de dediði gibi aðlamasý gereken Gazzeliler deðil...
Gözyaþlarýný ceyhun etmesi gerekenler Filistinliler deðil...
Aðlamasý gereken, Filistinli kardeþlerini üç-beþ milyon Siyonist'e kurban eden 1,5 milyarlýk Ýslam dünyasýdýr.
Aðlamasý gereken, sabah namazýna kalkamayan ve bunun derdini yaþamayan biz Müslümanlardýr.
Biz aðlamadýðýmýz için Gazzeliler aðlýyor.
Gazzeliler; ruhu ölmüþ, vicdaný ölmüþ, aklý ölmüþ, kalbi ölmüþ olan bizim için aðlýyor.
Anlayabilene...
Aðlayabilene...