Ah Ýslam Dünyasý!

“Ýslam dünyasýnýn Ýslam Dünyasý olabilme mücadelesi...” deyip duruyordum ya...

“Türkiye'de ve Ýslam Dünyasýnda neler oluyor?”baþlýklý sayýsýz konferans verdim bu konuda. “Büyük Hesaplaþma yaþandýðýný” söyledim. Bunun bir boyutunda “Türkiye'nin Türkiye olma mücadelesi” bulunduðunu yazdým, söyledim. “100 yýllýk parantezin kapatýlmasý” bununla ilgiliydi. “Alt alta üst üste boðuþmalar”dan söz ettim. “Bir patlama olur, kimin düþeceði belli olmaz, dikkatli olmak lazým” dedim.

“Arap baharý”ile baþlayan umutlar vardý. Ýslam coðrafyasýnda sömürgeci güçlerin eyalet valisi gibi hareket eden diktatörlükler yýkýlýyor, Müslüman halklar kendi yönetimlerini seçiyorlardý.

Cezayir'de Ýslami Selamet Partisi'ne yönelik darbenin, Türkiye'de Refah Partisi'ne yönelik post modern darbenin 1990'larda kaldýðý zannediliyordu.

Ama Mýsýr'da halk iradesinin iktidarý sadece 1 yýl dayanabildi. Mursi'yi devirdiler. Amerika devirenleri “Demokrasiyi kurtarmak” gerekçesiyle kutsadý.

“Suriye'de Esed devrilince kim iktidara gelecek?”sorusunun cevabý Mýsýr benzeri bir kadroyu iþaretlediði için Esed'in kalmasýna göz yumuldu ve Suriye iç savaþ bataklýðýna döndürüldü.

Nükleer müzakerelerde Türkiye'nin göðsünü gererek savunduðu Ýran'ýn aklý Irak ve Suriye'de bulandýrýldý ve Türkiye ile dostluðun çok uzaðýna,“Pers tutkusu”na savruldu.

Ve þimdi kendi memleketinde gerçekten “Baþkan” olup olmadýðý tartýþýlan kiþi, Suudi Arabistan'ýn baþþehri Riyad'a gelip, sihirli küre etrafýnda Suudi Kralý ile Mýsýr'ýn diktatörünü buluþturup, 280 milyar dolarý silah alýmý için olmak üzere 550 milyar dolarlýk dudak uçuklatan bir anlaþma ile “Yeni Ortadoðu denklemi”nin fotoðrafýný veriyor. 

Trump - Kral Salman - Sisi...

Müthiþ fotoðraf.

Sonra Telaviv – Kudüs.

Sonra Vatikan.

Amerika'dan bakýnca nasýl okunuyor bu fotoðraf bilmem, ama bizim coðrafyamýz için gerçekten iç acýtýcý.

Erbakan Hoca merhum, D-8 için Malezya - Nijerya arasýný birbirine kavuþturmaya can atýyordu. Ýran, Suudi Arabistan, Mýsýr'ý yan yana oturtmak zorun zoruydu. Ak Parti iktidarýnda bir hayli çaba gösterilmiþti Erbakan Hoca'nýn yapamadýðýný yapmak için...

Ama gelin görün ki Ýran'ýn Pers hesaplarýna sýnýr yok, Suudiler'in “Þia kaygýsý” ile Ýsrail'i Ýran'a tercih etme tavrýna sýnýr yok, Ýhvan – Hamas çizgisine karþý körfez civarýna sýralanmýþ krallýklar dünyasýnda kolay aþýlmaz rezervler var vs...

Bu manzaraya baktýðýmýzda “Ýslam dünyasýnýn Ýslam dünyasý olmasý ideali” sona ermiþ olmuyor kuþkusuz. “100 yýllýk parantez” ya da onun güncellenmesi, bu coðrafyanýn “Normal”i deðil asla. Kendi ülkesinde anormal bulunan bir kiþinin bizim coðrafyamýzda “Normal”i inþa etmeye kalkýþmasý, belki de tarihin en garip cilvelerinden biri.

Türkiye'nin bu coðrafyanýn “Normal”ini aramasý yanlýþ deðildi. Türkiye'nin kendi içinde “Normal”i aramasý yanlýþ olmadýðý gibi. Zaman zaman Mýsýr'ýn Türkiye'nin 1960'larýný yaþadýðýný ifade etmiþimdir. Bazý Ýslam ülkeleri oralara bile gelmiþ deðildir.

Sisi – Kral – Trump fotoðrafý, sadece coðrafyamýzýn yaþadýðý anormalliði sergileyen ironik bir görüntüdür. Ümmetin yüreðini zonklatan bir görüntüdür. Ümmete “Biz bu fotoðraftaki sakilliði hak etmiyoruz” dedirten bir görüntüdür.

Þunu da söyleyelim ki, Ýslam dünyasý “Normal”ini bulmadan dünyanýn sancýsý bitmeyecektir.

***

Ah Akif Emre: Odanýzda çalýþýyorsunuz ve bir haber bomba gibi düþüyor gündeminize. “Akif Emre vefat etmiþ duydunuz mu?” Yoo, duymamýþtýk, iþte duyduk.“Kim bilir nerde nasýl kaç yaþýnda...” diyor yaCahit Sýtký. Herkesin bir “Nebe-i azimi – Büyük haberi” var. Bilinmez vakitte kapýyý çalacak. Akif'in haberi herkesin yüreðine kor gibi düþmüþtür eminim. Allah rahmet eylesin. Ýnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn. Biz muhakkak ki O'na aitiz ve yine muhakkak ki O'na döneceðiz. Amennâ ve saddaknâ. Aileye, dostlara taziyelerimi sunuyorum. Allah sabr-ý cemil versin. Cennette cem olalým inþaallah.