Ah þu bankalar!


Benim kadar þu bankalarýn durumuna eðilen birini daha bulsam, bu milli ve riskli görevi derhal devredeceðim. Bir aralar Zaman Gazetesinde yazan Kadir Dikbaþ bu banka konularýna çok eðiliyordu; maalesef gazeteden ayrýlmýþ o da.  


Bir de Sabah Gazetesi'nden Þeref Oðuz bu meselelere eðilirdi; artýk yazarlýðýn yanýnda ekonomi müdürü oldu. Yani artýk denge gözetmek zorunda. Bir tarafta reklam verenler- diðer tarafta iþverenler.


Allah korusun ya ikisi anlaþýrda reklam veren iþverene beðenmediði bu müdürü iþten at derse... Olur mu böyle þeyler sakýn demeyin. Hiç bir banka, reklam parasý ile ekonomi yazarý veya müdürünü iþten attýrmaya çalýþýr mý?


Olur mu olur... burasý Türkiye.


Ve emin olun kimsenin de sesi çýkmaz. O siyasilerin etkisi iddiasý ile dahi iþini kaybeden gazetecilere herkes sahip çýkar ya; iþ bankalarýn veya sermayenin rüþvet benzeri reklam parasý ile iþten attýrdýklarýna geldiðinde kimse dönüp bile bakmaz. 


Ne demiþler "sermayenin vurduðu yer acýtmaz"


Duymadým...Ne?


Böyle bir söz yok mu? Büyüklerimiz böyle bir söz söylememiþ mi? Yazýk yazýk. Büyüklerin eksikliði iþte. Kapitalizmin gücünün iman gücünü ezebileceðini düþünememiþler.


YASASI VAR PÝYASASI YOK AMA CEZASI VAR


Yüce googl üzerinden "ibrahim kahveci ve bankalar" diye arattýðýnýzda karþýnýza kýsa süreye sýðdýrýlmýþ çok sayýda yazý çýkacaktýr. Yazdýk da ne oldu?


Hiç... hiiiççç...


Bugün zor günler için sakladýðým bir tane örnek vereyim:


Büyük heyecanla hazýrladýðýmýz mortgage kredi sistemi, daha henüz hayata geçmeden ilgili ekonomi bakanýnýn bile terk ettiði yasa oluverdi hatýrlarsanýz.


Yasa sahipsizdi. Çünkü Abdüllatif Þener'in büyük hayali ile baþladýðý yolculuðuna þen'siz devam etti yasa.


Sahipsiz olduðu kadar aslýnda yasa piyasasýz da kaldý. Çünkü küresel kriz tam da bu mort-gate skandalý ile patlamýþtý.


Yasa çýktý ama bakaný ve piyasasý ortada yoktu. Bu mort-kredi sisteminin bir tek unsuru ortada kalmýþtý: O da cezasý.


Ýkincil piyasasý oluþacak ve borcunu erken ödeyenler ikinci piyasayý etkileyecek diye yüzde 2'lik kredi kapatma cezasý getirilmiþti. Ýþte o cezayý bankalar çatýr çatýr almaya devam ediyor. Mort-kredinin bakaný ve piyasasý ortada yok ama cezasýný alan bankalar iþin sefasýný bi güzel sürüyor ya.


Var mý itirazý olan?


BANKA BÜYÜMESÝ!


Banka büyümesine veya ekonominin sadece bankalar üzerinden büyüme modeline çok karþý çýktým. Özellikle 2008-09 krizden çýkýþ stratejisine bankalara baðlanan bir ekonomik model oluþacaðý nedeniyle çok sert eleþtiriler getirdim.


Eskiden üretime baðlý büyüme modeli yerine; artýk tüketime baðlý üretim modelindeyiz.


Ne kadar tüketim - o kadar büyüme.


Bu modelin belkemiði ise bankalar. Gelen sermayenin üretim yerine tüketime sevk edilmesi için bankalar olmazsa olmaz þart.


Ýnanmazsanýz bakýn. Tablo burada.


2002 yýlýndan 2007 yýlýna kadar ilk 5 yýllýk dönemde yüzde 40 reel büyümeye karþýlýk yüzde 53 sanayi büyümesi var.


2007-2012 ikinci 5 yýllýk dönemde küresel kriz eþliðinde toplam büyüme yüzde 16 ama her nedense bankalar yine ilk 5 yýl kadar hýzlý büyümeye devam etmiþ.


Veya þöyle söyleyelim:


2002-2007 yýllarý arasýnda yüzde 53 sanayi büyümesi yaþanýrken bankalar da yüzde 56 büyümüþtü. 2007-2012 yýllarý arasýnda ise sanayi büyümesi yüzde 15'e çökerken bankalar yine yüzde 55 büyüme ile canlarýndan ve kanlarýndan bir þey kaybetmemiþler.


AKDENÝZ MODELÝ


Yýllardýr söyler dururum. Akdeniz havzasýna bir bakýn. Silahlý Gladyolarýný tasfiye eden bu ülkeler neden mali þiþkinlik ve finansallaþma ile sermayeye göbekten baðlanmýþlar. Bu ülkelerde neden finansal istikrar siyasal istikrarýn önüne geçerek seçilmiþler birer piyon noktasýna oturtulmuþ.


Sahi, finansallaþmanýn bir numaralý argümaný olan finansal piyasalarýn kuralsýzlaþmasý çerçevesinde NASDAQ iþbirliði BÝST'i ne duruma getirecek?


Tablo ortada. Ve burda: