Ahh..İlk yarıda da böyle oynasaydık!

Başakşehir, rakibi tanımak ve sahaya alışmak adına oyuna kontrollu başladı. Ama rakibi tanıyayım derken; kendisi tanınmayacak hale geldi. Daha işin başında arka arkaya golleri yedi.
Şok sonrasında açılmasını, kendine gelmesini ve mukabelede bulumasını bekledik. Fakat bir süre daha şaşkınlık hali sürdü. Nasıl oynuyorsa öyle devam ettti.
Sonra, deplasmanda atacağı bir golün çok şeyi değiştireceğini nihayet kavrayıp; atağa geçti. Ancak bu kez de, tempo arttırmayınca, yüklenmesinin etki gücü zayıfladı. İlk devrede 4 kez fırsat buldu, kötü vuruşlarla hepsini heba etti.

***

Brugge; daha hazır, daha özgüvenli, daha tempolu ve daha oturmuş bir takım görünümündeydi. Buna rağmen, Başakşehir karşısında sarsıntı geçirdiği anlar oldu. İşte o dönemleri iyi kullandık,
Emre bildik özelliklerini sergileme fırsatları buldu, Ama Visca telaşlı şutlar attı. Adebayor bir şeyler yapmak için çırpınıyor gibi görünse de, hiç bir şey yapamıyordu. Clichi’nin savunmada hataları oldu. Neyse ki ikinci yarıya, hızlı ve çok etkili başladık. Neler yapabileceğinin bilincine kavuşmuş bir takım örgüsünde, muhteşem oynuyorduk. Adebayor, kaleci ile karşı karşıya kalabileceği pozisyonda faul yapmasa, farkı bire indirmek için büyük bir fırsatımız olacaktı. Ama sıklaşan pozisyonlarla Brugge erezyona girdiği için, bu dağılmanın cezasını ödedi. Derken diğer goller geldi. Özellikle Elia’nın golü muhteşemdi.
Başakşehir, maça tutuk başlamasa ve ikinci yarıdaki oyununu ilk yarıdan da sürdürebilseydi, açık farkla maçı bitirebilirdi. Rakibini ikinci yarıda sürklase etti. Emre, Mahmut, Elia maçın yıldızı oldu. Attığımız goller, rövanşa için tur umudu müjdeliyor.