Ahir Ömründe Kraliyete Sýðýnmak!

Yaklaþýk iki asýr öncesinde Ýslam dünyasýnda ortaya çýkan, peþpeþe gelen yenilgilerle birlikte hakimiyetini ilan eden bir söylem var. Özetle, sömürgeci zihniyetin ‘baþarý’sýný merkeze alýp kendi zihin dünyasýný, daha geniþ anlamda tecrübesini, geleneðini küçümseyen, hatta tüm bunlarý bizatihi baþarýsýzlýðýn temeli sayan bir anlayýþ. Farklý tonlarý olsa da, Ýslam dünyasýnýn dört bir yanýnda egemen olan bu yaklaþýmýn, ürettiði bir aydýn modeli var.

Kuþkusuz uðradýðýmýz aðýr yenilgilerin, beraberinde bu tür arayýþ ve yaklaþýmlarý ortaya çýkarmasý þaþýrtýcý deðil. Bizde Latin alfabesini dayatarak yapýlmak istenen ya da toplamda ‘ulus devlet’ modeli diye icad edilen iþlerin hepsi böyle bir hayal kýrýklýðýnýn ve kompleksin ürünü. Kimse kusura bakmasýn; bugün baþýmýza örülmüþ çoraplarýn neredeyse tamamý bu anlayýþýn bize armaðaný. Ayrýlýkçý Kürtlerin, üstelik son derece kötü bir taklitle günümüze taþýdýðý ‘model’in baþýmýza açtýðý iþler de dahil.

Daha tuhaf geliþmeler de var ne yazýk ki. Mesela yakýn geçmiþte büyük bir saygýyla takip ettiðimiz kimi isimlerin, sanki bu model kutsalmýþ da onu birileri yýkarak herþeyi alt üst ediyormuþcasýna feryat etmesi gibi.

Cemil Meriç’in kemiklerini sýzlatýrcasýna soruyor ‘Bu devlet etnik þantaja kurban mý gidecek’ diye. Þantajýn dik alasýdýr zatý alinizin yücelttiði kuruluþ yahut kurgu! Þantajýn ta kendisidir bu ülkenin deðerlerini Avrupa’nýn ortasýnda pazarlýk masasýnda harcayýp kendilerine Kraliyet’ten koltuk devþirenlerin yaptýðý!

Ne oldu, hani imparatorluk ufku, hani tarih, hani gelenek, hani ‘geçmiþle baðý olmayanýn geleceði olmaz’ söylemi. Birdenbire Kraliyet’in þemsiyesine sýðýnmak mý geldi aklýnýza. ‘Ne Þam’ýn þekeri, ne Arap’ýn yüzü’ diyenlerin safýna katýlmak için bu kadar heves niye.

‘Niye camiler bazýlarýmýzý kaçýrdý’ diye hesap soruyor. Üstelik Beyaz Türkler yalnýzmýþ ve dahi gidecek yerleri de yokmuþ! Mesele çok açýk: ‘Namazda gözü olmayanýn, ezanda kulaðý olmaz.’ Hoþ, zatý aliniz de kabristanlarýn giriþine yazýlan ‘Her nefs ölümü tadacaktýr’ ayeti kerimesi hakkýnda ‘Oralara saçma sapan bir laf yazmýþlar’ diyerek bu topraklarýn deðerlerinden ne kadar haberdar olduðunuzu bize ispat etmiþtiniz.

Þaþýrtýcý ama ilk deðil. Belli ki dün mücadele ediyor gibi göründükleri zihniyet, eninde sonunda onlarý esir almýþ. Üstelik bu koca coðrafyada yalnýz da deðiller. Þu cümleleri okuyalým önce:

‘Mýsýr’ýn þu andaki durumu Ashab-ý Kehf dönemindeki durum gibi, Ýhvancýlar adeta 80 yýl sonra maðaradan çýkmýþlar ve dilini anlamadýklarý bir halkýn ülkesine ayak basmýþlar. Ýhvan-ý Müslimin Ýslamcý olmasýna raðmen Mýsýr halký onlarý onaylamýyor; çünkü bu grup þiddetli bir iktidar tutkunu ve baþkalarýnýn görüþünü önemsemeden onu tekeline alýyor.’

Bu sözler Mýsýr’ýn yakýn tarihteki en önemli gazetecilerinden sayýlan Hasaneyn Heykel’e ait. Tam da yukarýda ifade etmeye çalýþtýðýmýz anlayýþýn ürünü, benzeri ve ikizi. Elbette haklý! Hüsnü Mübarek denilen adam, kadim Mýsýr’ýn esintilerini taþýyan bir yönetimle adalet daðýtýrken, birdenbire Müslüman Kardeþler maðaradan çýkýp güzelim ülkeyi iþgal ettiler!

En azýndan Heykel’in geçmiþi, söyledikleri ve çizgisi ortada. Peki ya bizdekiler, dün köksüzlük olarak gördükleri ne zaman çýnar oldu ki onlara sarýlma ihtiyacý duyuyorlar.

Ne kadar yazýk.