Bizim Almanya aþkýmýz ilk iþcilerimizi Sirkeci tren istasyonundan yolcu ettiðimiz gün baþlamadý. Nikahýmýzý kýyan Alman Ýmparatoru "Hacý" Wihelm'dir! Almanya'ya Müslümanlarý kutsal bir savaþta Ýngiltere'ye karþý bir silah olarak kullanma fikrinin babasýysa Max Von Oppenheim'dýr. Bu adam Yahudi kökenli bir Alman baronudur. Köln'de çok zengin bir banker ailenin oðludur. Çocukluðunda okuduðu Binbir Gece Masallarý'nýn etkisiyle doðunun büyüsüne kapýlýr.
Oppenheim doðuya ilk gezisini 1883-84 yýllarý arasýnda Atina, Ýzmir ve Ýstanbul'a yapar ve kendi deyimiyle büyülenir. Kýsa aralýklara Fas'a, Kahire'ye gider ve sonunda 1892 yýlýnda Kahire'ye yerleþir, Alman Büyüykelciliðinde istihbarat görevlisi olarak çalýþmaya baþlar. Ancak Yahudi kökenli olduðu için Alman Dýþ Ýþleri onu resmi göreve kabul etmez. Yani hiç bir zaman dýþ iþleri memuru olamayacaktýr.
Oppenheim 1909'a kadar kaldýðý Kahire'den Alman Dýþiþlerine 472 rapor yollar. Bu raporlarýn çoðu Ýslam'da Sünni-Þii ayrýlýðý üzerinedir. Çölde yaþayan Þammar Bedevileri üzerine bir kitap yayýnlayýnca "amatör bir Doðu uzmaný" olarak tanýnmaya baþlar. Oppenheim 1915 Ermeni tehcirinin de fikir babasýdýr!
Oppenheim'ýn Kayzer II.Wilhelm'le yollarý ilginç bir biçimde, oldukça erken bir tarihte 1879 yýlýnda kesiþir. O sýra Oppenheim on dokuz, II. Wilhelm 20 yaþýndadýr. Bu tanýþma gelecekte yakýn bir iþbirliðine hatta dostluða dönüþecektir; ikisinin de tutkusu ve hedefi Doðudur çünkü!
II. Wilhem'i 1898'de Istanbul, Kudüs ve Þam'a yaptýðý ünlü yolculuk konusunda yüreklendirenlerin baþýnda Oppenheim gelir. Oppenheim 1896'da II.Wilhelm'e yolladýðý bir raporda Ýslamýn harekete geçirildiðinde çok büyük bir güç olduðunu anlatýr, bu gücü Mýsýr ve Hindistan'da "devrimci bir biçimde" kullanma gereðinden söz eder.
Wilhelm Þam'da dünya basýnýný toplar ve 300 milyon Müslüman'ýn koruyucusu olduðunu ilan eder. Müslümanlarýn Halifesi Osmanlý Sultaný II. Abdülhamid'e desteðini açýkca belirtir. Ve 1897'de Baðdat Demiryolu imtiyazýný tümüyle Almanya alýr.
Alman Ýstihbarat Kuruluþu Ýslam dünyasýnda bir Hacý Wilhelm propagandasý baþlatýr. Hatta Wilhelm'in gizlice Müslümanlýðý benimsediði yalaný yayýlýr. Amaç Ýslam dünyasýný Almanya'nýn yanýna çekmektir. Bu arada Oppenheim artýk Wilhelm'im Ýslam dünyasýnda ne kadar çok sevildiðini anlatan raporlar yollar . Bu raporlarý okuyan Wilhelm tam anlamýyla havaya girer!!
Bu arada Ýngilizler Oppenheim'a Kayzer'in Casusu etiketini yapýþtýrmýþtýr bile. Onu sürekli izler ve Londra'ya rapor ederler. Oppenheim 1900 yýlýnda Kayzer'le Potsdam'da buluþur. Kafa kafaya verip Ýslam inancýný Ýngilizleri ve Ruslarý vuracak bir silah olarak kullanmanýn yollarýný konuþurlar."Kafirleri öldürmek mübahtýr!" O sýralar Almanlara göre kafirler Ýngiliz, Rus ve Fransýzlardýr! Sonunda II. Wilhelm Ýstanbul'daki Alman büyükelçisi Wangenheim'ý Osmanlý'yla acele bir askeri ittifak imzalamasý için sýkýþtýrýr. Bu son derece gizli Alman-Türk askeri anlaþmasý 2 Aðustos 1914'de Sadrazam Said Halim Paþa'nýn yalýsýnda imzalanýr. Osmanlý hükümetinde bu anlaþmayý sadece Enver, Talat, Halil Bey ve Said Halim Paþa bilir. Wihelm ayný zamanda Osmanlý'yý bir oldubittiyle savaþa sokacak hamleyi yapar, Goeben ve Breslau (Yavuz ve Midilli) zýrhlýlarýný daha sonra Karadeniz'e çýkýp Rusyaya saldýrmalarý için Ýstanbul'a yollar. Ýngiliz savaþi gemilerinin izlediði Alman zýrhlýlarý 10 Aðustos günü Çanakkale Boðazýna gelirler ve Enver Paþa giriþ izni verir...
(Bknz Alman Cihadý ve Ermeni Sürgünü Kerem ÇalýþkanRemzi Kitabevi)