Ağlayana gene mama verdiler

Koca 45 dakikanın uzatması 1 dakika ama; o bir dakikanın uzatması (Ortada hiçbir neden yokken) 2 dakikayı bile aşıyor. Yılmaz hocanın yan hakemine saatini göstermesi boşuna, hakem maçı kendi kafasına göre sürdürüyordu. O anda atılan golle skorun berabere olması, asla adil değil... "Hakemler hep bize haksızlık yapıyor" diye isyan eden takıma, al sana lojistik destek. Avanta dakikadan bonus gol!

Devre arasına mağlup girmesi beklenen ve açıkçası bunu da hak eden Beşiktaş; ilk yarıda yürüye yürüye maç oynadı. Tempon düşükse, üretimin de düşük olur...  Orta sahada rakibi basmayan, savunmada bolca gedikler veren Siyah-Beyazlılar; Elazığ’ın oyunun hakimi olmasını sadece seyrettiler. Şansları, Sinan Kaloğlu'nun Elazığ’ın prangalayan, topları ve pozisyonları ezen forveti olmasıydı. Korneri bile doğru dürüst kullanamıyordu. Takım 10 kişi oynasa, Beşiktaş'a karşı daha etkili olurdu. Ama takım arkadaşı Görkem; hem attığı golle hem müthiş yararlı futboluyla, sahanın en iyisiydi.

H  H  H

Oyun içinde Sivok'un penaltı tartışmalarına yol açan bir pozisyonu vardı ama; devam kararı doğruydu. Çünkü koluna temas eden top hem çok kısa mesafeden geldi, hem de Sivok penaltıdan korunma içgüdüsü içindeydi. Pozisyon temiz!

Beşiktaş'ta genç Sinan'ın daha ilk devre sürerken oyundan alınması ile beraber; Samet Aybaba takım içinde de oynamalar yaptı. Bu müdahale takımın doğru futbola yönlenmesine çok ciddi katkı verdi. Hakemin boş yere süreyi uzatması, bu kısa canlanışın golle ödüllendirilmesini sağladı.

Beklenmedik beraberlik, ikinci yarıda Beşiktaş'ı maça çağırdı. En azından o uyuşuk takım ortada yoktu. O zamana kadar boşladıkları Elazığ'ı orta alanda da frenlemeye başladılar, başardılar.

Yaralı Beşiktaş'a bu kadarcık pansuman bile iyi geldi. Dün maçtan taburcu oldu ama, bu bir tedavi değil.